Çevre ve Şehircilik Bakanı Güllüce:

Çevre ve Şehircilik Bakanı Güllüce:

"Biz dünyayı kirleterek, tüketerek kalkınma yolunu seçmedik. Biz olabildiğince tabiatta bir karıncanın bacağını bile koruruz ama bir an evvel, daha hızlı muasır medeniyet seviyesine ulaşmak, hatta onları geçmek, kalkınmak için elimizden geleni yaparız"

ANKARA (AA) - Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler gibi kirleterek, tüketerek kalkınma yolunu seçmediğini belirterek, "Biz olabildiğince tabiatta bir karıncanın bacağını bile koruruz ama bir an evvel, daha hızlı muasır medeniyet seviyesine ulaşmak, hatta onları geçmek, kalkınmak için elimizden geleni yaparız" dedi.

Güllüce, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi'nde düzenlenen "Ankara'da Bilinçli Çevre Gönüllüleri Yetişiyor" programına katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda Güllüce, çocuklara "Sizleri çok tebrik ediyorum, cıvıl cıvılsınız. Bir de İstiklal Marşı söylediniz, muhteşemdiniz. Allah İstiklal Marşı'nı sonsuza dek vatanımızda söylettirsin bize" diye seslendi.

Bazen yabancı ülkelerden gelenlerin, "Sizin bağımsızlık gününüz ne zaman?" diye sorduğunu anlatan Güllüce, "Ben de 'Bizim öyle bir günümüz yok' diyorum. Niye? Biz 2200 yıldır devletiz ve 'Bağımsızlık nedir'i yaşamadık, hep bağımsız olduk. Bizim bağımsızlık günümüz hiç olmadı, olmayacak inşallah. O yüzden İstiklal Marşı, o ruhumuzu anlatıyor" ifadelerini kullandı.

Gelişmiş ülkelerin, dünyayı kirletmenin hesabını yapmadan bu hale geldiğini dile getiren Güllüce, bu ülkelerin, oksijeni, denizleri, dünyayı çok kötü tükettiklerini, birçok canlının soyunun kuruduğunu belirtti.

Bunun yanı sıra başka şeyleri de tükettiklerini anlatan Güllüce, "Çok şükür, Türkiye'de henüz öyle değil. Komşuluk, sevgi, kalp, gönül denen duyguları tükettiler. Komşusunun öldüğünden haberi olmayan, hiç kalbi bir duygu taşımayan insanlar ürettiler. Paylaşma düşüncesini de tükettiler. Sadece kendilerini düşünen, başka hiçbir şeyi düşünmeyen nesiller oluşturdular" değerlendirmesinde bulundu.

Anadolu platosunun ise "Paylaştıkça çoğalır" diyen muhteşem bir kültüre sahip olduğunu vurgulayan Güllüce, Türkiye'nin onlar gibi dünyayı kirleterek, tüketerek kalkınma yolunu seçmediğini söyledi. 

Güllüce, "Biz olabildiğince tabiatta bir karıncanın bacağını bile koruruz ama olabildiğince de bir an evvel, daha hızlı muasır medeniyet seviyesine ulaşmak, hatta onları geçmek, kalkınmak için elimizden geleni yaparız. Bu arada başka bir şeyi de tüketmeyiz, bu platoda yaşayan, bin yıldır bu topraklara can veren 'gönül' denen bir şeyi, sevgiyi, komşuluğu, Mevlana ruhunu tüketmeyiz, Yunus Emreleri, Mustafa Kemalleri tüketmeyiz" görüşünü bildirdi.

-"Kalkınacağız ama tüketmeyeceğiz, doğayı tahrip etmeyeceğiz"

Bakan Güllüce, Türkiye'nin, çevre noktasında örnek alınması gereken bir ülke olduğunu ifade etti.

Türkiye'de hala "gelişmiş ülkelere anlatmakta zorlandıkları birçok şeyin bulunduğunu" belirten Güllüce, şunları kaydetti:

"Onlara 'hasta ziyareti nedir'i anlatamıyorsunuz. Yeni bir komşu taşınınca annemiz bir tabak yemek yapar, bir tepsinin içine koyar, götürür veririz. 'Siz yeni geldiniz, eviniz hazır değildir' deriz. Biz bunu gelişmiş ülkelerin insanlarına anlatamayız. Analarımız, eşlerimiz, odaların en güzelini misafirlerine ayırır. Hatta bazen gözü, ciğeri olan çocuklarına bile kullandırtmaz, misafire kullandırır, en iyi tabaklar, porselenler, fincanlar misafiredir. Avrupa'ya, gelişmiş ülkelere gittiğinizde göreceksiniz, onlar bunları bilmiyorlar bile. 'Niye, olur mu öyle şey?' diyorlar."

Bunların ülkenin en büyük zenginlikleri olduğuna işaret eden Güllüce, çocuklara "Dünyanın en güzel vatanında yaşıyoruz, dünyanın en güzel karakterine, güzelliklerine sahip bir milletin çocuklarıyız. Milletimizin bir ferdi olmaktan dolayı göğsünüzü gere gere sokaklarda yürüyün. 5-10 yıla kalmaz, dünyanın 10. büyük ekonomisi oluruz. Artık dünyaya renk, yön veren bir ülke durumdayız. İleride çok daha iyi noktaya geleceğimiz umuduyla yaşayın" diye seslendi.

"Tüketmemek" kültüründen geldiklerini dile getiren Güllüce, gelişmiş ülkelerin "tükettiğiniz oranda uygarsınız" anlayışını benimsediğini söyledi. 

Kişi başı kağıt, elektrik gibi tüketimlerin, gelişmişliğin ölçüsü olarak görüldüğünü kaydeden Güllüce, "Halbuki bu tersinedir. Tüketmeme üzerine kültürümüz vardır. İnancımızda da israfın yasaklanan hükümleri vardır" diye konuştu.

İhtiyaç kadar tüketilmesinin önemine değinen Güllüce, bunu ahlak, karakter edinmek gerektiğini bildirdi. 

Atıkların da dünyayı kirletmeyecek şekilde değerlendirilmesinin önemini vurgulayan Güllüce, sözlerini "Kalkınacağız ama tüketmeyeceğiz, doğayı tahrip etmeyeceğiz. Kalkınma ile bu bir arada yürür mü? Bu ikisi bir arada yürür. Elektrik olmasa ben sizin karşınızda konuşamam, bu projektör yanmaz, bu ses düzeni çalışmaz, bu salon ısınmaz değil mi? Demek ki kalkınmamız için elektrik santralleri, birçok şeyler yapacağız ama ihtiyacımız kadar tüketeceğiz, doğayı da alabildiğince koruyacağız" diye tamamladı.

Güllüce, daha sonra çocuklarla "çevre" temalı tiyatro gösterisini izledi. Program öncesinde çocukların çiçek takdim ettiği Güllüce de öğrencilere, çevre bilincini artırmaya yönelik tasarlanan boyama kitabı, bilgi notu içeren bloknot, su matarası, boya kalemi gibi malzemeler dağıttı.

Programa, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Banu Aslan Can da katıldı.

"Ankara'da Bilinçli Çevre Gönüllüleri Yetişiyor" projesiyle ilk ve orta öğretim öğrencilerine çevre, çevre sorunları ve alınabilecek tedbirler, küresel ısınma, geri dönüşüm, enerji tasarrufu konularında eğitim veriliyor. Proje kapsamında bu yıl 5 binin üzerinde öğrencinin eğitim alması planlanıyor.

Kaynak:Haber Kaynağı