Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Çağdaşlaşmanın kod ismi ne?

Son günlerde bazı sosyal bilimciler yaptıkları alan araştırmalarının sonuçlarını açıklıyorlar. Kimi basın-yayın ve iletişim araçlarında elde ettikleri sonuçlar üzerine yorum yapıyorlar.

Türkçemizde bir söz var: “Pireyi deve yapmak” diye. Aynen öyle de oluyor. Bir Azeri atasözünde geçtiği gibi, “kaşınmayan yerden kan çıkarmak” misali.. Efendim neymiş? Türkiye gittikçe muhafazakârlaşıyormuş. Onların bu kavrama yükledikleri anlam: Dindarlaşmak.

Malum zihniyete göre, muhafazakârlaştırmanın öznesi kim? Mevcut iktidar.. Muhafazakârlaşmak, çağdaşlaşmanın zıddı, yani. Çağdaşlaşmanın kod ismi ne? İçki içmek ve başörtüsü karşıtı olmak vb.. İsimlerinin başında koca koca unvanları olan çağdaş hayatın taşıyıcıları olduğunu iddia eden bu isimler, televizyon ekranlarında habire içki reklamı yapıyorlar. İçkiden, şarap içme özgürlüğünden söz ediyorlar. Dışarıdan birisi dinlese, herhalde Türkiye’de içki içmek yasak ya da karneye bağlanmış filan zannedecek.. Bazı şehirlerimizde rahat içecekleri mekânların olmadığını söylüyorlar.

Acaba biz mi bu toplumda yaşamıyoruz?

Biz de çevremizde olup bitenlerden müştekiyiz. Bu konuda asıl mağdurlar seslerini çıkarmıyorlar, duyuracak şekilde.. Bu konuda üç-beş kişi Türkiye’nin uluslar arası düzeyde sıçrayan gücünü, maalesef entelektüel gevezelikle gölgelemek istiyor. Yine geçenlerde bir televizyon kanalında bu konu tartışılırken, namuslu bir solcu aydın bir laf etti, ekranda. “Eğri oturup doğru konuşalım, dedi. Biz, geçmiş iktidarlardan ziyade bu dönemde hem ucuz ve hem de en kaliteli şarapları içiyoruz. Bu konuda hiç kimse iktidarı zan altında bırakma hakkına sahip değildir, dedi. Buna rağmen, bazı beyefendiler ve hanımefendiler hala içkiyi çağdaşlaşmanın kod ismi gibi sunuyorlar.

Bu insanlar, içinde yaşadıkları toplumun ahlaki alandaki hassasiyetlerini dikkate alarak şöyle bir çevrelerine bakmıyorlar mı? Bakıyorlar da görme hasselerini mi kaybettiler, yoksa? Ya da bile bile görmemezlikten mi geliyorlar?

Türkiye’de içkiye başlama yaşı onbire inmiş, trafik kazalarının neredeyse %’50’si alkol yüzünden meydana geliyor. Akciğer kanserinin % 40’ı içki ve sigara yüzündendir, diye bangır bangır bağırıyor, tıpçılar. Boşanmaların % 40’ı alkol yüzünden oluyor. Hergün gazetelerin üçüncü sayfası, televizyonlarda ana haber bültenlerinin büyük bir bölümü alkolle ilgili felaket haberlerine ayrılmış durumda. Bütün bunlara rağmen alkol severlikte ifrata varmanın âlemi nedir?

Tamam, siz özgür bir şekilde evinizde, işyerinizde ve istediğiniz yerde içebilirsiniz. Siz çoluk-çocuğun önünde aleni olarak bu konuları tartışma özgürlüğüne sahipken, bu konuda hassasiyet sahibi olan insanların karşıt görüş açıklama özgürlüğüne neden karşı çıkıyorsunuz? Bu ülkede, günaha günah demek, yasağa yasak demek suç mu oldu?

Bu beyefendi ve hanımefendilere, çağdaşlaşmanın kod ismi içki midir? diye sorulduğu zaman, neden küplere biniyorlar? Biz isteriz ki, çağdaşlaşmayı; bilim, teknoloji, refah düzeyinin artırılması, sanat, edebiyat, güvenlik ve ahlaki yücelik alanlarında gösterelim. Bu alanlarda kayda değer bir üretimde bulunmayan çağdaşlarımız maalesef, geri kalmışlıklarını, az gelişmişliklerini insan yaşamını ve insan güvenliğini tehdit eden maddeleri savunmakla örtmek istiyorlar.

Allah herkese akıl ve ruh sağlığı versin!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum