Bozdağ: Harekat bölgesinin yarıya yakını TSK'nın kontrolü altında

Bozdağ: Harekat bölgesinin yarıya yakını TSK'nın kontrolü altında

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: "Harekat kapsamında bugüne kadar, saat 13.00 itibarıyla PKK/KCK/PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütü mensubu 2 bin 795 terörist etkisiz hale getirilmiştir

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, "Harekat kapsamında bugüne kadar, saat 13.00 itibarıyla PKK/KCK/PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütü mensubu 2 bin 795 terörist etkisiz hale getirilmiştir." dedi.

Bozdağ, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Toplantıda öncelikle, devam eden Zeytin Dalı Harekatı'nda bugüne kadar katedilen aşamanın ele alındığını ifade eden Bozdağ, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) gösterdiği kahramanlık ve başarının takdirle karşılandığını belirtti.

Zeytin Dalı Harekatı'nda ve terörle mücadelede şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifa dileyen Bozdağ, "Zeytin Dalı Harekatı'nın başladığı 20 Ocak'tan bu yana toplam 41 kahraman Mehmetçik'imiz şehit olmuş, 200 Mehmetçik'imiz yaralanmıştır. Teröristler tarafından Afrin bölgesinden ülkemize gerçekleştirilen saldırılarda 7 sivil vatandaşımız hayatını kaybederek şehit oldu, 125 vatandaşımız da yaralandı. Sivil şehitlerimize de Allah'tan rahmet diliyoruz. Harekat kapsamında bugüne kadar, saat 13.00 itibarıyla PKK/KCK/PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütü mensubu 2 bin 795 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Harekatın son üç gününde etkisiz hale getirilen terörist sayısı 361 olmuştur. Harekat ile bugüne kadar 112'si köy, 30'u kritik nokta olmak üzere toplam 142 bölge kontrol altına alınmıştır." diye konuştu.

Bozdağ, kontrol altına alınan yerleşim yerleri arasında Bülbül, Racu, Deyr Salvvan, Şeyh Hadid ve Badinli beldelerinin bulunduğunu söyledi.

Bugüne kadar harekat alanında 702 kilometrekarenin kontrol altına alındığını anlatan Bozdağ, "Harekatın toplam alanının bin 920 kilometrekare olduğu değerlendirildiğinde neredeyse harekat bölgesinin yarıya yakını TSK'nin kontrolü altına geçmiştir. Son 3 gün içinde icra edilen operasyonlar sonucunda Racu-Afrin ve Cinderis-Afrin karayolları da kontrol altına alınmıştır. Harekat başarıyla yürütülmektedir. Bütün hedefler gerçekleştirilinceye kadar harekat devam edecektir." ifadelerini kullandı.

Bozdağ, harekata ve kahraman Mehmetçik'e destek veren Türk milletine teşekkür etti.

- İstismarın Önlenmesi Eylem Planı

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ'ın, İstismarın Önlenmesi Acil Eylem Planı adı altında çocukların istismarının önlenmesine dönük çalışmalar hakkında Bakanlar Kurulu'nu bilgilendirdiğini vurgulayan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Konu, Bakanlar Kurulu'nda enine boyuna müzakere edilmiştir. Kurul, komisyona bazı tavsiyelerde bulunmuştur. Bu tavsiyeler çerçevesinde çalışma son şeklini alacak ve en kısa sürede çalışmanın detayları paylaşılacaktır. Ben çalışmayla ilgili bazı ana başlıkları kamuoyu ile paylaşmakta fayda görüyorum. Bu çalışma kapsamında cezalar artırılmaktadır, caydırıcılık yükseltilmektedir. Önleyici ve koruyucu tedbirler güçlendirilmekte, geliştirilmekte ve yaygınlaştırılmaktadır. Halk arasında 'hadım' olarak bilinen konu yasal dayanağa kavuşturulmaktadır. Suçluların cezalarının infazından sonraki süreçte de takibi zorunlu hale getirilmektedir. Adres bilgileri, güvenlik birimlerinde olacak, oradaki mülki erkan da bu kişileri bilecek, bunlar hayatları boyunca kontrol altında olacaklardır. Risk araştırmaları yapılacak ve bu araştırmalar her yıl tekrar edilecek ve risk haritaları çıkarılacaktır. Kamuda ve özel sektörde bu suçlarla yargılanan ve ceza alan kişiler hangi kurumdaysa oraya bildirilmektedir ama özel sektörde bu tam anlamıyla işlememektedir. Bu suçlara karışanlar yargılama süreci başladığı andan itibaren özel sektörde çalıştığı kuruma da bilgilendirme yapılacaktır. Eğitici, öğretici, yol gösterici faaliyetlere daha fazla ağırlık verilecektir."

Bozdağ, cezanın sadece bir sonuç olduğunu bildiklerini, esas olanın önleyici ve koruyucu tedbirler olduğuna inandıklarını dile getirdi.

Önleyici ve koruyucu tedbirleri geliştirerek çocukların bu suçun mağduru durumuna düşmesini önlemenin en büyük hedefleri olduğunu dile getiren Bozdağ, mağdur hakları konusunda yeni bir düzenleme çıkarılması hususunda Adalet Bakanlığının bir çalışma yürüttüğünü, bu konu üzerinde de duracaklarını aktardı.

- "Büyükelçiliklerin güvenliğinden Türkiye sorumludur"

ABD'nin Ankara Büyükelçiliğini güvenlik nedeniyle kapatmasına ilişkin bir soru üzerine, Bozdağ, şunları kaydetti:

"ABD, Ankara Büyükelçiliğinin bugün için kapatılması konusunda bir karar aldı. Bu kararı, yetkili makamlarımıza da iletmişlerdir. Bu karar siyasi bir karar değil, sadece güvenlik tehditleri ve riskleri nedeniyle alınmış bir karardır. Yapılan açıklamada da bu hususun altı çizilmiştir. ABD Büyükelçiliği elindeki bazı istihbari bilgileri Türk istihbaratı ile paylaşmıştır. Bu çerçevede istihbarat ve güvenlik birimlerimiz gerekli tedbirleri almış, adımları atmıştır. Şu ana kadar verilen bilgilerle ilgili yapılan tatbikatlarda önemli neticeler elde edilmiştir. Sadece ABD Büyükelçiliği değil, Türkiye'nin dört bir yanında güvenlik güçlerimiz terörle mücadeleye karşı teyakkuz halindedir. Bundan sonra da bu teyakkuz devam ettirilecektir. ABD vatandaşları, kendi vatandaşlarımız ve başka ülkelerin vatandaşlarına dönük bir terör riski ve saldırısı olmaması için güvenlik güçlerimiz çalışmalarını sürdürmektedir. Büyükelçiliklerin güvenliğinden Türkiye sorumludur. Biz ülkemizde bulunan büyükelçiliklerin güvenliğini, en üst düzeyde güvenlik tedbirleriyle yerine getirdik, bundan sonra da getirmeye devam edeceğiz. ABD'nin İstanbul ve Adana başkonsoloslukları faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmaktadır."

ABD'de yapılan bazı açıklamalarda "DEAŞ'a odaklanalım" vurgusunun çok sık yapıldığını belirten Bozdağ, şunları söyledi:

"Türkiye de aynı şeyi söylüyor. Ama PKK, PYD, YPG, KCK terör örgütlerine de odaklanalım. DEAŞ nasıl eli kanlı bir terör örgütüyse PKK, KCK, PYD, YPG de aynı şekilde eli kanlı birer terör örgütüdür. Müttefikimiz ABD'nin sadece bir terör örgütüyle mücadeleyi öne alıp, diğer terör örgütleriyle mücadeleyi aynı şekilde değerlendirmemesi Türkiye'yi gerçekten rahatsız etmektedir. Biz Türkiye olarak hem DEAŞ ile hem de bütün terör örgütleriyle aynı düzeyde mücadele etmenin doğru olduğuna inanıyoruz. Terör örgütlerinin lehimize olan, aleyhimize olan veya kullandığımız, kullanamadığımız ya da renklerine, hedeflerine, dillerine, bulundukları yerlere göre terör örgütlerini ayırmanın doğru olmadığını her defasında ifade ettik. Bir kez daha ifade ediyoruz. Terör terördür, terör örgütü de terör örgütüdür. Hepsi insanlık suçu işlemektedir."

Bozdağ, Türkiye'nin Suriye ve Irak'tan sonra DEAŞ terör örgütünün saldırılarından en fazla zarar gören üçüncü ülke olduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

"Bugüne kadar DEAŞ terör örgütü ülkemizde 20 terör saldırısı gerçekleştirmiştir. Bu terör saldırılarında 310 kişi hayatını kaybetmiş, 967 kişi de yaralanmıştır. Türkiye, DEAŞ terör örgütüyle en etkin mücadele eden tek ülkedir. Rakamlar bunu gösteriyor, Türkiye'nin yaptıkları bunu gösteriyor. Fırat Kalkanı Harekatı sırasında Türkiye 3 bin civarında DEAŞ'lı teröristti etkisiz hale getirmiştir. Başika kampına dönük DEAŞ terör örgütünün yapmaya çalıştığı saldırılar sırasında da yaklaşık bin civarında DEAŞ'lı terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca hem güvenlik güçlerimizin hem de yargının bu terör örgütüne karşı yürüttüğü faaliyetler vardır. 2011 ile 2018 yılları arasında Türkiye'de 12 bin 538 DEAŞ'lı terörist gözaltına alınmıştır. Bunların 5 bin 654'ü yabancı terörist savaşçıdır. Yine 2011 ile 2018 yılları arasında Türkiye'de 4 bin 43 DEAŞ'lı terörist tutuklanmıştır. Bunun da bin 858'i yabancı terörist savaşçılardır."

- "DEAŞ'a da odaklanalım, PKK, KCK, PYD, YPG'ye de odaklanalım"

Türkiye'nin başka ülkelerden gelip terör örgütü DEAŞ'a katılmak isteyen yabancıları engelleme hususunda da büyük görevler ifa ettiğinin altını çizen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"148 ülkeden 61 bin 158 teröriste Türkiye'ye giriş yasağı koymuştur. 100 ülkeden 6 bin 151 terörist ise Türkiye'ye girdiği halde Türk güvenlik birimleri tarafından yakalanmış ve sınır dışı edilmiştir. Türkiye, DEAŞ terör örgütüyle, PKK terör örgütüyle, YPG, PYD, KCK terör örgütleriyle nasıl mücadele ediyorsa aynı samimiyetle ve aynı kararlılıkla mücadele etmeye devam edecektir. Terör örgütlerinin bazılarını koruma, kollama, bazılarını fazla görme ya da görmeme gibi bir yaklaşımı Türkiye doğru bulmamaktadır. 'DEAŞ'a odaklanmayalım' diyen bir Türk yetkili yoktur. Biz diyoruz ki DEAŞ'a da odaklanalım, PKK, KCK, PYD, YPG'ye de odaklanalım. Bunların hepsini birlikte tepeleyelim, birlikte yok edelim istiyoruz ama maalesef başka şeyleri söyleyen ABD'dir, ABD'li yetkililerdir."

Bozdağ, Türkiye sınırını geçen iki Yunan askeriyle ilgili bir soru üzerine, "İki askerin Türkiye'de tutuklanması hususu bir takas konusu değildir. Ne Yunanistan hükümeti Türkiye'den bir takas talebinde, ne de Türk hükümeti Yunanistan'dan bir takas talebinden bulunmuştur. Böyle bir şey yoktur." ifadesini kullandı.

Söz konusu iki askerin askeri yasak bölgelere girme ve askeri casusluk suçlarından adli soruşturmaya tabi tutulduğunu belirten Bekir Bozdağ, "İlgili savcılığın talebi üzerine sulh ceza hakimliği askeri yasak bölgelere suçundan tutuklanmalarına karar vermiştir. Bunları Türkiye'nin takas konusu yapması söz konusu değildir. Darbeci askerlerin Türkiye'ye iade edilmesi Türkiye'nin haklı olduğu bir konudur. Bunların Türk yargısının huzuruna çıkartılması Yunanistan ile Türkiye arasındaki ikili anlaşmalar ile Yunanistan ile Türkiye'nin taraf olduğu çok taraflı anlaşmalar çerçevesinde Yunanistan'ın gereğini yapmakla yükümlü olduğu mükellefiyetler vardır. İkisi ayrı şeydir. Bunların biz Yunanistan tarafından yerine getirilmediğini düşünüyoruz ve yerine getirilmesini, aramızdaki hukuka uyulmasının doğru olduğuna inanıyoruz. Bunların takas konusu yapılması Türkiye'nin darbecilerin adil yargılanması için Türkiye'ye iadesi konusundaki talebini hafifletir ve bu talebin değerini azaltır diye düşünüyoruz." diye konuştu.

- "Tek bir sivilin bırakın ölmesini burnu dahi kanamamıştır"

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısının, Afrin'de sivillere yönelik saldırılarla ilgili bazı raporlar aldıkları yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Zeytin Dalı Harekatı sırasında sivillere zarar verdiğine ilişkin iddiaların tamamı mesnetsizdir, kabul edilemez bir durumdur. Türk Silahlı Kuvvetleri sadece bugün değil, bugüne kadar terörle mücadele konusunda yaşadığı bütün tecrübe gösteriyor ki terörist ile sivilleri birbirinden ayrın bir anlayışla sahiptir. Biz hendek terörü sırasında, Fırat Kalkanı Harekatı sırasında, Kuzey Irak'ta terör örgütüne dönük operasyonlar sırasında daima sivillerle teröristleri birbirinden ayıran bir mücadeleyi yaptık. Terörle 40 yıldır sürdürdüğümüz etkin mücadelenin Türkiye'ye öğrettiği tecrübede sivil ile teröristi birbirinden ayırmayı öğretmiştir.

Silahlı Kuvvetlerimiz ve güvenlik birimlerimiz terörle mücadelede bu hassasiyete azami derece dikkat etmektedir. Zeytin Dalı Harekatının başladığı günden bugüne kadar tek bir sivilin bırakın ölmesini burnu dahi kanamamıştır. Ancak PKK, KCK, PYD, YPG terör örgütleri ve bu terör örgütlerine destek veren çevreler Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığından tutun da pek çok yalan ve iftirayı gerçek gibi Türkiye ve dünya kamuoyuna iletmeye devam etmektedir. Bu yetkilinin ifade ettiği hususta, kendilerine gelen raporları iletenlerin de terör kaynakları olduğunu ve onların ilettiği belgeleri alanların oraya onların ilettiğini biz biliyoruz. O yüzden bu kaynaklar güvenir kaynaklar kesinlikle değildir. Böyle bilgilerle Türkiye'yi kimse suçlamamalıdır. Biz kara propagandalarla değil gerçeklerle hareket etmenin doğru olduğuna inanıyoruz. Türkiye, sivilleri terör örgütlerinden korumak için bu harekatı sürdürmektedir. Asıl sivillere zarar veren bu terör örgütleridir."

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :