"Büyük Veri, Online Platformlar ve Rekabet Hukuku" semineri

"Büyük Veri, Online Platformlar ve Rekabet Hukuku" semineri

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilecik: - “Mevcut ekonomi, rakamlara baktığımızda olumlu ve olumsuz yönleriyle, ‘Artık yeni bir ekonomik öyküye ihtiyaç var’ diyor. TÜSİAD olarak biz, Türkiye’nin yeni ekonomik kalkınma öyküsünün ‘sanayide dijital dönüşümü’

İSTANBUL (AA) - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, “Mevcut ekonomi, rakamlara baktığımızda olumlu ve olumsuz yönleriyle, ‘Artık yeni bir ekonomik öyküye ihtiyaç var’ diyor. TÜSİAD olarak biz, Türkiye’nin yeni ekonomik kalkınma öyküsünün ‘sanayide dijital dönüşümü’ üzerinden yazılacağına inanıyoruz.” dedi.

TÜSİAD’ın “Yeni Ekonominin Rekabet Dinamikleri" serisi kapsamında ilk seminer Rekabet Kurumu iş birliğiyle "Büyük Veri, Online Platformlar ve Rekabet Hukuku" temasıyla gerçekleştirildi.

Seminerin açılışında konuşan Bilecik, dünyanın çok önemli bir değişim süreci içerisinde bulunduğunu belirterek, ekonomiden siyasete, devlet yönetiminden bütün şirket yönetimlerine kadar her şeyin değiştiğini, bilim ve teknoloji alanında baş döndürücü gelişmeler yaşandığını ifade etti.

Bu hız çağında yapay zeka, sürücüsüz otomobiller, Sanayi 4.0, genetik, blockchain, büyük veri gibi alanlarda yaşanan gelişmelerin hayatı her geçen gün daha fazla etkilediğine işaret eden Bilecik, şunları kaydetti:

“Bir gün hala 24 saat ancak teknolojinin ve gelişmelerin ışığında sanki günlerin hızla geçtiği kesin. Bu çağda, geleceğin güçlü Türkiyesi’nin birinci şartı, ekonomik olarak çok daha hızlı ve makroekonomik istikrarı kullanmak ve verimli şekilde kullanmak kaydı ile çok daha yüksek oranda kalkınmayı hakediyoruz. Mevcut ekonomi, rakamlara baktığımızda olumlu ve olumsuz yönleriyle, ‘Artık yeni bir ekonomik öyküye ihtiyaç var’ diyor. TÜSİAD olarak biz, Türkiye’nin yeni ekonomik kalkınma öyküsünün ‘sanayide dijital dönüşümü’ üzerinden yazılacağına inanıyoruz. Gerek değişen bu teknoloji çağı gerek değişen hız kavramları böyle yeni bir ekonomik kalkınma öyküsüne de fazlasıyla ihtiyaç olduğunu söylüyor.”

Bilecik, Türkiye’nin önemli bir eşikte olduğunu belirterek, “Ülkemizin bu eşiği geçmesinin yolu, yeni ekonominin dinamiklerine hakim olup dijitalleşmeyi, yeni kalkınma öyküsünün merkezine koymaktır. Bu nedenle, bir an önce bu hikayeyi hayata geçirecek planları yapmamız gerekiyor. Bugün uygulamaya geçirilen iyi bir plan, yarın uygulanacak mükemmel bir plandan daha iyidir.” ifadelerini kullandı.

Eski ekonomik sistemde yaşanan fiyat rekabetinin yerini yenilik rekabetine bıraktığını anlatan Bilecik, şunları kaydetti:

“İletişim ve üretim teknolojilerinde meydana gelen gelişmelerin ışığında, ülkelerin çağın rekabet koşullarına uyabilmek ve rekabet avantajı sağlayabilmek için daha fazla bilgiyi zamanında, eksiksiz elde etme gereksinimi arttı. Dolayısıyla bugün artık, sürdürülebilir bir rekabetin en önemli yapı taşı veridir. Rekabet söz konusu olduğunda, son yıllarda dünyanın gündeminde yer alan konuların başında dijital dönüşüm geliyor.

İş dünyası, artık geri dönülemez bir değişimin içinde. Otomasyon, yapay zeka, nesnelerin interneti gibi yeni yapılar, iş yapış biçimlerimizi kökten değiştirdi. Günümüz iş dünyasında veri, şirketlerin rekabette başarılı olması için en önemli kriterlerden bir tanesi haline geldi. Bugün veriyi doğru değerlendiren ve analiz eden şirketler, müşterilerinin ihtiyaçlarına ilişkin bilgileri işleyebiliyor, ürün ve hizmetlerinin kalitesini geliştirebiliyor ve maliyetlerini düşürebiliyor.”


- “Hazırlığımızı iyi yaparsak, her yeni dalgayla daha da sağlamlaşırız”


Bilecik, bulut depolama kapasitesinin gelişmesi ve depolanan bu kapasitenin nasıl kullanılabileceğine dair stratejilerin çeşitlenmesiyle, dünyanın veri akımı, dev bir dalgaya dönüştüğünü söyledi.

Farklılaşan ve çeşitlenen müşteri talep ve ihtiyaçlarına göre küresel ve yerel rekabetin dinamiklerinin de değiştiğini aktaran Bilecik, “Dalgalar yumuşak kayayı aşındırır; sert kayayı cilalar. Biz hazırlığımızı iyi yaparsak, her yeni dalgayla daha da sağlamlaşırız.” dedi.

Daha önce kişisel veriler ve bu veriyi toplamanın iş dünyasındaki yerini tartıştıklarını aktaran Bilecik, bu tartışmayı bir adım ileriye götürerek, büyük verinin yarattığı yeni ekonomik dinamiklerle şekillenen rekabet koşullarını tartışmaya da ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Bilecik, dijital dönüşümün her alanı etkilediği günümüzde büyük hacimli, hızlı üretilen ve çeşitlilik arz eden büyük verinin nasıl saklanacağı ve işleneceği kadar, bu dönüşümden rekabet ortamının nasıl etkilendiğini de düşünmemiz gerektiğine dikkati çekti.

Büyük verinin birçok hizmetin sağlanmasında paha biçilemez bir varlık ve gerekli bir girdi olduğunu belirten Bilecik, “Büyük veri yerini sağlamlaştırdıkça ve tüketicinin bundan faydası arttıkça, konuyu rekabet mevzuatı açısından tartışmanın önemi de gün geçtikçe artıyor. Büyük veriye kısıtlı erişimin, pazara girişte ya da dijital ekonominin genişlemesinde sorunlar yaratabileceği konusu, beraberinde bu konuda hukuki bir aksiyon alınması meselesini de getiriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Bilecik, büyük veri kadar, büyük verinin nasıl kullanıldığının da artık özellikle Fransa ve Almanya’nın başlattığı tartışma çerçevesinde konuşulduğunu aktaran Bilecik, şunları kaydetti:

“Rekabet otoriteleri, özellikle çoğaltılması mümkün olmayan özel veri setlerini elinde bulunduran teşebbüslerin büyük veri kullanımının, piyasa gücünün tanımlanmasındaki etkilerini tartışıyor. Bu konu aynı şekilde Avrupa Komisyonu’nun gündemini de meşgul ediyor. 2017 senesinde Komisyon, büyük veri sahibi şirketlerin baskın bir pozisyonda olmasalar bile, sahip oldukları kişisel olmayan, makine tarafından oluşturulmuş verinin üçüncü taraflarla paylaşılması yönünde bir düzenleme yapılıp yapılmayacağının gündemlerinde olduğunu belirtti.”

Büyük veri kullanımını ve bunun pazara etkisini rekabet dinamikleri ekseninde tartışırken göz önünde bulundurulması gereken birçok farklı etkenin bulunduğuna dikkati çeken Bilecik, “Burada belirtmekte fayda var ki; verinin niteliği ve çeşidi, onun değişik bağlamlarda değerini belirleyerek pazar gücünde nasıl bir etki yarattığını ya da pazar girişlerinde negatif bir etkisi olup olmadığını belirliyor.” dedi.

Bilecik, TÜSİAD olarak, büyük veri özelinde gerçekleştirdikleri etkinliklerle, Türkiye’de iş dünyasının küresel ölçekte rekabet avantajını koruması için faaliyetlerini sürdürdüklerini aktararak, bu amaçla, bu konuyu farklı disiplin ve perspektiflerden doğan ihtiyaçlar doğrultusunda enine boyuna konuşmak istediklerini söyledi.

Rekabet Kurumu ile olan iş birliklerine de değinen Bilecik, “2000’li yılların başından beri, Kurum ile çok yakın çalışmaktan, tebliğlere, kanun taslaklarına dair görüşlerimizi düzenli iletmekten memnuniyet duyuyoruz. Kurumun bilgisi ve tecrübesi ile bizim uygulamada yaşadıklarımızın açıkça tartışılabildiği bu işbirliği modelinin, bizi ileriye taşıdığını düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde de birlikte birçok başarılı projeye, etkinliğe imza atacağımıza inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

Bu arada Bilecik, konuşmasına başlarken, “Böyle bir güzel ve keyifli bir nisan sabahında, Türkiye gündeminin son derece hızlı aktığı bir günde Sayın Bakanımı ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti iş dünyası adına paylaşmak istiyorum. Hoşgeldiniz efendim.” demesi üzerine salondan önce az daha sonra fazla alkış geldi.

Bunun üzerine Bilecik’in, “Biraz kararsızlık oldu. Türkiye erken seçim kararı vererek kararsızlığı çözdü” demesinin ardından salonda gülüşmeler oldu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :