CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:

"Bu yönetimi, Türkiye Cumhuriyeti hak etmiyor. Kendi topraklarını bırakıp kaçan bir hükümet, bugüne kadar bizim tarihimizde hiç olmadı. O halde yapmamız gereken, demokrasiyi savunan, özgürlüğü savunan, özgür medyayı savunan bir yeni yönetim anlayışını Tür

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu yönetimi, Türkiye Cumhuriyeti hak etmiyor. Kendi topraklarını bırakıp kaçan bir hükümet bugüne kadar bizim tarihimizde hiç olmadı. O halde yapmamız gereken, demokrasiyi savunan, özgürlüğü savunan, özgür medyayı savunan bir yeni yönetim anlayışını Türkiye'de iktidar yapmak" değerlendirmesinde bulundu. 

CHP Basın Birimi'nden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, Bursa Çağdaş Gazeteciler Derneği üyeleriyle görüştü ve başta İçgüvenlik  Paketi olmak üzere, soruları yanıtladı.  

Kılıçdaroğlu, tasarıyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, Türkiye'nin demokrasi tarihinin çok eskilere dayandığını ifade etti. 

Türkiye'nin birinci sınıf demokrasiye ihtiyacı olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin iktidar olmadan önce "yasaklarla mücadele" edeceğini söylediğini anımsattı.

Kılıçdaroğlu, söz konusu yasa ile iktidarın "yeni yasaklar" getireceğini ileri sürerek, "Şimdi valilere, savcıların yetkisini veriyor. Vali, savcı gibi bağımsız bir otorite değil. Vali, hükümetin emrinde, hükümetin memurudur. Ama savcı adı üstünde devletin savcısı değil, Cumhuriyet savcısıdır o. Demokrasiyi korumak, kollamakla sorumludur. Siz Cumhuriyet savcısına yasalarla verilen yetkiyi, Cumhuriyet savcısının elinden alıyorsunuz valiye veriyorsunuz" açıklamasını yaptı .

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kendilerini "molotofkokteyli atanları ve uyuşturucu madde satanları savunmakla" suçladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ikisinin de yasalarda zaten suç olduğunu bildirdi.

Kılıçdaroğlu, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in "İstanbul’da belediye otobüsüne molotofkokteyli atan kişi MİT görevlisiydi" dediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Genç bir kızımız öldü orada, yanarak öldü. Bunun MİT görevlisi, yani molotofkokteyli atan kişinin, MİT görevlisi olduğunu söyleyen ben değilim. Emniyet Genel Müdürü de değil. Bu ülkenin İçişleri Bakanı söylüyor bunu. Şimdi hepinize soruyum; molotofkokteyli atmak suç mu? Suç. Hele bir kamu görevlisi yapar ve bir kişinin ölümüne yol açarsa çok daha büyük bir suç. Tutuklanan oldu mu? Hayır. Gözaltına alınan oldu mu? Hayır. O kişinin kimliği biliniyor mu? Evet biliniyor. Kim biliyor? Dönemin İçişleri Bakanı biliyor, ismini de açıklıyor zaten. Şimdi siz bütün bunları görmezlikten geliyorsunuz, 'efendim biz iç güvenlikle ilgili yasa getiriyoruz CHP buna karşı çıkıyor neden? İşte Molotof kokteyli atanları savunuyor.' Hayır efendim hayatımın hiçbir döneminde ne ben, ne herhangi bir CHP'li ve eminim ne de sokakta yürüyen sade vatandaşımız şiddeti hiçbir zaman savunmadık, savunmayız da. Şiddet savunulur mu? Şiddetin olduğu yerde demokrasi olur mu? Şiddetin olduğu yerde özgürlük olabilir mi? İnsan hakları olabilir mi, kadın erkek eşitliği olabilir mi? Biz özgürlüğü savunuyoruz."

Yüz kapatmanın Terörle Mücadele Yasası'nda zaten suç olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Siz yüzünü kapatan kaç kişiyi aldınız şu ana kadar? Kaç kişiyi tutukladınız? 6-7-8 Ekim olaylarında 40'ın üstünde insan öldü. Ne oldu? Kaç kişi tutuklandı? Kütüphaneler yakıldı, Atatürk heykelleri yakıldı. Kaç kişiyi tutukladılar, kaç kişiyi gözaltına aldılar? Bunlar suç değil mi?" açıklamasını yaptı.

-"HDP, MHP, CHP, üçümüzde karşıyız..."-

Pakete sadece kendilerinin değil, Avrupa komisyonlarından pek çok sivil toplum kuruluşu ve resmi organın da karşı olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Kaldı ki bir şey daha var. İlk kez belki Türkiye Cumhuriyeti tarihinde HDP, MHP, CHP, üçümüzde karşıyız. En azından demokrasi bağlamında bir yerde buluştuk, yani demokrasi bağlamında. Demokrasiyi savunuyoruz, insan haklarını savunuyoruz. Budur yani yaptığımız, olay bu. Daha içinde pek çok şey var. Yani hukuka aykırı, anayasaya aykırı pek çok düzenleme var. Ayrıca şunu da söyledik onlara, 'Siz molotof kokteyliyle ilgili veya bonzai ile ilgili veya uyuşturucuyla ilgili veya insan hakları ihlalleriyle ilgili eğer düzenlemeler yapmak istiyorsanız, buyurun getirin, yapalım, biz de destek veririz size.' Yani 'demokrasiyi güçlendirmek için ne gerekiyorsa getirin, size destek verelim' dedik."

 

-DSP'ye yaptığı çağrı- 

Kemal Kılıçdaroğlu, genel seçimlerde herhangi bir siyasi partiyle ittifak yapmayı düşünüp, düşünmediklerine yönelik bir soru üzerine, ittifak dolayısıyla herhangi bir görüşmenin söz konusu olmadığını bildirdi.

DSP Genel Başkanı Masum Türker'in kendisini ziyarete geldiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, kendisine "sosyal demokratların bölünmesine, iki ayrı parti halinde çalışmalarına gerek"  olmadığını söylediğini aktardı.

CHP'nin dünyadaki en köklü partilerden biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Dünyada bizim kadar eski kökleri olan siyasi parti sayısı 4'ü veya 5'i geçmez. Yani 'buyurun gelin hep beraber CHP'nin çatısı altında mücadele edelim' diye bir teklifimiz de oldu. Teklifi de kendilerine götürdük. Nasıl bir karar verirler bilmiyorum ama bütün kararlarına en azından saygı duymak bizim görevimizdir" dedi.

-HDP ile ittifak-

Diğer siyasi partilerle ilgili de herhangi bir işbirliğinin söz konusu olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Haziran Hareketi"ni yakından izlediklerini ifade etti.  

Kılıçdaroğlu, "HDP'yle de herhangi bir görüşmemiz ya da bir ittifak arayışımız söz konusu değil" açıklamasında da bulundu.

Bütün demokrasi güçlerinin CHP'ye destek vermesini istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Biz demokrasiden yanayız. Hiç kimsenin etnik kimliğini eleştirmek veya hor görmek veya etnik kimliğinden ötürü onu ötekileştirmek asla ve asla bizim anlayışımızda yoktur. Herhangi bir kişiyi inancından ötürü ötekileştirmek veya onu sorgulamak kesinlikle bizim kabul edeceğimiz bir olay değildir. Aynı şekilde herkesin yaşam tarzına saygı duyarız. Kimseyi yaşam tarzından ötürü de ötekileştirmeyiz. Bu kadar evrensel bir değer yargısını taşıyoruz. Onun için diyorum yani Haziran Hareketi olabilir, diğer sol partiler olabilir, geçmişte AKP'ye oy veren vatandaşlarımız olabilir, ekonomik açıdan büyük sıkıntılar içinde yaşayan esnaflarımız olabilir. Hepsine net, açık çağrım; ülkenin iyi yönetilmediğini bende biliyorum, onlarda çok iyi biliyorlar. Bu yönetimi Türkiye Cumhuriyeti hak etmiyor. Kendi topraklarını bırakıp kaçan bir hükümet bugüne kadar bizim tarihimizde hiç olmadı. O halde yapmamız gereken, demokrasiyi savunan, özgürlüğü savunan, özgür medyayı savunan bir yeni yönetim anlayışını Türkiye'de iktidar yapmak. Biz buna hazırız ve bunun içinde öyle uzun uzun süreler falan da istemiyoruz. Açık ve net söylüyorum; dört yıllık süre istiyorum, dört yıl. Dört yılın sonunda görecekler ki demokrasimiz batı standartlarına gelmiş, özgürlük anlayışımız batı standartlarına gelmiş."

Dört yıl içinde, söylediklerinin tamamını yapma sözü veren Kılıçdaroğlu, bu özgüvenlerinin olduğunu, 27,5 yıl devletin en kritik noktalarında çalıştığını ifade etti.

 

Kaynak:Haber Kaynağı