CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan:

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan:

"Hangi hesabı yaparlarsa yapsınlar, bunların hiçbirisinden korkmuyoruz ve çekinmiyoruz. Çünkü son söz milletin olacak. Hangi sistemi getirirlerse getirsinler. İster daraltılmış bölge, ister genişletilmiş bölge. Biz adil olan seçim sisteminden yanayız. Biz

AFYONKARAHİSAR (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, "Hangi hesabı yaparlarsa yapsınlar, bunların hiçbirisinden korkmuyoruz ve çekinmiyoruz. Çünkü son söz milletin olacak. Hangi sistemi getirirlerse getirsinler. İster daraltılmış bölge, ister genişletilmiş bölge. Biz adil olan seçim sisteminden yanayız. Biz, barajın olmadığı bir seçim sisteminden yanayız" dedi. 

Tezcan, CHP Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanlığınca Afyon Lisesi Konferans Salonunda düzenlenen "Danışma Kurulu Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, 30 Mart Mahalli İdareler Seçimi'nde, Afyonkarahisar'da ortaya çıkan sonuçla ilgili partililerin mutlu olmadığını söyledi.

Seçim öncesinde Afyonkarahisar'a kendisi de dahil birçok genel başkan yardımcısının geldiğini hatırlatan Tezcan, "Afyonkarahisar'ın her bölgesini gezdik. Bütün samimiyetimle söylüyorum. Şimdi burada bir Danışma Kurulu Toplantısı yapıyoruz. Bu toplantıda her şeyi konuşacağız, tartışacağız, eksiğimizi konuşacağız, neden sonuç alamadığımızı konuşacağız. Bundan sonra nasıl daha iyi sonuçları alabiliriz ekseninde konuşacağız. Birbirimizi hırpalama ekseninde konuşmayacağız" diye konuştu.

Türkiye'de siyasetin, "imtiyazlı olanlar ve olmayanlar" arasında ayrıldığını savunan Tezcan, "Bugün Türkiye'de sırtını iktidar nimetlerine dayayıp, imtiyazlı bir zümre oluşmuştur. Bu imtiyazlı zümreye hakimler el uzatamaz, devletin kapıları açıktır, bütün ihalelerin kapıları açılmıştır, bu imtiyazlı zümre bir parti devleti yaratmıştır, o parti devletinin arkasına sığınarak her türlü yolsuzluğu, adaletsizliği, hukuksuzluğu yapar ve yaparken de sırtını millete dayadığını söyler. Oysa sırtını millete dayayan değil, imtiyazıyla milletten ayrılmış, sırtını millete dönmüş bir iktidar vardır. Bunun karşısında milyonlarca bu imtiyazlardan yararlanamayan, imtiyazlı olmayan sıradan halk var, sıradan vatandaşlar var" ifadesini kullandı. 

- Cumhurbaşkanlığı seçimleri

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Tezcan, Türk siyasetinin çok gerildiğini, sükunete ve saygıya ihtiyacın olduğunu kaydetti. Hukuka, demokrasiye, millete, yönetenlerin yönetilenlere saygı duyduğu bir düzene ihtiyaç olduğunu söyleyen Tezcan, "Onun için bütün devlet dengelerini gözeten, devlette dengeyi sağlayan, sükuneti sağlayacak olan, milletin derdini anlayan, bu çatışma üslubunu yok edecek bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var. Milleti bölen bir cumhurbaşkanına değil. Milleti siyasal fay hatları arasında kamplaştıran bir cumhurbaşkanına değil. Cumhurdan gelen, cumhuru seven bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var" şeklinde konuştu. Milletin, 10 Ağustosta cumhurbaşkanını seçeceğini ifade eden Tezcan, şunları kaydetti:

"O zaman, o cumhurbaşkanı milletin cumhurbaşkanı olacak. Bu milletin içerisinde Cumhuriyet Halk Partilisi, Adalet ve Kalkınma Partilisi, Milliyetçi Hareket Partilisi de var. İnananı da var inanmayanı da, Alevisi de Sünnisi de var, Türk'ü de Kürt'ü de var. Laz'ı da Çerkez'i de var. 'Benden olanlar ve olmayanlar' diye ayırmayacak, gençlerini 'Allahsızsınız, kitapsızsınız' diye ayırmayacak, devlet düzenini buna göre ayırmayacak, yandaşa bütün kapıları açan, yandaş olmayana bütün kapıları kapatan bir zihniyette olmayacak. Kavga etmeyen bir cumhurbaşkanına ihtiyaç var. İnşallah 10 Ağustosta hep beraber böyle bir cumhurbaşkanını birlikte getireceğiz, Çankaya Köşkü'ne oturtacağız."

- Seçim sistemi tartışmaları

Tezcan, ülke gündeminde yeni seçim sistemi tartışmalarının da yer aldığını belirterek, dar bölge, daraltılmış bölge tartışmalarının olduğunu anlattı. İktidarın, "Ben sandıkta iktidara geldim, bundan sonra elimdeki iktidar yetkisini kullanarak seçim sistemleriyle de oynayıp hak etmediğim ne kadar daha fazla milletvekili çıkarırım" hesabı peşinde olduğunu iddia eden Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hangi hesabı yaparlarsa yapsınlar, bunların hiçbirisinden korkmuyoruz ve çekinmiyoruz. Çünkü son söz milletin olacak. Hangi sistemi getirirlerse getirsinler. İster daraltılmış bölge, ister genişletilmiş bölge. Biz adil olan seçim sisteminden yanayız. Biz, barajın olmadığı bir seçim sisteminden yanayız. Biz, milletin verdiği her oyun TBMM'ye milletvekili olarak o oranda yansıması gerektiğine inanıyoruz. Biz, milletin bir tane oyunun bile israfa girmediği bir seçim sistemi istiyoruz. 1 milyon kişinin oyu, TBMM'de temsil edilirken 200 bin kişinin oyu da orada temsil edilebilsin diyoruz. Ancak böyle bir temsiliyetle gerçek demokrasi ve gerçek millet iradesi hayata geçer, oluşur diyoruz. Onun için hangi sistemi getirirlerse getirsinler, biz demokratik milli iradeyi hakim kılacak temsili sistem için mücadele edeceğiz. Ama asıl olan sandıkta milletin sözüdür. Millet gidecek, son sözü söyleyecek. Seçim sistemlerini değiştirerek kendi iktidarlarını kalıcı kılmak isteyenlere, yine en sonunda son sözü sandıkta, millet söyleyecektir."

Toplantı, daha sonra basına kapalı devam etti.

Kaynak:Haber Kaynağı