CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Londra'da

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Londra'da

Kılıçdaroğlu (3):- "(Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına verdiği destek) Herhangi bir pişmanlık duymuyoruz. Parti programımızda kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz biz. Parti programını kabul eden ben değ

LONDRA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına verdiği destekten dolayı pişman olmadığını belirterek "Parti programımızda kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz biz. Parti programını kabul eden ben değilim, kurultay kabul ediyor. Benim kurultayın üstünde gücüm yok." dedi.

Kılıçdaroğlu, Londra’da düşünce kuruluşu Chatham House'da yaptığı "Türkiye’de Demokrasi ve İstikrar" başlıklı konuşmanın ardından soruları yanıtladı.

TBMM’de milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına olanak veren yasayı desteklemekten ötürü pişman olup olmadığı sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Herhangi bir pişmanlık duymuyoruz. Neden? Birincisi şu, bizim parti programımızda kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz biz. Parti programını kabul eden ben değilim, kurultay kabul ediyor. Benim kurultayın üstünde gücüm yok, yetkim de yok çünkü beni de seçen kurultay." diye konuştu.

"Milletvekili dokunulmazlığı için anayasa değişikliğine de gerek yoktu." diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bugün parlamentoda 160 milletvekili bir araya gelip herhangi bir milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırabilir. Anayasa değişikliğinin getirilmesi daha sonra yapılacak referandumda CHP’yi farklı bir noktaya itebilirdi. Biz de bu stratejinin parçası olmak istemedik. Daha dikkatli bir adım attık . Dolayısıyla referandumda elde ettiğimiz başarı, izlediğimiz stratejinin bir sonucudur ama biz her ortamda halkın seçtiği milletvekillerinin tutuklanmalarını, hapse atılmalarını doğru bulmuyoruz. Bunu da her ortamda ifade ediyoruz."

- Ekmeleddin İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi

Cumhurbaşkanı adayı olarak "Atatürk düşmanı" olduğu iddia edilen Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstermiş olmaktan pişmanlık duyup duymadığıyla ilgili soruya Kılıçdaroğlu, "Pişman değiliz. Ekmeleddin Bey, Türkiye'nin yetiştirdiği en saygın bilim insanlarından birisidir. Adına uluslararası ödül verilen ender bilim insanlarından biri. Atatürk düşmanı değil, tam tersine bu konuda yazıları var, kitapların ön sözünde yazdığı yazılar var." yanıtını verdi.

İhsanoğlu ile ilgili olarak toplumda bir algı oluşturulduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Güçlü bir iktidar medyası var ve yıpratılması lazım Ekmeleddin Bey’in ve böyle bir politika getirdiler. Ekmeleddin Bey bugün parlamentoda MHP milletvekili olarak görevini yapıyor. Bütün bilgisini ve birikimini parlamento ortamında ifade edebiliyor mu? Hayır. Parlamentonun yapısı buna izin vermiyor ama Türkiye'nin yetiştirdiği ender derin insanlardan birisi. İslam dünyasında da genel sekreter olarak görevini yaparken de kadın erkek eşitliğinin ne kadar önemli olduğunu o dünyaya da anlatan, ifade eden birisi. Yani pişman değiliz."

- Sarraf davası

ABD'de görülen Mehmet Hakan Atilla davasında, itirafçı olduğu belirtilen Rıza Sarraf ile ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Rıza Sarraf'ın ABD'de konuşması Türkiye siyasetini ne ölçüde etkiler bilmiyoruz, bugünden de bir şey söylemek çok zor ama Rıza Sarraf'ın bazı siyasetçilere rüşvet verdiğini biliyoruz. Ben defalarca bunu ifade ettim. Dağıttığı paraları da ifade ettik ama Rıza Sarraf bizim düşündüğümüzden çok daha büyük paraları rüşvet olarak vermiş. Dava bundan sonra ne tarafa evrilir bilmiyorum ama bugünden şöyle veya böyle etkileyecek demek biraz zor. Önce görmemiz gerek tabloyu, ondan sonra düşüncelerimizi ifade etmemiz lazım."

- "Demokrasinin bütün kurallarını CHP'de işletiyorum"

Partisinin seçimlerde yüzde 25 oy oranını aşamaması halinde istifa edip etmeyeceğiyle ilgili soruya Kılıçdaroğlu, "Belli konuları başaramazsam elbette yani. Ben sonuçta koltuğa yapışık düşünen bir siyasi lider değilim." yanıtını verdi.

"Tam aksine, geçmişte aday olmak için koşullar çok daha ağırdı." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, “Ben bir tüzük değişikliği ile o ağır olan koşulların tamamını değiştirdim. Arzu eden herkes gelip Cumhuriyet Halk Partisinde lider adayı olabilir, seçimlere girebilir. Dolayısıyla demokrasinin bütün kurallarını hiçbir partinin işletmediği kadar CHP'de işletiyorum. Bundan herkesin emin olmasını isterim." diye konuştu.

"Ama Türkiye gerçeğini iyi bilemeden klasik yorum yapmanın da çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum." diyen Kılıçdaroğlu, "Popülist siyasetin insanları hangi alanlara hapsettiği ve o alanlardan o insanların çıkmaması için özel çaba harcandığını ifade ettim. Etnik kimlik üzerinden siyaset, yaşam tarzı üzerinden siyaset, din üzerinden siyaset yaparsanız o ülkelerde demokrasi olmaz, demokrasi kan kaybeder. Bu gerçeği bilerek Türk siyasetini masaya yatırmak bu gerçekler çerçevesinde olaya bakmak gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

- "2019’da tarih yazacağız"

"2019'da emin olun, hiç karamsar olmanıza gerek yok. 2019’da biz bir tarih yazacağız." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herkes bundan kesinlikle emin olsun, 2019'da Türkiye'nin kaderini değiştireceğiz. 2019'da önümüzde iki seçenek var. Ya otoriter rejim ya demokratik rejim. Yani bunun partiyle bir ilgisi yok. Yok CHP imiş ya da Saadet Partisi’ymiş ya da HDP imiş, MHP imiş... Her vatandaş düşünüp sandığa gidiyor. Ben bu ülkede demokrasi mi istiyorum yoksa eli sopalı bir adam mı istiyorum? Tercihi buna göre yapacak. Demokrasi isteyenlerin çoğunlukta olacağını hepimiz biliyoruz ve kabul ediyoruz. Dolaysıyla şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bizler, ülkesini, bayrağını seven bizler, vatanını seven bizler, 2019’da hep birlikte, farklı siyasal görüşlerde olanlar hep birlikte bir demokrasi destanı yazacağız. Bundan en ufak bir endişem yok."

"Bugün Türkiye demokratik açıdan pek çok düzenleme yapmak zorundadır.” ifadesini kulanan Kılıçdaroğlu, “Yargı bağımsızlığını sağlamak zorundadır. Saydam bir devlet yapısı oluşturmak zorundadır. Kadın erkek eşitliğini, medya özgürlüğünü sağlamak zorundadır. Eleştiriye tahammülü siyasetçinin içselleştirmesi lazım. Eleştiri geldi diye insanların suçlanması asla doğru değildir." şeklinde konuştu.

21. yüzyılında sadece dar bir çevrenin verdiği bilgilerle ülkeyi yönetmenin doğru olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Demokrasilerde var olması gereken denetleme dengesinin de çok iyi korunması gerekiyor." görüşünü dile getirdi.

"Bizim insanımız üçüncü sınıf demokrasiye mi layık?" diye soran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Hayır. Bizim insanımız birinci sınıf demokrasi istiyor. Elbette demokrasi sürekli gelişen bir kavram. Geliştikçe biz de kendi demokrasimizi geliştirelim. Katılımcı demokrasi, çağdaş bir demokrasi, uygar demokrasi, bizim de arzu ettiğimiz kurallardır. Tam tersine, biz demokrasiye katkı verirken düşünce özgürlüğünü de geliştirmiş olacağız. Her insan düşüncesini özgürce ifade edecek. Kimse düşüncesinden dolayı suçlanmayacak."

-"Konuşmaların çok daha ağırını Türkiye’de yapıyorum"

Chatham House’da yaptığına benzer bir konuşmayı Türkiye’de yapıp yapamayacağının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Elbette yapabilirim. Burada yaptığım konuşmaların çok daha ağırını Türkiye’de de yapıyorum. Türkiye’de sanki hiç konuşmuyormuşum gibi değil. Tam tersine daha ağır, buradakinden daha ağır ama ben ülkede yaşanan antidemokratik bütün kuralları rahat bir şekilde her yerde her ortamda dile getiriyorum ve getirmeye devam edeceğim. Benim böyle bir görevim var, böyle bir sorumluluğum var. Halka karşı bu sorumluluğum var, bunu yerine getireceğim." diye konuştu.

Türkiye-ABD ilişkileri ile ilgili bir soruya Kılıçdaroğlu, "Türkiye -ABD ilişkilerinin stratejik olduğu, önemli olduğu, tarihsel derinliği olduğu ifade ediliyor, bunların hepsi doğrudur. Biz sadece Türkiye'nin ABD ile değil, Türkiye ile bütün ülkelerin dost olmasını isteriz." yanıtını verdi.

"Bütün komşularımızla iyi ilişkiler içinde olmak isteriz." diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Elbette ülkelerin çıkarları vardır ama bu çıkarların ilişkilerde denge şeklinde ele alınıp değerlendirilmesi gerekir. Tek boyutlu bir ilişkinin ülkelere zarar vereceği kanısındayız. Dolayısıyla biz Türkiye-ABD ilişkilerini önemsiyoruz ama bu ilişkilerin karşılıklı çıkar denkliği içinde sürdürülmesi bizce önemli."

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :