Bilmem Anlatabildim mi?

15 Temmuz gecesi darbeye karşı doğaçlama yaşanan ittifakın, 31 Mart yerel seçimlere kadar taşınması çok önemli bir gelişmedir. Bu, önümüzdeki süreçte Türkiye'nin seçim sistemini kaçınılmaz olarak iki partili seçim sistemine dönüştürecek bir duruştur. Ak Parti ve MHP'nin çıkan tüm engellere rağmen bu ittifakı devam ettirme çabaları, neticede kaçınılmaz olarak Türkiye'nin seçim sistemine de etki edecek, sağ ve solu temsil eden iki başat partinin gölgesinde küçük partiler şeklinde, kısmen ideolojik, kısmen sosyolojik iki yapıyı ortaya çıkaracaktır. Bir yönüyle de bu ayrışma, anlaşılmayı da kolaylaştıracak ve netice olarak her seçim döneminde abartılı tanıtım kampanyalarına gerek kalmayacaktır.

Ak Parti'nin 31 Mart yerel seçimleri için aldığı flama, afiş, v.s  asmama kararı, bu yönüyle de çok önemlidir. Hatta o kadar ki, sosyal medya ve TV'lerden verilen mesajlar yeterli görülüp en kısa zamanda milyonluk alan toplantıları da sadece ilgili olanların katıldığı ve toplumu domino edecek insanlar üzerinden planlanan salon toplantılarına dönüştürülmelidir. Bu, şehirlerin kirlenmesinin önüne geçeceği gibi siyasetin de karmaşık hale gelmesini engelleyecektir. 

Ak Parti ilk seçimlere girdiği tarih olan 3 Kasım 2002'den bu yana, Türkiye'de siyasetin atmosferini değiştirebilmiş bir partidir. Baş çektiği her bir konuda başarıya ulaşmış bir sicile sahiptir. Bu durum, Ak Parti'nin becerisini gösterdiği kadar muhalefetin de hem düşünsel üretim, hem ideolojik yenilenme açısından bir tıkanıklık yaşadığını ispat eder. O kadar ki muhalefet tüm enerjisini, Ak Parti'nin oluşturduğu gündemin karşıtlığına harcayarak tüketti. Bir yönüyle Ak parti, muhalefetin de direksiyonuna dolaylı olarak oturmuş oldu.  O sebeptendir ki çok yakında muhalefette benzer kararlar alıp, flama ve bayrak konusunda Ak Parti ile aynı çizgiye gelebilir.

Bu aşamadan sonra Ak Parti'ye düşen en önemli görev, var olduğu iddia edilen kirlenmişliğin önüne geçmektir. 16 yılın sonunda bir kirlenmişlikten bahsedeceksek bunun en büyük sebebi, genel merkezin hataları kadar, il teşkilatları ve genel merkezin siyasi süreçleri il teşkilatları üzerinden götürme zorunluluğudur. Yani nereden bakarsanız bakın 81 ili üzerinden hücre hücre teşkilatlanmış ilçesiyle, beldesiyle on binlerce kişiye ulaşmış dev bir yapıdan bahsediyoruz. Bu yapının ana kademeyi kirletmeyeceğini iddia etmek safdillik olur. İtiraf edelim ki buna rağmen Ak Parti bugüne kadar çok temiz bir duruşla geldi.

Siyasetin geniş kitleler ulaşma işi teşkilat organizasyonlarının dışında bir yapıya devredilebilirse, bu kirlenmişliğin de çok hızlı biteceğine inanıyorum. Çoğu zaman milletvekili adayları da, belediye başkanı adayları da bu esaretin gölgesinde seçiliyor. Elinizde onca insan kaynağı varken bu çemberin içine sokamadığınız insanlar oyun dışı kalıyor. Oysa yeni sistemde bakan seçiminde olduğu gibi vekil ve başkan seçiminde de merkezi yapının elini güçlendirecek bir model oluşturulmalıdır. Bunun için de il, ilçe ve belde teşkilatlarının derebeyliğine son verilmelidir.

FETÖ, Cumhurbaşkanına içlerinden seçmesi için yaver adayı gönderirken tamamı FETÖ'cü olan adaylar gönderirmiş. Cumhurbaşkanlığı bunlardan hangisini seçerse seçsin FETÖ için değişmezmiş. Bunun gibi Milletvekili ve belediye başkanı adayları seçilirken de, aynıgiller gönderilmekte bir yönüyle insan kaynakları kısırlaştırılmaktadır. O sebeple siyasetin dili ve kitlelere ulaşma yöntemleri değişirse yani il teşkilat organizasyonuna muhtaç olmazsa, çok daha verimli ve değişik kaynaklardan istifade edebilir. Bu durum bizi hem siyasetin meydana getirdiği siyasal ayrışmalardan kurtarır hem de siyasetin elini tahmin demeyeceğimiz kadar güçlendirir.

Flama ve afiş curcunası bitecekse, pekala alan mitingleri de bitebilir. Dolayısıyla alanlarda konuşulan hamaset söylemleri yerini salonlarda yapılan daha derli toplu ve proje esaslı analitik söylemlere bırakabilir. Bunu yapmak için de dev bütçeli, çok çalışanlı, bol gürültülü il, ilçe ve belde teşkilatlarına ihtiyaç yok.

Bilmem anlatabildim mi?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum