Ümit Savaş Taşkesen

Ümit Savaş Taşkesen

BEN OLMASAM HİÇ’SİN!

Ben olmasam var ya ben olmasam!

Hiçbir şey olmayabilirdi ben olmasam. Tramvaylar çalışmazdı, uçaklar uçmazdı, yeni şirketler gelmezdi, eskilerin hepsi kapanırdı ben olmasam. Servisler zamanında kalkmazdı ve ziller çalmazdı okullarda, ben olmasam. Kütüphanede aradığınız kitabı bulamazdınız ben olmasam. Boş kalırdı bütün koltuklar ben olmasam. Umumi WC’ler temizlenmezdi ben olmasam. Tabiatın akışını sağlayan bir motor gibiyim biliyorsun. Ben olmasam kuşlar ötmez, kar, yağmur yağmaz, kalemler yazmaz, onaya giden yazılar imzalanmaz, internete bağlanamaz, google arama sonucu vermezdi ben olmasam.

 

Ben olmasam davalar sonuçlanmaz, gazeteler basılmaz, kitaplar okunmaz, yazılar yazılmaz, dergiler çıkmaz, rögar kapakları yerinde durmaz, şehir kokardı. Ben olmasam çöpler toplanmaz, kültürel faaliyet yapılmaz, aklınız bir şey almazdı.

 

Ben olmasam ne yapacağınızı merak ediyorum ve düşünemiyorum. Ben olmadığımda her yerde düzen aksayacak. Kalpler düzenli atmayacak, hücrelerin bölünme hızı artacak, üretim düşecek, kazancınız azalacak, her bir yanınızı kaşıntı basacak, kasılıp kalacak, maaşlar ödenmeyecek, toprak sürülmeyecek ve benim kıymetimi anlayacaksınız bir gün burayı bırakıp gidersem.

 

Daha büyük makamlarda olmam gerekiyor ama duruyorsam bulunduğum yer-d-e acıdığımdan, şefaatimden, himmetimden, yüksek seviyedeki vazgeçilmezliğimin idrakindendir. Ben olmasam bu şehir kaybedecektir ya, kaybetmemesi için şehrin buradayım bu makamdayım ben. Cehaletinizden anlamıyorsunuz:- Ben olmasam hiçsiniz… Çocuk gibi mazur görüyorum sizi. Ben sizin efendinizim!

Sonra bir gün “ben olmasaydım hiçsiniz” diyen adam gitmiş. Kendi gidince aksayacağını düşündüğü hiçbir şey aksamamış. Çünkü o da kendisinden önceki binlerce türü gibi inisiyatif kullanmadan, risk almadan, fazladan bir şey yapma heyecanı duymadan, kendisi olmadan, sağlamcı bir mantıkla ondan önce her gün nasıl işliyorsa düzen, sadece o işi yaparak, hiçbir fark yaratmayarak kendini vazgeçilmez sanıyor, sayıyormuş adam. Dünyanın yükünü o çekiyor, vatanı sadece o kurtarıyormuş kendince! Şehir, vatan ona minnettar!

 

Kendisi gittikten sonra da kendisinden önceki gibi düzen aynen işlemeye devam edince başkalarının değil ama kendisinin kalp ritmi bozulmuş. Kuşlar uçuyor, tramvaylar işliyor, onaya giden yazılar imzalanıp geliyor, yağmur yağıyor, davalar açılıp davalar kapanıyor, su insanı boğuyor, ateş yakıyor, hayat akıp gidiyormuş işte. O öyle ama ya ben olmasam?

‘Ben olmasam olmazdı’nın temsilcilerine selam! Her şey sizin himmetinizle büyük görüşleriniz ve kişisel, ilmi, akademik, non-akademik!, havai, mütevazi karakteriniz ve birikiminizle oldu. Başkaları kim ki? Hiç ya da gereksiz dolgu malzemeleri. Yoksa sizin için sizinle, sizden dolayı, siz ben diyebilesiniz diye var edilmiş mahlûkat mı? Siz daha iyi bilirsiniz efendim!

Ben demenin edep dışı sayıldığı ve sürekli cümlelerde biz denildiği bir alem tasavvurundan, altı şahıs zamirinin teke indirildiği, BEN’, bir hayat algısına nasıl bir savruluştur bu böyle bilemiyorum.

 

Ben de artık yok’um ve her şey devam ediyor. Nasıl siz orada olmadığınızda da devam edecekse aynen öyle devam ediyor. Ben dediğin bir şey yok işte anla! Hesap gününde sahip olmayı istemeyeceğin bu ben’e bunca tapınış niye? Başarıları değil hataları yüklenmek için vardır o BEN... Anla.-.Sana.-.Yazdım. Sen kim? Hepimiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum