Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Bilmiyorsanız sorun ve sorgulayın!

Yıllar önce bir Hıristiyan profesör üniversitede konferans vermiş ardından kendisine yöneltilen sorular teslis/üçleme (Baba-Oğul-Ruhu’l-Kudüs) konusuna gelince cevap verememiş, şöyle diyerek konuyu kapatmıştı: Her dinin dogmaları vardır, ya inanırsınız ya reddedersiniz, ama sorgulayamazsınız!

Ben bu yaşanmış örneği öğrencilerime hatırlatıp şöyle diyorum: Gençler, İslam, ilk emri, yaratan Rabbinin adıyla oku olan bir dindir. Onun için her şeyi sorabilirsiniz. Bilinçsizce bir şeyi kabul etmeyin. Bilmiyorsanız mutlaka sorun, sorgulayın. Neden, niçin diye sorun. Sormaktan korkmayın. Soru sormak, bilgisizin şifasıdır. Ama bilenlere, işin erbabına sorun. Bir de iyi niyetli olarak ve doğru bulup öğrenmek için sorun. Çünkü bu dinin cevap veremeyeceği hiçbir şey yoktur. Evet, sorduklarınıza ben yahut soru yönelttiğiniz kişi ikna edici bir cevap veremeyebiliriz. Yahut size sorunuzun cevabı olarak söylenenler, sizi ikna etmemiş olabilir. Ama siz emin olun ki sorunuzun ikna edici bir cevabı vardır. Siz, sormaya/sorgulamaya devam edin, mutlaka bir gün onun cevabını bulacaksınız. Yeter ki iyi niyetli olun ve öğrenme peşinde olun.

Bu din Hakîm olan, her söylediğinde ve her eylediğinde sayısız hikmetler olan Yüce Allah’ın dinidir. Onda asla hikmetsiz, sebepsiz, illetsiz bir şey olmaz. Onun bütün emir ve yasaklarının pek çok hikmeti vardır, sebebi vardır, illeti vardır. Bunların bir kısmını ilk etapta göremeyebilir, bilemeyebilirsiniz. Ancak onları öğrendikçe, tanıdıkça, yaşadıkça, sorup sorguladıkça göreceksiniz, bizzat hayatınızda fark edeceksiniz. Dinin direği namazın sayısız hikmetleri vardır. Beş vakit oluşunun, rekat sayılarının, erkân ve adabının nice hikmetleri vardır. Namaz rukünlerinde okunan sure ve duaların sayısız hikmetleri vardır. Kısaca şekil olarak ve ruh olarak namazın pek çok hikmeti vardır. Diğer ibadetler için de durum böyledir.

Onun yasakları için de durum aynıdır. Yüce Rabbin yasakladığı hiçbir şey de hayır, bereket ve yarar yoktur. O, kullarına zarar veren şeyleri yasaklamıştır. Haramların geçici ve yüzeysel bir cazibesi olabilir, ama iyi düşünüldüğünde onlarda birey içen, toplum için, dünya ve ahrette herhangi bir yarar yoktur.

Nitekim Kur’ân bu konuda şöyle der, hem de iki farklı surede: Bilmiyorsanız zikir ehline sorun. (16 Nahl 43, 21 Enbiya 7) Ayette geçen zikir ehli/ehl i zikir, Kitap ehli, Kur’ân ehli ve genel olarak ilim adamları olarak anlaşılmıştır. Tabi ki Kitap ehlinden öğrenilebilecek şeyler vardır, Kur’ân ehlinden öğrenilebilecek şeyler vardır ve genel olarak ilim ehlinden öğrenilebilecek şeyler vardır.

Kitap ehlinden öğrenilebilecek şeyler, geçmiş toplumların kıssaları, onlara peygamber gönderilmesi, kitap indirilmesi ve bunlara karşı kavimlerin tepkileri gibi şeyler olabilir. Sözgelimi onlar, Yüce Allah’ın insanlara kendileri gibi insanlardan peygamber gönderdiğini, kendi dillerinde kitap indirdiğini pek âlâ bilirler. Elbette onların söyledikleri Kur’ân’ın açıkladıklarına ve selim akla aykırı olmamalıdır.

Soru soracağımız merciler, elbette işin uzmanı kişiler olmalı. Hakkı hiçbir şeyden çekinmeden olduğu gibi söyleyebilen, ağızlarında evirip çevirmeden olduğu gibi net olarak haykırabilen kimseler olmalıdır. Hele dinî konular, asla rastgele mercilere havale edilemez. Elbette Müslüman dinini kimden aldığına dikkat etmeli. Güvendiği mercilere sorup, doğru cevabı aldıktan sonra da amel etmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.