M. Mustafa Özdemir

M. Mustafa Özdemir

Cemaat’in gözyaşları

Bilmem farkettiniz mi?

Cemaat’te bir ağlama ve ajitasyon hali baş gösterdi.

Yalnızlaştırıldıklarını…

Ötekileştirildiklerini…

Dışlandıklarını…

İtibarsızlaştırıldıklarını…

AK Parti aleyhine çalışan abi ve ablaların gazetelere haber yapıldığını…

Emniyetteki, yargıdaki bugüne kadar hiç bilinmeyen imamlarının deşifre edildiğini,

gazetelerde boy boy fotoğraflarının çıktığını…

Acıklı acıklı yazar oldular.

Milletin seçtiklerini millete şikayet eder oldular…

 

*.*.*.

İnsan sormadan edemiyor.

Ne oldu da ağlar oldunuz?

Hani sizin;

Devletin diğer kurumlarından habersiz çalışan paralel devletiniz yok muydu?

Milletin yüzde 50 oyla seçtiği Başbakanı bir sabah evinden alıp koluna kelepçe vurup, diğer gönderdikleriniz gibi, parmaklıklar arasına göndermeyecek miydiniz?

Cumhurbaşkan’ını, Başbakan’ı bile dinleyen gizli dinlemeler yapan polisleriniz yok muydu?

Sizin 7 bin 8 bin kişiyi dinleyen gizli istihbarat elemanlarınız yok muydu?

Sizin MİT’i bile dinleyen MİT’çileriniz yok muydu?

Cemaat aleyhine kitap yayınlayan, hatta yayınlanmamış kitaptan gazetecileri mahkum eden hakim ve savcılarınız yok muydu?

Hani çözüm süreci başarıya ulaşmasın diye, CHP’nin vekillerini salarken, savcının mahkeme mahkeme dolaşıp tahliye istediği BDP’li vekilleri bırakmamak için günlerce direnen yargıçlarınız yok muydu?

MİT’in tırların Başbakan’dan izin almadan durdurup görevlilere tartaklayarak kelepçe vurma cüretinde bulunan askerleriniz, jandarmalarınız yok muydu?

Gittiği operasyon mahallinde bacak bacak üstüne atarak tespih sallayıp caka satan külhanbeyi emniyet mensuplarınız yok muydu?

Halkın iradesiyle seçilmiş Başbakan’a “Yezid”, “Firavun”, “Kalleş”, “Diktatör” diye manşetler atan gazeteleriniz yok muydu?

 

 

*.*.*

Şimdi ne oldu?

Neden ağlar oldunuz?

Yoksa…

Biz “milli irade”ye karşı nasıl bir kalkışmaya giriştik bu hatayı yaptık diye mi ağlar oldunuz?

“Nasıl oldu da bu milleti saf yerine koyduk, onları, yolsuzluk haberleri ile kandırabileceğimizi sandıydık ama asıl saf bizmişiz” diye mi ağlar oldunuz?

“Millet nezdinde iyi kötü herkesin nezdinde bir itibarımız vardı şimdi yerle bir oldu

itibarsız kaldık” diye mi ağlar oldunuz?

“Bütün gizli işlerimiz, bütün elemanlarımız deşifre oldu” diye mi ağlar oldunuz?

“Zamanında sağduyulu ağabeylerimiz çok yalvardı; yapmayın etmeyin, zarar göreceksiniz dediydi de biz gücümüze güvenip hadi be oradan dediydik” diye mi ağlar oldunuz?

“Biz kimleri kendimize kılavuz seçtik de bugün böyle bir çamura saplandık” diye mi ağlar oldunuz?

“Dün arkamızda olan yabancı güçler, gizli istihbarat servisleri Erdoğan’ı devirme planımız boşa çıkınca yarın bize de tekme vuracaklar, ABD’yi de Avrupa’yı da bize dar edecekler” diye mi ağlar oldunuz?

Cumhurbaşkanı Gül’ü, Başbakan Erdoğan’a karşı kamuoyu kullanacağımızı sandık ama o her defasında ağzımızın payını verdi. Biz Abdullah Gül’ü de tanıyamamışız” diye mi ağlar oldunuz?

Yoksa…

“Daha bu günler iyi günlerimiz… Daha bu ülkeye, bu millete ihanetimizin bedelinin hesabını, adalet önünde tek tek soracak, yaptıklarımızın bedelini tek tek ödettirecekler” diye;

Türkiye için aydınlık sizin için karanlık, yarınlarınıza mı ağlar oldunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum