Beni de çağırdılar çeteye katılmam için

Ergenekon destanı, Göktürkler'in türeyişini anlatan bir Türk destanıdır. Adından da anlaşılacağı gibi bu bir destandır...

Destan genel olarak, düşman tarafından hile ile yenilgiye uğratılan ve çoğu öldürülen Türklerin geriye kalanlarının Ergenekon Ovası'nda yeniden türeyip 400 yıl gibi uzun bir aradan sonra tekrar eski yurtlarına dönerek düşmanlarıyla çarpışmalarını anlatır. Ergenekon denen ovadan çıkmaları esnasında Türkler’e yol gösteren nereden geldiği belli olmayan bir Bozkurt vardır. Bu bozkurdun önderliğinde Ergenekon’dan çıkan Türkler yüz yıllar sonra yeniden eski mutlu günlerine kavuşurlar. Bahar bayramı olarak da kutlanan, Nevruz bayramı işte bu Ergenekon’dan çıkıldığına inanılan 21 Mart tarihinde kutlanır...

Destanı ayrıntılarıyla anlatmaya kalksak değil bu köşeye sayfanın tamamına sığmaz...

Şimdi...

Bu destanın adını bir çeteye verirseniz ne olur?

Canım destanın içine edersiniz...

Ergenekon denen bir çetenin varlığı devlet kayıtlarına geçtiğine göre rahatlıkla biz de Ergenekon çetesi diyebiliriz bu oluşuma. Kimlerin üye, kimlerin sempatizan ve kimlerin kullanıldığına gelince bu çok sıkıntılı bir durum. Çok yukarılarda önemli mevkilerde görev yapanlardan tutun da akla hayale gelmeyecek işlerle uğraşan binlerce isme ulaşılabilir...

Birkaç gündür gözaltına alınan kimi isimlere kuru kuruya sahip çıkanlara bakarsanız, bu çetenin ne kadar geniş ayaklarının olduğunu anlarsınız...

...

Önceki gün akşam, MNG Kargo’nun Dedeman Otel’de bir tanıtım programına sağolsun ilgililer ille de Memleketi Kurtaran Adam da gelsin demişler. Israrlı davetlerini kıramayarak kalktık gittik. Tabi bizim kim olduğumuzu çoğu kimse tanımaz, bilen bilir. Programın sunucusu Tayfun Taliboğlu da bunlardan birisi. Hasretle kucaklaştık, birer cigara tellendirdik ve koyu bir sohbete daldık...

“Yav Hacıabi İlhan Selçuk’un gözaltına alınma saati çok uygunsuz oldu, ama bilmeni isterim suçlandığı konu tamamen doğru. Hatta toplantılarına beni de çağırdılar” dedi. “Sonra da davetlerini reddettim, onlarla birlikte olmak istemediğimi söyledim” dedi...

Başbakan’ın zaman zaman kendisini aradığını ve “Tayfuncuğum şu hususta ne dersin” diye kendisine sorduğunu da belirten Taliboğlu, Hükümetin işinin zor olduğunu, bu çeteyi deşeledikçe akla hayale gelemeyecek isimlere ulaşılacağını söyledi...

“Vaktiyle CHP gençlik kollarında aktif olarak çalışmış birisi olarak söylüyorum, YÖK’ün tamamen kaldırılmasını savunurduk biz o zamanlarda, şimdi YÖK’ü solcu olduğunu iddia edenler savunuyor. 20-30 sene evvel neyin değişmesini istiyorsak, şimdi onların değişmemesi gerektiğini söylüyorlar. Sol solluktan çıkmış, düzen savunucusu olmuş” diyen Taliboğlu’na hak verdikten sonra, biz ayrılmak istedik mekândan...

Gecenin bir nısfında evimize yollanırken, kendi kendimize klişeleşmiş ‘bu ülke olmaz’ nakaratını söylemedik, tam tersine bu ülke olacak, bu ülke tüm bunlardan kurtulacak. Çünkü düzenin savunuculuğunu yapanlar, aslında kendi düzenlerini savunuyorlar ki bu çözülemeyecek bir sorun değil, dedik...

Çete bundan sonra kimi çağırırsa çağırsın yanlarına, hüsnü kabul görmez. Artık bir yerden başlar sökük. Sökülür gider...