Bayram sabahı 35'inde olmak

Bayram sabahı otuz beşinde olmak..

  

Otuz beş yıl olmuş.

Ben doğalı tam otuz beş koca sene geçmiş.

Yolun yarısındayım belki de şairin dediği gibi.

Belki de sonundayım... Allah bilir.

Geriye dönüp baktığımda sanki bir günlük hayat sürmüş gibi net hatırlıyorum çoğu şeyi...

Acısıyla tatlısıyla otuz beş yıl geçmiş…

Kimi zaman ağlamış, kimi zaman gülmüşüm..

Ama hüzün daha çok yer etmiş hayatımda...

Belki de hüzün yakıştığı içindir yüzüme bilmiyorum..

On çocuklu bir ailenin sekizinci çocuğuyum.

İlk önce ağabeyim oluyor, sonra altı kız.

En sonuncusunun ismi Sabır.

Sabrın sonu Mustafa.

Daha sonra iki oğlan…

On kardeş, on farklı dünya…

Ama hepsi de iyi ki var diyorum…

Yoksa nasıl aşılırdı babasızlığa…

Hem de bir bayram sabahında...

Ve şairin sözlerini daha iyi anlıyorum zamanla...

“Sizin hiç babanız öldü mü?”  diyen şair yüreğimi daha çok acıtıyor şimdi..

Yetimliği iliklerime kadar hissettiğim bir gün..

Bayramın ikinci günü yetim kalıyorum..

Baban ölmüş, sen de yetim olmuşsun  diyorlar arkadaşlar bayramın ikinci günü..

Ben ne yapacağımı bilemiyorum..

Aklıma bir gün öncesi geliyor…

En çok yetim çocuklar bayramlarda hüzünlenir bilir misiniz..

Bayram sabahı babanızla namaza gitmek ne büyük mutluluktur…

Ve bir bayram sabahı, bayram namazına babasız gitmek ne büyük acıdır..

Yıllarca bu acıyı yaşadım, babasının elinden tutmuş çocukların bayram namazına gidişini gıptayla izledim hep…

Evet bayram yaklaştıkça yine aynı hüzün sarıyor…

Kocaman adam oldum, otuz beşime geldim ama hala bayram namazına babamla gittiğim gün aklımda…

Akşehir Ulu camiindeki ilk bayram namazım..

Ezan sesleri sabah kuş seslerine karışıyor…

Ve sıklaşan adımlarla biz camiye yürüyoruz..

Sabah  ve kardeşlerim hayatı suluyor, süpürüyor…

Annem sobanın başında, Bayram namazı sonrası kahvaltı yetişecek, burnumda tütüyor sobada pişen tahinli ekmek..

Evlerden tek tek çıkan mahallenin büyükleri  ezana koşuyor..

Çoğu bayramlığını giymiş mahalle arkadaşlarımın…

Ve babamın bana aldığı son bayramlık üzerimde…

“Çarli’nin Melekleri” baskılı bir tişört ve askılı bir pantolon..

Sevinçliyim…

Çünkü yeni alınan spor ayakkabısını da ilk kez giyiyorum..

“Bayram ne güzel şey” diyorum içimden..

Babamla son bayramımda aklımda kalanlar, elini öptüğümde verdiği iki bucukluk bozuk paralar…

Ve yine bayram, yine yetim  kalacak belki çocuklar….

Ama bir yetimin elini ben tutacağım bu kez…

Sabah namaza koşacağız ezan sesiyle birlikte…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar