"Benim görevim Marmaris'ti"

"Benim görevim Marmaris'ti"

Duruşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimini planlayan ve saldırıyı yöneten eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş tanık olarak dinlenildi- Mahkeme başkanının darbe toplantısını sorduğu Gökhan Şahin Sönmezateş:- "Salonda bir

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Hava Harp Okulu'nda görevli subayların da aralarında bulunduğu 31'i tutuklu 43 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki salonda yapılan duruşmada tanık ifadeleri alındı.

Duruşmada ilk olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimini planlayan ve saldırıyı yöneten eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanarak tanık sıfatıyla ifade verdi.

Mahkeme Başkanı, bir başka dava dosyasında verdiği ifadeye göre darbe girişimini 11 Temmuz'da öğrendiğini beyan ettiğini hatırlattığı tanık Sönmezateş'e, "Hava Harp Okulu’nda 14 Temmuz’da bir toplantı yapılmış. Bu toplantıya katıldığınıza dair güvenlik kamerası görüntüleri var. Oraya ne amaçla gittiniz?" diye sordu. Sönmezateş, 14 Temmuz’da Hava Harp Okulu’na gittiğini doğrulayarak, "Oraya Şükrü Seymen (eski binbaşı) ile görüşmek için gitmiştim. Seymen, Marmaris'e gelen özel kuvvetlerin başındaki kişiydi." dedi.

Tanık Sönmezateş, mahkeme başkanının, "14 Temmuz'da orada darbe toplantısı yapıldı mı?” sorusuna, "Fethi Alpay ile makamında görüştüm. Sonra yan taraftaki şeref salonunda tost yedim, ayran içtim. Salonda birkaç kişi vardı ama kim olduklarını bilmiyorum. Ben de bir şey konuşmadım, onlar da. Şükrü Seymen ile görüşmek için oradaydım. Yarım saat kaldıktan sonra çıktım. Toplantıdan haberim olmadığı gibi benim zaten başka bir görevim vardı. Benim görevim Marmaris'ti." şeklinde cevap verdi.

Başkanın, "Davanın sanıklarından Hüseyin Ergezen ile 14 ve 15 Temmuz’da telefon görüşmeniz var." hatırlatması üzerine Sönmezateş, "Yalova’ya gelen helikopterler yakıt alamadığı için benden yardım istediler. Fethi Alpay’ı aradım. Haberi olmadığını söyledi. Helikopterlerin Hava Kuvvetlerinden olduğunu biliyorum, amacını bilmiyorum. Sonrasında Hüseyin Ergezen beni aradı. Yakıt ikmali hakkında görüştük. Hüseyin Ergezen ya da herhangi biriyle İstanbul’da görüşmedim. Benim görevim gizliydi. Görevimle ilgili onlarla bir şey görüşmedim. İstanbul'a gitme nedenim, benimle aynı görev verilen Şükrü Seymen ile görüşmekti. Geldim, görüştüm. Bu görüşmeden pek kimsenin haberi yoktu." ifadelerini kullandı.

- "Benimki dışında verilen emirlere uymayacaksınız"

Duruşmada daha sonra, olay tarihinde Hava Harp Okulu'nda sözleşmeli er olan Tayfun Bağ’ın ifadesi alındı.

15 Temmuz’da Hava Harp Okulu'nun levazım bölümünde görevli olduğunu ve teğmen Orhan Çiçek tarafından içtimaya toplandıklarını aktaran Bağ, “Silahlı bir şekilde içtimaya gittik. Otobüs geldi, bindik. Bölük içindeki VIP bölümüne götürüldük. Orada destek bölük komutanı Yusuf Özdemir ile üsteğmen Murat Günler vardı. Bir süre bekletildik. Bu sırada 3 tane helikopter indi, kısa süre sonra geri kalktı. Helikopterlerin içi LED ışıklıydı, o nedenle içinde kim vardı göremedim. Özdemir, Günler'e 'Bana 10 kişi seç' dedi. Günler, uzun boylu ve yapılı 10 kişi seçti. Bunlar bir araca bindirilerek bir yere gönderildi. Ben bu seçilen 10 kişiden biri değildim. Günler, 'Benim emrim dışında okul komutanı dahi emir verse uymayacaksınız' dedi.” diye konuştu.

Sonrasında Yusuf Özdemir'in kendilerini bir araca yönlendirdiğini anlatan tanık Bağ, arkadaşlarından "Nereye gidiyoruz?" şeklinde sorular sorulduğunu, Özdemir'in ise, "Terör saldırısı olacak, polise destek için gidiyoruz." dediğini kaydetti. Olay gecesi televizyon izleyemediklerini, cep telefonlarını ise genelde akşam yat içtimasından sonra kullanabildiklerini, bu nedenle darbe girişiminden haberdar olmadıklarını ifade eden Bağ, şunları kaydetti:

"Birliğin içinden havalimanına direkt geçilen yolu kullanarak limandaki pasaport kontrol noktasına götürüldük. Yaklaşık 10 polis rutin pasaport kontrol işlemlerini yapıyordu. Yusuf Özdemir, ‘Yabancılar yurt dışına çıkabilir. Türk vatandaşlarına yurt dışı yasak’ diyerek, içimizden birkaç kişiyi bu hususta görevlendirdi. Sonrasında özel harekat polisleri geldi. Özdemir, 'Türk askeri teslim olmaz' diyordu. Bu sırada bizden bazılarını şarjörlerini çıkarmış, diğerlerinin silahının namlusu yere bakıyordu. Birkaç polis yanımıza gelerek bize darbe girişimi olduğunu ve yaşananları anlattı. Vatandaş tepkiliydi."

Yusuf Özdemir ile polisler arasında tartışma yaşandığını aktaran tanık Bağ, "Polisin bir Özdemir'e,'Teslim ol yoksa üzerine 1 şarjör mermi boşaltma yetkim var.' dedi. Özdemir ise ‘Hadi’ diyerek elindeki silahı doldurup polise doğrulttu. Birkaç kişi 'Komutanım ne yapıyorsunuz?' Diyerek silahını yere indirdi. Sonra bizleri bir odaya aldılar, vatandaş tepkisinden dolayı bizim için sivil kıyafet ve terlik getirdiler." ifadelerini kullandı.

Duruşmada dinlenen diğer tanıkların ardından mütalaası sorulan cumhuriyet savcısı, tutuklu tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve eksik belgelerin dönüşünün beklenmesine karar verilmesini istedi.

Savcının mütalaasına karşı söz alan sanıklar ve avukatları tahliye talebinde bulundu.

Duruşmaya yarın, söz verilemeyen sanık ve sanık avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam edilecek.


Kaynak:Haber Kaynağı