Belediye başkan adayları, Sakın Bu Yazıyı Okumayın!

Konya’mızda başkanlık yapacak sayın başkanlar,

Bakın GONYALI seçmen ne diyor;

Benim başkanım “Yiğit, güçlü, kuvvetli, gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen, sözüne güvenilen, sözünün eri, korkusuz ve cesaretli olması lazım” diyor

Çünkü  “yiğit olmayan bir başkan iyi unvanlara ve özgeçmişe sahip olsa bile,  kendini ifade edemeyecek, yalan söyleyebilecek, korkacak, sinecek, el öptürüp boyun bükecektir”.

Sonra “Vatandaşa efelenen, kendini bulunmaz bursa kumaşı zanneden, burnundan kıl aldırmayan, kesesini doldurmaktan başka düşüncesi olmayan, kendine ihtiyaç duyanları aşağılayan caka satan belediye başkanlarına ihtiyacımız yok” diyor.

Yukarıda yazdığım özelliklere ilaveten, tabiî ki yiğit birinin bu yiğitliğini bilgiyle güçlendirmesi, dünyayı anlaması, kavraması ve bu anlayışla yeni fikirler üretmek, yeni projeler geliştirmek için çalışmalıdır.

Özellikle de şehrini daha ileriye taşıyabilme bilgi birikimine sahip olması gerekir.

Bende bu yazımla okumayan, araştırmayan, düşünmeyen, aktüeli takip etmeyen, felsefe, sosyal psikoloji, ekonomi ve sosyal bilimleri bilmeyen,  sadece televizyon ağzıyla konuşan birilerinin belediye başkanlığına soyunmasını çok ama çok yanlış olarak gördüğümü belirtmek isterim.

Vatandaşlarımız, bugünlerde her yerde tek bir soru soruyor.

Belediye başkanı adaylarımız bu kadar önemli görevde olduklarının ve çok önemli bir iş yapacaklarının farkındalar mı? Bu kadar büyük bir vebal altında olduklarını biliyorlar mı?.

İnşallah biliyorlardır.

Vatandaşlarımız; Benim başkanım beni tanısın, benim ne yediğimi, nasıl yaşadığımı, neden hoşlandığımı, nasıl eğlendiğimi, ne düşündüğümü, neye üzüldüğümü, nasıl para kazandığımı, nasıl baba, nasıl ana olduğumu, ne giydiğimi, neye ağladığımı, beklentilerimi, hayallerimi, özlemlerimi bilsin, diyorlar.

Adaylarımız inşallah bunu da biliyorlardır.

Sonrada düşüncelerini aktarmaya devam ediyorlar; Konyalının beklediği başkan, altına girdiği ağır sorumluluğun hesabını verebilecek olmalıdır,

“acaba bir yerlerde bilmeyerek bir can yakmış olabilir miyim? Bir haksızlığa sebep olmuş muyum? Bir ananın yüreğine ateş düşürmüş müyüm? Bir gencin hayatını karartmış mıyım? Bir kadının vücudunu satarak geçimini sağlamasına neden olmuş muyum?” diye özeleştiri yapabilecek kişilerden olmalıdır diyor

Konyalı seçmen Belediyelerde “Kızakta” olan her ay maşını ATM den çekme dışında hiçbir iş yapmayan belediye çalışanına verilen paranın hesabını talep eden binlerce insanın haklarını helal etmediğini bilen ve bunlara çözüm üreten başkanlar istiyor.   

Konyalı yukarıda yazdığımız özelliklerde Eskilerin yolsuzluklarını kapatmayacak yeni yüzler görmek istiyor.

Çok şükür yeni yüzler yeni isimler gördüm.

Bunun içinde listesini açıklayan partilere özelliklede tamamen yeni yüzlerle meydanlara çıkan Saadet partisine teşekkür ediyorum.

Bugünkü yazımı Büyük İskender’in, büyük vasiyetini, hatırlatarak bitirmek istiyorum.

-Boş tabutumu saraya doktorum tek başına taşısın.

-Tabutum, saraydan mezarlığa taşınırken yola altın ve gümüşleri saçın.

-Tabutum taşınırken her iki elimi tabuttan sarkıtın.

Büyük İskender’in vasiyetini yazan general, tüm cesaretini toplayarak, Neden diye sorar.

Bütün dünyayı önünde titretmiş, en büyük başarıları tatmış, en büyük hazineleri ele geçirmiş, en muhteşem iktidar duygusunu yaşamış bu adam, cevap verir.

-  Doktorumun tabutumu tek başına taşıması, ölüme bir çare olmadığını gösteriyor.

- Yola altın ve gümüş saçarken, Zenginlik peşinde koşarken zamanımı boşuna harcadım,  benim gibi olmayın demek istiyorum. 

- Ellerimin tabuttan sarkıtılmasını istiyorum, çünkü tıpkı geldiğim gibi, bu dünyadan boş ellerle ayrıldığımı herkesin görmesini istiyorum, demiş...

Yani;

Kefenin cebi yok.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum