Bozdağ, AA Editör Masası'nda

Bozdağ, AA Editör Masası'nda

Adalet Bakanı Bozdağ: (6)"(Anayasa değişikliği teklifi) Sistem kendi içinde kilitlenmeyi çözecek anahtara sahip. Bu da tarafların önce uzlaşmasına imkan veriyor. Yani kriz, sermayenin, medyanın, kirli ve karanlık odakların, dışarıdaki ve içerideki hesapçı

ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, anayasa değişiklik teklifiyle ilgili, "Sistem kendi içinde kilitlenmeyi çözecek anahtara sahip. Bu da tarafların önce uzlaşmasına imkan veriyor. Yani kriz, sermayenin, medyanın, kirli ve karanlık odakların, dışarıdaki ve içerideki hesapçı ve rantçı güçlerin müdahalesiyle değil saf ve temiz olan halkımızın tertemiz oyları ve iradesiyle çözülecektir. Başka yöntemlerle kriz çözme dönemi de kapanmış oluyor." dedi.

Bozdağ, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Yeni sistemin "milli egemenliği yok ettiği" eleştirilerine katılmadığını, aslında milli egemenliği, sahibi olan millete verdiğini belirten Bozdağ, yürütme seçiminin tamamının doğrudan millete verildiğini, bu konuda milletin yetkilendirildiğini ifade etti.

"Yeni sistemde Mecliste zayıf olarak temsil edilen ancak cumhurbaşkanı çıkarabilen bir partiye imkan var mı?" sorusuna Bozdağ, "İşte onun için de bu mekanizma diyor ki 'Çoğunluk farklı, cumhurbaşkanı farklı olursa yapacağınız şey belli, uzlaşacaksınız, anlaşacaksınız ve birlikte bu işi yürüteceksiniz. Biz hani diyoruz ya 'Kutuplaşmadan şikayetçiyiz, yürütme yasamayı, yasama yürütmeyi takmıyor.' diye. Bu sistemin özü, tarafları ipleri gererek değil, uzlaşarak ülke yönetimine katkı vermeye zorluyor. Eğer çoğunluk orada farklı gerçekleşirse öbür tarafta da cumhurbaşkanı farklı partiden olursa böyle bir tablo çıkacak, uzlaşacaktır. Uzlaşamadı, yani bu sistemde, bir partili cumhurbaşkanının yasamada kendi partisi dışında başka bir partiyle birlikte hareket edebilme imkanı var." karşılığını verdi.

- "Sistem kendi içinde kilitlenmeyi çözecek anahtara sahip"

Sistemin, uzlaşma sağlanamadığında bir kilitlenme olmasın diye hem yasama hem de yürütmeye seçime gitme yetkisi verdiğine dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti:

"Sistem, iki tarafı uzlaşmaya zorluyor. Uzlaşmayınca iki tarafa da bir müeyyide getiriyor, diyor ki 'Siz uzlaşmazsanız önümüzde tek seçenek seçim kalıyor. Senin de görevine son veriyorum, senin de görevine son veriyorum, seçime gideceksiniz.' Sistem kendi içinde kilitlenmeyi çözecek anahtara sahip. Bu da tarafların önce uzlaşmasına imkan veriyor. Yani kriz, sermayenin, medyanın, kirli ve karanlık odakların, dışarıdaki ve içerideki hesapçı ve rantçı güçlerin müdahalesiyle değil saf ve temiz olan halkımızın tertemiz oyları ve iradesiyle çözülecektir. Başka yöntemlerle kriz çözme dönemi de kapanmış oluyor. Bu açıdan da son derece önemli. Yani bir kriz olmayacaktır, kriz olabilme ihtimaline karşı kendi içinde kriz çözücü mekanizmalara bu sistem sahiptir."

- "Mahkemelerin tarafsızlığı hukuk devletini güçlendirir"

"Yeni anayasa ile birlikte Anayasa Mahkemesi ve HSYK nasıl bir yapıya kavuşacak? 'Cumhurbaşkanlığına bağlı bir yargı oluşturulacağı' iddiası gerçeği yansıtıyor mu?" sorusu üzerine Bozdağ, yeni sistemde cumhurbaşkanına bağlı bir yargı oluşturma ihtimali olmadığını vurguladı.

Söz konusu iddianın, abartılı bir çarpıtmadan başka hiçbir anlam ifade etmediğinin altını çizen Bakan Bozdağ, "Teklif içinde yapılan değişikliklere baktığımızda bu net görülür. Ne getiriyor değişiklik? 'Yargı yetkisi bağımsız mahkemelerce Türk milleti adına kullanılır.' diyor. Şimdi 'Bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.' diyor yani bu kötü bir şey mi? Mahkemelerin tarafsızlığı hukuk devletini güçlendirir ve güçlendiriyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Günümüzde Türkiye'de çift başlı yürütme olduğu gibi çift başlı bir yargı olduğuna işaret eden Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bir askeri yargımız var, bir sivil yargımız var. Askerler, suçlarından Askeri Yargıtay'da yargılanıyor, askeri ceza mahkemeleri var. İdari konularda, Askeri Yüksek İdari Mahkemesi bakıyor. İki ayrı devlet varmış gibi bir görüntümüz var. Şimdi askeri yargıyı kaldırıyoruz ve Türkiye'de asker-sivil kim olursa olsun yargılama usulleri, uygulanacak kanunlar, yargılayacak mahkemeler ve temyiz yerleri bakımından herkesi birbirine eşitliyoruz. Hukuk devletini güçlendiriyoruz ve doğru olanı yapıyoruz. Avrupa Birliği standardında bir değişiklik yapıyoruz."

Bozdağ, anayasa değişikliği teklifinde, cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi'ne üye seçimine ilişkin bir hükmün olmadığını belirtti.

- "Ayrı bir çarpıtmadır, çifte standart"

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile Askeri Yargıtay kalktığı için cumhurbaşkanının seçtiği üye sayısında iki azalma olduğunu ancak yeni bir düzenleme getirilmediğini dile getiren Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:

"Eskiden nasılsa şimdi de öyle. Cumhurbaşkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Başsavcı Vekilini seçebiliyordu. Şu andaki Anayasa'ya göre de seçebiliyor. Orada da bir değişiklik yok. Cumhurbaşkanı, Danıştay üyelerinin dörtte birini Anayasa'ya göre atayabiliyor. Şimdi muhalefet 'Yargıyı hep cumhurbaşkanına mı veriyorsunuz?' diyor. Bunlar zaten cumhurbaşkanının belli şartlar altında kullandığı yetkiler arasında.

'Parlamenter sistemde olursa bunlar hukuk devletine, demokrasiye, insan haklarına uygun ama cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimizde bunların olmaması lazım.' demek ayrı bir çarpıtmadır, çifte standarttır. Yeni değil bunlar. Sanki bunlar yokmuş da cumhurbaşkanına bu yetkiler ilk defa veriliyormuş gibi bir çarpıtma yapılıyor. Bir defa çok net, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Başsavcı Vekili ve Danıştaya üye seçimi konusunda, bu teklifle cumhurbaşkanına verilen bir yetki veya görev yoktur. Sadece Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna ilişkin düzenlemede cumhurbaşkanına verilen bir yetki var. O da yeni değil, eski yetkinin devamı."

Şu anda 22 üyeden oluşan HSYK'nın, 4 üyesini cumhurbaşkanının atadığını belirten Bozdağ, yeni sistemle HSYK üye sayısının 13'e indiğini, bu üyelerden yine 4'ünü cumhurbaşkanının atayacağını, 7'sini de parlamentonun belirleyeceğini aktardı.

- "HSYK'ya üye seçmek için 400 kişi anlaşacak"

Bozdağ, "4'ünü cumhurbaşkanı, 7'sini de cumhurbaşkanının partisi çoğunlukta olduğu için o atayacak. Hepsini cumhurbaşkanı atamış olacak." ifadelerinin büyük bir çarpıtma olduğuna dikkati çekti.

Adalet Bakanı Bozdağ, şöyle konuştu:

"Çünkü cumhurbaşkanı 4'ünü atıyor, eskiden de atıyordu. 7'sini Meclis nasıl seçecek? 3'te 2 üye çoğunluğuyla seçecek. Bugün AK Parti'nin Mecliste 316 üyesi var, hadi MHP ile anlaştığımızı farz et, MHP'nin üyesi 40. 316 artı 40 ne yapar? 356. İki parti seçebiliyor mu? Seçemeyecek, üçüncü bir partiyle anlaşması lazım. Üç parti anlaşamadan HSYK üyesini seçemiyor. Bu yeni anayasa yürürlüğe girdiği zaman da vekil sayısı 600 oluyor. O zaman da 3'te iki 400 oluyor. HSYK'ya üye seçmek için 400 kişi anlaşacak.

Bir parti Allah aşkına 400 vekili çıkarıp HSYK'ya tek başına üye seçebilir mi? Eğer 400 vekil çıkaracaksa zaten anayasayı baştan sona değiştirme hak ve yetkisini elde ediyor, istediğini zaten yapar. Anayasaya ne yazarsan yaz onu değiştirir, başka bir şey getirir. Ama şimdi öngörülen sistem, parlamentoda salt çoğunluğu elinde bulunduran partiye, HSYK'nın 7 üyesinin 7'sini belirleme yetkisini vermiyor. Anlaşmayı, uzlaşmayı şart ve zorunlu koşuyor. Milletimiz kabul ettiğinde, biz 40 gün içinde seçeceğiz, göreceksiniz nasıl olacak."

- "Milleti aldatmak için bu söylenebilir ama fiilen bunun imkanı yok"

Anlaşma sağlanamadığında, seçim için 367 aranacağını, bu sayıya ulaşılmadığında kura çekileceğini ve ad çekmek suretiyle üyelerin belirleneceğini anlatan Bekir Bozdağ, şunları kaydetti:

"367'yi bulamadık, seçim kilitlenecek mi? Kilitlenmeyecek. O zaman da isimler torbaya konacak, torbadan kurayla belirlenecek. Burada nasıl oluyor da bir parti 7 üyenin 7'sini de çekebiliyor. Birinin bunu bana izah etmesi lazım, fiilen mümkün değil. Yani akıl yormayla milleti aldatmak için bu söylenebilir ama fiilen bunun imkanı yok.

Yargıda biz iki tane doğrudan seçim yaptık ve yargı çok büyük zarar aldı, çok büyük tahribat gördü. Artık yargımız seçimlerle bölünmeyecek, parçalanmayacak, ayrışmayacak, kutuplaşmayacak ve parlamentonun seçmesiyle daha iyi bir noktaya gelecek. Demokratik meşruiyet güçlenecek. CHP, 'Meclisi bir yandan zayıflatıyorsunuz.' diye iftira atıyor, öte yandan da 'Meclis seçmesin.' diye uğraş veriyor. Ben anlamakta zorlanıyorum. 'Hakimler, Yargıtay, bürokratlar, askerler seçerse iyi ama Meclis seçerse kötü.' Bu, demokrat olmamanın, demokrasiyi tam içselleştirmemiş olmanın göstergesi olmaktan başka bir şey değil."

(Sürecek)



AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :