CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (1)

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Çözüm Süreci"ne yönelik açıklamalara ilişkin, "Bu anlayışla ben barışın geleceğine inanmıyorum. Güvensizlik üzerine inşa edilen bir süreç, Türkiye'ye barış getirmez. Hemen arkasından açıklama yapıldı, 'Barışın önündeki en büyük engel, AKP'dir' diye. AKP kanadından açıklama yapıldı, 'En büyük engel HDP'dir' diye. Açık ve net söyleyeyim, AKP ile HDP arasında bir seçim işbirliği var ve bu işbirliğini götürmek istiyorlar" dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısında partiye katılan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) eski başkanı Çetin Osman Budak'a rozetini taktı. 

İş dünyasına seslenen Kılıçdaroğlu, CHP'nin demokrasiyi içselleştiren bir gelenekten geldiğini, görüşü ne olursa olsun, inancı, kimliği ne olursa olsun, bütün vatandaşlara eşit davranacaklarını belirtti.

Kılıçdaroğlu, "CHP'nin Genel Başkanı olarak söz veriyorum; benim başbakanlığımda asla ve asla işadamları siyasal vergi incelemesine tabi tutulmayacaktır" dedi.

Ülkenin içinde bulunduğu şartları, işadamlarının çok daha iyi bildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Doların her yükselişinin maliyetini söz çok daha iyi biliyorsunuz. Ülke böyle bir yönetime teslim edilemez. Eğer siz, sağlıklı çalışan bir devlet idaresi istiyorsanız, herkese eşit yaklaşan bir siyasal anlayış istiyorsanız, lüksünüz yok, tek adresiniz var, geleceksiniz CHP'ye oy vereceksiniz. Ülkenin içinde bulunduğu şartları çok iyi biliyorsunuz. Hala ve hala korkuyorsunuz. Neden korkuyorsunuz? Kalkın ayağa, korkmayın, bu ülkenin bağımsızlığı ve onuru için korkmayın. Baskıya boyun eğdiğiniz sürece baskı hafiflemeyecek, artacaktır. Ben size söylüyorum, daha dik, daha onurlu sandığa gittiğinizde oyunuzu Mustafa Kemal'in partisinden yana kullanın. Üstünüzde baskı olduğunu ben de biliyorum. Bir şirket anket yayınladı, 'AKP'nin oyları düşüyormuş.' Sen misin anketi yayınlayan, basıyorlar. Gazeteye müfettiş gönderiyorlar, yazı işlerine müdahale ettiriyorlar."

 

- "Onların gazetelerine el koyacağız..."

 

Bugünlerde "havuz medyası" diye tanımladığı bazı gazeteleri bir telaşın aldığını ve CHP'ye "biraz daha saldırdıklarını" öne süren Kılıçdaroğlu, "Onlar saldırdıkça bizim iktidar yolumuz açılıyor. Biraz daha saldırmazsanız namertsiniz siz" dedi.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Ama biz iktidar olduğumuzda 'onların gazetelerine el koyacağız.' Öyle bir şey yok. Hiç kimsenin gazetesine el koymayacağız, herkes özgürce yayınını yapacak ama bir şeyi kesinlikle yapacağız. O gazetelere giden hortumları, sözüm söz keseceğiz. Devletin bankalarından götürüyorsunuz, bankaların genel müdürüne telefon ediyorsunuz babanızın çiftliği gibi 'oğlum Süleyman 2 milyon gönder' diye. Bunları keseceğiz, vatandaş okuyorsa ayakta kalırsın, okumuyorsa zaten gümbürdeyip gidersin sen." 

Grup toplantısında Çanakkale'den gelen üniversite öğrencileri bulunduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında en geç bir yıl içinde öğrenci yurdu sorununu çözeceklerini ifade etti. 

Kılıçdaroğlu, "Gençler, CHP'nin iktidarında YÖK diye bir kurum kalmayacaktır. Bu kadar mı? Hayır. Üniversite öğrencileri üniversite yönetiminde söz ve karar sahibi olacak" diye konuştu.

 

- Yaşar Kemal'in vefatı 

 

Türkiye'nin dün bir ulu çınarını, Yaşar Kemal'i kaybettiğini hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, Yaşar Kemal'in "insan bedeni kadar değil, yüreği kadar dünyada yer kaplar" dediğini anımsattı. 

Yaşar Kemal'in yaşamından örnekler veren Kılıçdaroğlu, "Dik durdu, adam gibi durdu, ödün vermedi ilkelerinden. Dik durduğu için komünist damgası yedi, hapislere atıldı, bedel ödedi. Ama bedel ödedim diye düşüncelerinden vazgeçmedi, dik ve namuslu aydın duruşunu, her dönem, her ortamda sergelide" dedi. 

Kemal'i lise yıllarında İnce Memed'i okuyarak tanıdığını aktaran Kılıçdaroğlu, Yaşar Kemal'in ayrı bir dili, barış ve sevgi üzerine kurulmuş ayrı bir dünyası olduğunu söyledi.

Siyasete atıldıktan sonra evinde iki kez ziyaret ettiğini bildiren Kılıçdaroğlu, bu ziyaretleri sırasında Yaşar Kemal'in kendisine İsmet İnönü'ye olan bir anısını anlattığını ifade etti. 

Bu anıyı anlatan Kılıçdaroğlu, "Yaşar Kemal nasıl bir Türkiye düşlüyor? Yaşar Kemal'in düşlediği Türkiye'de hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecekti. Sigortalı, sendikalı insanların yaşadığı bir Türkiye istiyordu Yaşar Kemal. Çöplerden kağıt toplayan değil, neşe içinde okula giden çocukların Türkiyesi'ni istiyordu. Yaşar Abdi Ağaların değil, İnce Memed'lerin Türkiye'sini istiyordu" değerlendirmesini yaptı.

12 Eylül askeri darbesi sonrasında yaşı büyültülerek idam edilen Erdal Eren'in annesi Şadan ErenI'in hayatını kaybettiğini de hatırlatan Kılıçdaroğu, Eren'e Allah'tan rahmet diledi ve onu unutmayacaklarını söyledi. 

 

-Çözüm sürecine ilişkin açıklama

 

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın HDP heyeti ile Dolmabahçe'de Cumartesi günü yaptığı görüşmeye ve "Çözüm Süreci"ne ilişkin açıklamaya da değinen Kılıçdaroğlu, kendisinin de açıklamayı tesadüfen televizyondan izlediğini aktardı. 

Açıklamada silah bırakmayla ilgili bir çağrı yapıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, gazetecilerin bu konuyu kendisine de sorduğunu hatırlattı. 

Gazetecilere, "silahın olmadığı bir Türkiye hepimizin özlem duyduğu bir Türkiye'dir, silah bırakılıyorsa ancak bundan sevinç duyarız, buyursunlar silahlarını bıraksınlar" dediğini anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ama bu açıklamayı 10 maddeyle şekillendirdiler. On maddeyi de okudum. İçinde, özgürlük diyor, barış diyor, herşey diyor. Soyut kelimeler, bunlara karşı çıkacak halimiz yok. Özgürlük, barış geldi de biz karşı mı çıktık. Peki bu şifreli metnin arkasında ne var? Onu bilen var mı? Onu biz bilmiyoruz. Bir gazeteci arkadaşımız 10 maddenin şifrelerini yazdı. Benim merak ettiğim nokta şu; hani özgül ağırlığı olan birisi vardı biliyorsunuz, 'benim özgül ağırlığım var, ben sıradan bir milletvekili değilim.' Soruyorlar, 'ortak açıklama mı yapacaksınız?' 'Hayır ortak açıklamaya yapmayacağız.' Tam ertesi gün ortak açıklama yaptılar. Böylece bir gram inmiş özgül ağırlığı, sıfırlanmış oldu. Açıklamayı yaptılar. Benim merak ettiğim bir soru var; bu açıklama konusunda bir mutabakat var mı? Eğer varsa ayrıntıları nedir, bunu bilmek isteriz, bir mutabakat yoksa neden HDP ile AKP bir birini suçlamaya başladı. Nedir bu olay? Kamuoyu bilmiyor. Açıklamalar, yarım ağızla, şifreli yapılıyor."

"Siz de destek verin" dendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, barışın ve özgürlüklerin karşısında kimsenin olmadığını dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, "Bu anlayışla ben barışın geleceğine inanmıyorum. Güvensizlik üzerine inşa edilen bir süreç, Türkiye'ye barış getirmez. Hemen arkasından açıklama yapıldı, 'Barışın önündeki en büyük engel, AKP'dir' diye. AKP kanadından açıklama yapıldı, 'En büyük engel HDP'dir' diye. Açık ve net söyleyeyim; AKP ile HDP arasında bir seçim işbirliği var ve bu işbirliğini götürmek istiyorlar" değerlendirmesinde bulundu. 

 

- "Sorunu çözecek tek parti CHP'dir..."

 

Eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu, bu sorunu çözecek tek partinin ise CHP olduğunu savundu.

"Bu sorunu çözmek için adres Kandil veya bir başka yer değil, adres TBMM'dir" dediklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair kanun" çıkarıldığını hatırlattı. 

Kanunun "Ç" maddesinde alınan kararlara ilişkin kamuoyunun doğru ve zamanında bilgilendirilmesinin yazdığını ifade eden Kılıçdaroğlu ancak bugüne kadar hükümet kanadından bir açıklama duymadıklarını savundu. 

"Son yapılan açıklama hükümetin açıklaması mı? Hayır. Abdullah Öcalan'ın açıklaması. Hükümet nerede, niye bir açıklama yapmıyor?" diyen Kılıçdaroğlu, okuduğu yasa maddesine atıfta bulundu. 

Sorunun çözümü için tek adresin TBMM olduğunu yineleyen Kılıçdaroğlu, sorunun çözümü için daha önce açıkladığı dört şartı yeniden hatırlattı. 

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu sorunu çözmek isteyenler dört şarta uymak zorundadır. Bir; samimi ve dürüst olacaksınız. Samimi ve dürüst değiller. İki; gizli kişisel bir ajandanız olmayacak. İki tarafın da gizli, kişisel ajandaları var. Üç; millete izah edemeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz. Öyle angajmanlar var ki anlaşılıyor ki açıklama yapmaktan korkuyorlar. Dört; CHP'ye ve diğer muhalefete bilgi vereceksiniz. Bu dört şarta uyarsanız bu sorunu çözme  noktasında sağlıklı bir iradeyi ortaya koyarsanız. Bu dört şart uygulanıyor mu? Hayır uygulanmıyor. Tam bir aldatmaca, seçim yatırımı. Bütün yurttaşlarımın bunu bilmesini isterim. Peki Abdullah Öcalan açıklama yaptı. Oturuldu Dolmabahçe'de okunuldu. PKK silah bıraktı mı? 'Bırakmayacağız' diyor. Peki ozaman sormak gerekiyor, silahların gölgesinde siz nasıl yapacaksınız bunu. Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum; barışı istiyoruz, memlekette huzur istiyoruz, herkesin düşüncelerini açıklamasını istiyoruz, biz demokrasiden yanayız, ama bu olay bu yolla bu yöntemle asla çözülmez."

Başka çözümlerde öneren Kılıçdaroğlu, hükümetin gerçekten samimiyse yüzde 10 seçim barajını kaldırması gerektiğini belirtti. 

Bu konuda AK Parti ve HDP'den ses çıkmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Bütün aydınlara, kendisini solcu görüp, etnik kimlik üzerinden siyaset yapanlara, hepsine sesleniyorum, bir; Türkiye'nin en temel sorununu CHP çözer bunu herkes çok iyi bilsin" dedi. 

Seçim barajının demokrasinin önündeki en ciddi engel olduğunu değerlendiren Kılıçdaroğlu, hükümetin bu yönde vereceği bir teklife her türlü desteği sunacaklarını söyledi.

Bu konudaki Anayasa değişikliğine bile onay vereceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, "Yüreğiniz varsa gelin. Bunları yapmıyorlar, kendi aralarında pazarlıklar var, o pazarlıkları götürüyorlar, suçlanacak kişi olarak da CHP'yi görüyorlar. Buradan Kürt kökenli vatandaşlarıma sesleniyorum; Diyarbakır, Hakkari, Urfa, Bitlis... Nerede yaşıyorsanız, İstanbul, İzmir... Samimi ve dürüstüz, ahlaklıyız, demokrasiyi istiyoruz, etnik kimlik üzerinden siyaset yapmıyoruz, seni ikinci sınıf yurttaş görmüyoruz, birinci sınıf demokrasi herkes için gelsin, hepimiz için gelsin" diye konuştu.

(Sürecek) 

 

Kaynak:Haber Kaynağı