Beyşehir’de “Kudüs İstanbul’dur, Mekke’dir” konferansı

Beyşehir’de “Kudüs İstanbul’dur, Mekke’dir” konferansı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı, büyük devlet ölçüsünün coğrafi büyüklüğüyle, askeri gücüyle, bilim ve teknolojisiyle ölçülemeyeceğini belirterek, "Büyük devlet neyle ölçülür biliyor musunuz?''dedi

Eğer gittiğiniz yere adalet götürebiliyorsanız, yayıldığınız alana huzur götürebiliyorsanız, gittiğiniz yerlerde insanları mutlu edebiliyorsanız, dünyayı yaşanılacak bir dünya haline getirebiliyorsanız büyük devlet olursunuz” dedi.

Konya’nın Beyşehir ilçesinde, “Kudüs İstanbul’dur, Mekke’dir” konulu konferans düzenlendi. Beyşehir Belediyesi, İlçe Kaymakamlığı, Selçuk Üniversitesi, İlçe Müftülüğü ve Birlik Vakfı Konya Şubesi tarafından müşterek olarak düzenlenen konferansa Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı konuşmacı olarak katıldı.

Birlik Vakfı Konya Şubesi Başkanı Orhan Gündüz, Beyşehir Belediyesi Kültür ve Yaşam Merkezi’nde düzenlenen konferansın açılış konuşmasında, “ilçelerle birlikteyiz” programı kapsamında düzenlenen programın katılımcılarına teşekkür etti, şube olarak yürüttükleri çalışmalardan söz etti.

beysehir’de-“kudus-istanbul’dur,-mekke’dir”-konferansi--(1).jpg

Konferansta konuşan Prof. Dr. Arabacı ise tarihten örnekler verdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun 3. Murat devrinde bugünkü kıta Avrupası’nın iki katı büyüklüğünde bir cihan devleti haline geldiğini anlatan Prof. Dr. Arabacı, “Biliyorsunuz büyük devlet coğrafi büyüklüğüyle ölçülmez. Buradan öyle bir yanlış çıkmasın. Büyük devlet, askeri gücüyle de, bilim ve teknolojisiyle de ölçülmez. Büyük devlet neyle ölçülür biliyor musunuz? Eğer gittiğiniz yere adalet götürebiliyorsanız, yayıldığınız alana huzur götürebiliyorsanız, gittiğiniz yerlerde insanları mutlu edebiliyorsanız, dünyayı yaşanılacak bir dünya haline getirebiliyorsanız büyük devlet olursunuz” dedi.

beysehir’de-“kudus-istanbul’dur,-mekke’dir”-konferansi--(4).jpg

"AMERİKA ÇAKAL DEVLETTİR"

Günümüzde bu konuda ABD’den örnek veren Prof. Dr. Arabacı, “Bu kıyası şunun için verdim. Mesela bugün Amerika’yı büyük devlet sanırsınız. Amerika çakal devlettir, büyük devlet değildir. Neden? Şundan, gittiği yere huzur götürebiliyor mu? Ordusu var, teknolojisi var, bilimi var... Bir ara dünyada patent miktarlarıyla ilgili bir yazıyı incelemiştim. Patent listesini incelediğiniz zaman Amerika birinci. Demek ki bilim üretiyor, teknoloji geliştiriyor. Peki Amerika gittiği yerlere huzur, adalet, insanlık götürebiliyor mu? Amerika’nın gittiği yerlerde kan akıyor. Huzursuzluk kaos ortamı oluşuyor. Irak’a bakın, Afganistan’a bakın, Suriye’ye bakın. Amerika gittiği yere kan götürüyor, zulüm götürüyor. Öyle büyük devlet olur mu? Büyük devlet adalet götürendir. İnsanca yaşama ortamı hazırlayan bir devlettir. Onun için Osmanlı’ya düşmanlarının söylediği paksottomana haklıdır. Osmanlı barışı, gittiği yere barışı götüren bir devlet. Şimdi bir Kuzey Afrika’yı ya da Afrika’yı düşünün. Osmanlı Afrika’ya yayıldı. Büyük Sahra dahil. Afrika’nın doğusu batısı dahil üç kıtada 7 denize egemen oldu. Neden? Allah için. Osmanlı’nın büyük hedefi idi. Yani yeryüzünde Allah’ın adını anmak, adaleti tesis etme. Alemde nizamı temin etme. Kızıl elma bu demek biliyorsunuz. İşte Osmanlı o gayeyle çaba sarf ederken Fas’a hakim oldu bir dönem. Cezayir, Osmanlı birliğine katıldı daha doğrusu İslam Birliği’ne katıldı. Tunus birliğe katıldı. Bu bölgelerde mesela Sharken yönetiminde İspanya, Avrupa Egomanyasını temin etmiş bir çeşit terör devleti gibi, Amerika’nın bu günkü yerine koyabilirsiniz. İnsan katlini normal hale getiren mesela kökeninde Araplar’ın kastik kralının birleşmesi olan bir devlet düşünün. İlk yaptığı iş Endülüs’te tek Müslüman bırakmamak. Tek Yahudi bırakmamak. Katolik Hıristiyan kafasıyla Haçlı kafasıyla düşündüğünüzde kendinden başkasını hayatta tanımayan bir yapı düşünün. Osmanlı bu çalışmaları yürütürken zayıfladı. Neden zayıfladığını aslında her şeyden daha çok konuşmamız lazım. Bugün neden cihan devleti değiliz sorusuna da buradan bir sonuç çıkacaktır. Cezayir 1830’da elimizden çıktı. Fransızlar işgal etti. Tunus 1870’lerde elimizden çıktı. Fransızlar işgal etti. Mısır 1882’de elimizden çıktı, İngilizler işgal etti. Libya Trablusgarp 1911’den itibaren elimizden çıktı İtalyan’la işgal etti” diye konuştu.

“SIRA KUDÜS’E GELDİ”

Sıranın Kudüs’e geldiğini ifade eden Prof. Dr. Arabacı, “Sıra nereye geldi? Kudüs’e geldi. Kudüs 9 Aralık 1917’de elimizden çıktı. İngilizler işgal etti. İngilizler Kudüs’ü işgal ederken İngiliz generalinin sözü neydi hep hatırlarsınız? Ya da ben hatırlatayım. Dünyaya yayınladığı mesaj şuydu; ‘Haçlı seferleri şimdi sona erdi.’ Haçlı adamlar. Yani güneş batmayan imparatorluk, büyük Britanya... İngiliz sömürge imparatorluğu Haçlı seferleri şimdi sona erdi diyor adam Kudüs’e girdiği zaman. Peki Kudüs Aralık 1917’de elimizden çıktı ne oldu sonra. Şam 1918’de elimizden çıktı. Sonra Adana elinizden çıktı. Antep elinizden çıktı. İstanbul üç devlet tarafından işgal edildi. Edilmedi mi? 13 Kasım 1918 işgalin başlangıcı değil mi? Peki sizin en mahrem Anadolu’nun ortasında Konya, Beyşehir üstünden işgal edildi. Bin 600 kişilik İtalyan işgal gücü Antalya’dan Beyşehir üstünden Konya’yı işgal etti. Kudüs gitti bir bir vatan toprakları, bir bir İslam coğrafyası gitti. Siz de gittiniz. Sonuca baktığınızda şunu görürsünüz. İşte Anadolu’ya dikdörtgen bir coğrafyaya kıstırılmış kolu kanadı budanmış hani dev bir Çınar ağacı düşünün Osmanlı’yı. Balkanlar kolu budanmış. Ortadoğu kanadı budanmış, Kafkaslar budanmış, Karadeniz’in kuzeyi budanmış. Dikdörtgenin içerisine hapsedilmiş bir ülke haline geldiniz” dedi.

Konferansın sonunda Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun Prof. Dr. Caner Arabacı’ya, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Şenol ise Konya Şubesi Başkanı Gündüz’e günün anısına Beyşehir ilçesini yansıtan birer duvar saati hediye etti.

beysehir’de-“kudus-istanbul’dur,-mekke’dir”-konferansi--(2).jpg