CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (1)- "Terör örgütüne yardım ve yataklık yapanlar için suç duyurusunda bulunduk. Korkularından dosyayı ele alamıyorlar, 'Elimiz yanar' diye. Elin yanmaz savcı kardeşim, yeter ki yüreğin yanmasın. Yeter ki şehitlere ve gazilere sa

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Terör örgütüne yardım ve yataklık yapanlar için suç duyurusunda bulunduk. Korkularından dosyayı ele alamıyorlar, 'Elimiz yanar' diye. Elin yanmaz savcı kardeşim, yeter ki yüreğin yanmasın. Yeter ki şehitlere ve gazilere sahip çık." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Toplantının başında kürsüye gelen CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, Sur İlçesi'nde yaşanan süreçte CHP'li belediyelerin, TBMM Grubu'nun ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun gösterdiği ilgiye teşekkür etti.

Mehmet Sayın daha sonra Sur'un fotoğrafını Kemal Kılıçdaroğlu'na verdi.

Kılıçdaroğlu, bugün gazetelerde Yüksekova'ya dönenlerin araçlarından oluşan konvoyun fotoğrafının yer aldığını belirterek, CHP olarak her zaman teröre karşı çıktıklarını ve terörü bir insanlık suçu olarak gördüklerini vurguladı.

Terör mağduru olan tüm ailelerin yanında olduklarını, hiçbir ayrım gözetmeksizin onların ihtiyaçlarına karşılık vermeye çalıştıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Herkesin gerçeği görmesi lazım, teröre karşı hep beraber duracağız. Kendi insanımızın mutluluğu için, refahı için hep beraber çalışacağız. Kimseyi kimliğinden, inancından, yaşam tarzından ötürü ayırmayacağız. Sözüm söz, bütün Türkiye'yi kucaklayacağız." diye konuştu.

AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılında terörün sıfır noktasında bulunduğunu, bugün ise ülkenin kan gölüne döndüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Kim göz yumdu? Valilere talimat verdi, 'Aman ha bunlara dokunmayın' diye. Bunun hesabını sormak zorundayız. Kim terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyorsa, vicdanı olan herkesin sorması lazım. Her şehidin kanı onların ellerindedir, yakalarındadır. Terör örgütüne yardım ve yataklık yapanlar için suç duyurusunda bulunduk. Vicdanlı, namuslu, ahlaklı, hukuk bilen bir savcı bekliyoruz. Korkularından dosyayı ele alamıyorlar, 'Elimiz yanar' diye. Elin yanmaz savcı kardeşim, yeter ki yüreğin yanmasın. Yeter ki şehitlere ve gazilere sahip çık."

- "Dosya önünüze gelirse Recep Tayyip Erdoğan'ı davet edeceksiniz"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, vatandaşların terörle mücadelede tüm gerçekleri açıkça görmesi ve sorgulaması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dün açıklama yapıyorlar; 'Fetullah Gülen terör örgütü... Milli Güvenlik Kurulu karar aldık, bunu da gönderiyoruz hükümete'. Tamam aldın kararı, gönderdin hükümete. Şimdi namuslu bütün hakimlere sesleniyorum, eğer bu dosya önünüze gelirse, doğrudan doğruya Recep Tayyip Erdoğan'ı davet edeceksiniz. 'Gel, sen ne diyordun?' diyeceksiniz. 'Siz ne istediniz de biz vermedik?'. Hakim soracak, 'Söyle bakalım ne istediler, neyi verdiniz?' Yardım ve yataklık diyorsanız, bundan büyük yardım ve yataklık mı olur? Kendi itirafı. PKK'ya gelince, valilere 'Dokunmayın, bırakın, silah deposuna döndürsün, bırakın insanlar ölsün' diyorlar. Öbürüne gelince, 'Ne istediniz de vermedik, her şeyi verdik, biz size' diyor. Nasıl bir terör örgütüne sen her şeyi veriyorsun? Devleti bile sen teslim ettin. Şimdi hakimlerden bekliyorum, bunu ve yandaşlarını mahkemenin huzuruna çağıracaklar, soracaklar. Biz de taraf olacağız orada. Türkiye Cumhuriyeti'nden taraf olacağız. Onlar ne istediler de siz verdiniz, biz bunu öğrenmek istiyoruz. Bizim hakkımız var."

- "Dört yıl verin, Türkiye'yi uçuracağız"

CHP'nin sanki yarın seçim olacakmış gibi Türkiye'nin bütün sorunlarına sahip çıktığını ve çözüm ürettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, hafta sonu Karadeniz bölgesine yaptığı ziyarete değindi.

Fındık üreticileriyle görüştüklerini ve sıkıntılarını dinlediklerini aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarlarının 14 yıldır ülkeyi yönettiğini ancak fındık üreticilerinin sorunlarını çözmedikleri gibi Fiskobirlik'i de batırdıklarını savundu.

Kılıçdaroğlu, fındığın bölgenin stratejik ürünlerinden biri olduğunu, bu nedenle acil olarak sorunların çözülmesi gerektiğini bildirdi.

"Fındık üreticisinin alın teri, birilerine peşkeş çekiliyor." diyen Kılıçdaroğlu, sorunların giderilmesi için Fiskobirlik'in yeniden güçlendirilmesi, fındık bahçelerinin yenilenmesi için üreticilere destek verilmesi, fındığın kullanıldığı şeker ve çikolata sanayinde de teşvik uygulamaları düzenlenmesi ve mutlaka özel bir fındık yasasının çıkarılması gerektiğini ifade etti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "14 yıldır bölgeye gidiyorlar, üreticinin sorunlarını çözmediler. Biz öyle 14 yıl istemiyoruz. Dört yıl verin, Türkiye'yi uçuracağız. Dört yılda Türkiye'yi bölgesinin lideri, Avrupa'nın lideri yapacağız." dedi.

- "Gençlerin 'özgürlük' diye haykırdığını bütün dünyaya gösterdiler"

Konuşmasında Gezi olaylarının 3. yılı olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Ben Taksim meydanında zekasını, aklını, bilgisini kullanan bütün gençlere şükran borçluyum. Onlar, gençlerin 'özgürlük' diye haykırdığını bütün dünyaya gösterdiler. Ve onlar, hiç kimsenin vermediği bir dersi bir diktatöre verdiler ve ona diz çöktürdüler. O nedenle onlara şükran borçluyum. 'Olay iki ağaç mı?' Olay iki ağaç değil arkadaşlar, binlerce ağaç. O fidanlarımızın her biri birer ağaçtı. Onlar mücadele ettiler. Ne istiyorlardı onlar? 'Bizim yaşam tarzımıza, kimliğimize, inançlarımıza müdahale etmeyin. Size ne?' diyorladı. Bir özgürlük patlamasıydı Gezi. Ve dünya siyaset tarihine altın harflerle yazılan bir eylemdi. O nedenle Gezi eylemini başlatan, büyüten ve sürdüren herkese yürekten teşekkürlerimi sunuyorum."

Salonda bulunanların, "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" şeklinde slogan atmaları üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Meraklanmayın arkadaşlar, yeri geldiğinde direnme hakkımızı da kullanacağız. Onlar ne olduğunu bilmiyorlar. Onu da öğreteceğiz." karşılığını verdi.

- "Birbirlerini tanımıyorlardı ama kalpleri ortaktı"

Kılıçdaroğlu, Gezi olaylarını kırmak için iki büyük yalan söylendiğini ifade ederek, bu yalanlarla toplumun en duyarlı olduğu konular kullanılarak, gençlere saldırılmasının sağlanmaya çalışıldığını ileri sürdü.

Bu yalanlardan birinin, "Gezi eylemcilerinin camide içki içtiği" olduğunu anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Kim söylüyor bunu? Dönemin diktatörü söylüyor." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Araştırdılar, aradılar, taradılar, müfettişleri, polisleri, herkesi seferber ettiler. Görüntü? Görüntü yok. İçki? İçki de içilmiyor. Düşünebiliyor musunuz, "Bir ibadet yerinde içki içtiler" yalanı ile milyonları bu gençlerin üzerine saldırtmaya kalktılar. Gittiler imama. İmam dedi ki 'Vallahi de billahi de içki içeni görmedim'. 'Hayır, illaki ifadeni içki içtiler diye vereceksin'. İmam, 'Nasıl yalan söylerim' dedi. Sen misin yalan söylemeyen? Onu da sürdüler. Gençlerin eylemini bitirmek için toplumun en duyarlı olduğu alanı, yalan olarak kullanabiliyorlar."

İkinci yalanın ise Kabataş İskelesi'nde başörtülü ve bebekli bir kadına saldırıldığı olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Sonunda bunun da koca bir yalan olduğu çıktı, ortaya. Gezi eylemi derken bunların nelerle uğraştıklarını, vatandaşları kışkırtmak için neler yaptıklarını da herkesin duyması lazım. Vicdanı olan herkese, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren vicdan sahibi bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, ne yaptı o çocuklar? Adam mı öldürdüler, ellerinde silah sokağa mı çıktılar?" diye konuştu.

Gezi olaylarında sokağa çıkan gençlerin bu memleketin çocukları olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, ellerinde kitapla, gitarla, çiçekle güçlü bir mizah duygusunu bütün dünyaya yaydıklarını belirtti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bunlar bizim evlatlarımızdı. Velev ki benden farklı düşünüyorlar, ne olabilirdi yani? 'Farklılıklarımız, zenginliğimizdir' diye niye bakmadık biz bunlara. Sonuçta Türkiye farklı bir sürecin içine sokuldu. Onların eylemi bir orman gibi kardeşçesine dizesinden yola çıkılarak yapılan bir eylemdir. Birbirlerini tanımıyorlardı ama kalpleri, yürekleri, sevdaları, doğaya bakışları, Türkiye'ye bakışları ortaktı. Farklı siyasi görüşlerdeydiler ama hep beraber Türkiye'nin güzelliği ve mutluluğu için mücadele ettiler." değerlendirmesinde bulundu.

- "Sahtekarlar Mustafa Kemal'in adını anamazlar"

Gezi olaylarında gençlerin İstanbul'un parklarını ağaçlarını savunduğunu belirterek, hafta sonu gerçekleştirilen Fetih Kutlamaları'na değinen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Şimdi bunlar kalkmışlar Fetih Kutlaması yapıyorlar. Fatih Sultan Mehmet'in neredeyse, görüntüleri hiç yok. O Fatih ile şimdiki İstanbul arasında dünya kadar fark var. O Fatih Sultan Mehmet, şairdi, entellektüeldi, dünyayı bilirdi, dünyayı okurdu, 'Ormanlarından tek dal ağaç kesenin başını keserim' diyecek kadar doğaya saygılıydı. Bunlar şimdi İstanbul'u yönetiyorlar, talen ettiler. Fatih, çağ açıp, çağ kapattı. Bütün dünya tarihinin en önemli liderlerinden birisidir. Ben sormak istiyorum, Fatih onu yaptı da İstanbul'u düşmanlara kim teslim etti? Gazi Mustafa Kemal Atatürk Samsun'a gitmeden önce, nereye bakıp diyor du ki 'Geldikleri gibi gidecekler' diye? Onun adını bile anmıyorlar. Anmalarını da istemiyorum. Sahtekarlar Mustafa Kemal'in adını anamazlar. Gemileri karadan yürütenlerle, yürüttükleri gemiyle dünya malı edinenler, aynı insanlar değiller."

(Sürecek)


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :