Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

Bir bayram da böyle geçti

                                                           

Günler, haftalar, aylar, yıllar geçip gidiyor. Bu aylar ve yılların içinde insanoğlu sevinçler ve üzüntüler yaşıyor. Düğünler, bayramlar bizim sevinç günlerimizin, hastalıklar ve ölümler de hüzünlü günlerimizin başında yer alıyor.  

Öyle anlar oluyor ki insan sevineceğine veya üzüleceğine karar veremiyor. Sevinç ve üzüntü birbirinin içinde aynı anda yaşanıyor.

salih-sedat-ersoz-.jpg

Toplum olarak bizi birbirimize kenetleyen, birlik ve beraberliğimizi zirveye taşıyan dini ve milli günlerimiz ve bayramlarımız var. Bunlar çok özel günlerimizdir bizim…

Bu özel günler beraberlik içinde, birbirimizle kaynaşarak kutlanırsa bir anlam ifade eder ve millet olarak bizi kopmayan bir bağ ile bağlar. Aksi takdirde bu özel günlerin diğer günlerden bir farkı kalmaz.

Son yıllarda dini bayramlarımız maalesef bir tatil olarak algılanmaya başlandı. Ne zaman bayram gelse hemen evlerini kapatarak tatile koşan ailelerin sayısı yıl geçtikçe artıyor.

Ailesinden ve ebeveyninden böyle gören yeni nesillerimiz de aynısını taklit ediyor ve bayramlarımız asli unsurundan giderek uzaklaşıyor.

Dini ve milli günlerimizden kopmak, milleti millet yapan en önemli özelliğin kaybolması anlamına gelir ki bu durum geleceğimiz için endişe vericidir.

Biz bir ve beraber olursak ancak millet olma vasfımızı sürdürebiliriz. Her bir ferdin ayrı baş çektiği bir toplum millet olma vasfını kaybeder.

Bu anlayışın bir an önce düzelmesini temenni ediyorum.

Geçtiğimiz günlerde kutladığımız Ramazan Bayramımızın bizim için farklı bir anlamı vardı. Bu bayram bizim annesiz ve babasız geçirdiğimiz ilk bayramımızdı. Bu durumu bir şiirle anlatmak istedim. Şimdi sizleri o şiirimle baş başa bırakıyorum. Bizim için bu bayram da böyle geçti. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.    

   ANASIZ BABASIZ İLK BAYRAM

Anasız, babasız geçen ilk bayramımdı,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.
Bayramım değil de yalnızlık fermanımdı,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Kırk kişiyle yenirdi bayram yemeğimiz,
Sevinç çığlıkları ile çınlardı evimiz,
Şimdi garip kalıverdi birden hanemiz,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Herkesi kaynaştıran o cıvıl cıvıl sesler,
Babam konuşurken tutulurdu nefesler,
Şimdi yok oldu neşe, istek, arzu, hevesler,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Uzaktan yakından torunlar, eş ve çocuklar,
Coşkuyla dolardı her yer, evler bucaklar,
Şu anda tütmüyor artık o yanan ocaklar,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Elini öpeceğim ne anam, ne babam kaldı,
Bayram yemeğimizde sadece beş kişi vardı,
Lokmalarım boğazımda düğümlenip kaldı,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Elli yıl bayram yaptığımız ev kapandı sanki,
Çocukluk ve gençlik yıllarımız bir andı sanki,
Ana babamızla geçirilen günler hayaldi sanki,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Bayram namazından çıkınca o eve koşardık,
Anamız, babamız ve biz mutluluktan uçardık,
Şu anda daha ilk bayramımızda naçar kaldık,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Aile bütünlüğümüzü sağlayan onlardı,
Birlik beraberliğimizi koruyan onlardı,
Onlar gidince zihinler de öksüz yetim kaldı,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Onlarsız bu ilk bayramımız çok acı geçti,
Biz ana babasızken, dostlar tatili seçti,
Bayramı böyle yaşamak zor bir süreçti,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Size ana babasız geçen bir bayramı anlattım,
Zorluğunu görün diye şöyle ucundan kanattım,
Bu zorlu günlerde aşıma bile acılar kattım,
Büyük bir acıyla doldum, yandım, kahroldum.

Ana babamız varken aile birliğimizle tektik,
Bu bayram yoklardı, acıyı kardeşlerimle çektik,
AcılarımızıBağlantı gömdük, gönlümüze mutluluk ektik,
Yansak kahrolsak da birliğimizi muhafaza ettik.

Salih Sedat der; ebeveynin kıymetini biliniz,
Bir an bile hürmette, hizmette kusur etmeyiniz,
Rabbimiz emrediyor, onlara öf bile demeyiniz,
Bakın ben ne büyük bir acıyla yandım, kahroldum.
Salih Sedat Ersöz

Önceki ve Sonraki Yazılar