Bu Kir Temizlenir Mi?

Günlerdir, meydanlarda darbeye karşı demokrasi nöbeti tutuluyor. Her türlü görüşten insan meydanlarda iradesine sahip çıkıyor. Her geçen gün sokağa çıkan insan sayısı azalmak yerine artıyor. Görüyoruz ki bizim milletimiz çok başka. Kimseye benzemeyeninden…

OHAL ilan edildikten sonra çeşitli çalışmaların hız kazandığını gördük. Bir şeyler yapılmaya ve bu zehirli hücrelerin ülkenin kanından atılmaya çalışıldıkları ortada. Merak edilen ise bu temizliğin hakkıyla yapılıp yapılamayacağı…

Devletin her yerinde en üst kademelerde olduklarından mütevellit, alt kademeleri de gönüllerine göre yerleştirmişler. Onun damadı, berikinin gelini, ötekinin torunu…

Bildiğim bir şey var ki, TSK başta olmak üzere MİT, Emniyet, Bakanlıklar gibi merkezlerde bu temizliğin çok önce başlamış olması gerektiği… Madem bu adamlar bu kadar tehlikelilerdi neyi beklediğinizi anlayamıyorum. Darbe yapmalarını mı?

Bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek merak ediyorum. Sürecin başından beri söylediğim şey, suçsuz insanların zarar görmemesi. Balyoz gibi Ergenekon gibi olmasın. Malum o zaman da suçlu diye içeri alınan pek çok asker daha sonra suçsuz bulunup serbest bırakılmışlardı.

Umalım ki bu yapıya ait suçlar, suçsuz olanlara fatura edilmez. Umalım ki süreç hakkaniyetle yürütülür. Bu içerideki isimler de bülbül gibi şakırken hazır, ak koyun kara koyun belli olsun. Aklımızdaki bu kir temizlenecek mi, soruları da zamanla cevap bulsun…

Bu direniş umalım ki boşa çıkmasın. Çünkü o karanlık ve bitmeyen geceyi hatırlamak istemiyorum. Son kez bahsedip susacağım…

15 Temmuz gecesi saat on buçuk sularında dışarıda olup, eve gitmeye çalışanlardandım. Müthiş bir sessizlik vardı her yerde. Ama bunun olağanüstü bir durum olduğunu hiç aklıma gelmemişti. Açıkçası tank, tüfek bir şey görmedim ama normalde çok kalabalık olan yerlerde hiç kimsenin olmayışı da bir çeşit korku pompalıyordu.

Konya’da askerlerin sokakta olmayışı da İl Jandarma Komutanı Albay İsmet Cansaran sayesinde olmuş. Cansaran halkla askerin karşı karşıya gelmesi gibi bir şeyin mümkün olamayacağını belirtip Konya Valisi Yakup Canbolat’a giderek devletin emrinde olduklarını söylemiş.

Gelen bir telefon üzerine meseleyi öğrendiğimde dışarıda olağanüstü bir şey olmadığından olayın pek de büyümeyeceğini düşünmüştüm. Ancak İstanbul ve Ankara’da olanlar meselenin hiç de ufak bir şey olmadığını en acı şekilde göstermişti.

O karanlık gece bitti ama gerçekten psikolojik olarak hepimizi de diplere itti. Temennimiz böyle acı olaylar tekrarlanmasın, insanlar hayatlarından vazgeçmek zorunda kalmasınlar. Tarihimize karanlık hikâyeler eklenmesin…

Bu ülke hepimizin. Ama hepimiz aynı şekilde mücadele etmiyoruz. O halde üzerimizde hakkı olanlardan helallik almamız gerekecek.

Hani şu bir dönem sokaktaki vatandaşı beğenmeyenler, “onun oyuyla benimki bir mi” diyenler vardı ya; şimdi soru şu: 2 tankın önüne yatarak üniformalı teröristleri durdurmaya çalışan Sabri Ünal’la, beach partylere katılıp ülkede ne olduğu umurunda bile olmayan Berkecan’ın oyu bir mi?

Buyurun cevabı siz verin…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum