Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

Başkanlık sistemi ve Bülent Arınç

Başkanlık sistemi tartışmaları gün geçtikçe hız kazanıyor.

Başkanlık sisteminin gerçekte nasıl bir sistem olduğunu, nasıl işleyeceğini, Başkanın görevlerinin neler olduğunu, bu sistemin neler getirip götüreceğini bilmeden bir tartışmadır aldı gidiyor. Bilen de konuşuyor bilmeyen de…

Ülkemizde her konuda olduğu gibi bu konuda da, tamamen siyasi düşünüldüğüne inanıyorum.

Başkanlık sistemini Başbakanlığı döneminde ilk defa Recep Tayyip Erdoğan ortaya attığı için, ne olup bittiğini anlamadan Erdoğan taraftarlarının hemen savunmaya başladığını, Erdoğan karşıtlarının ise hemen karşı çıktığını gördük.

Bu sistemi Recep Tayyip Erdoğan değil de, mesela Kemal Kılıçdaroğlu ortaya atsaydı, inanıyorum ki, bugün olanca gücüyle savunanlar karşı çıkacak, bütün güçleriyle karşı çıkanlar ise başkanlığı savunuyor olacaklardı.

Şunu demek istiyorum ki; ülkemiz insanı konuları iyice araştırıp ülke için yararlı mı, zararlı mı olduğunu tespit etmeden arkasından gittiği siyasi lidere göre tavır alıveriyor.  

Başkanlık sistemi referanduma gittiğinde ne olacak?

Bundan farklı olmayacak. Ak Parti tabanı olduğu gibi kabul verecek, diğer parti tabanları ise kendi liderlerinin çizgisi istikametinde yer alacak. Yani konu tamamen siyasallaşmış olacak.

Ülkenin geleceği için çok büyük öneme haiz olan bu konu böylece sulandırılmış, güme gitmiş ve hiç kimse ne olduğunu dahi anlamadan geleceğimiz için tercih yapmış olacak.

Bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyorum.

Mesela Ak Parti bugün Anayasa haricinde, hangi kanunu istiyorsa onu anında kanunlaştırma ve değiştirme gücüne sahip. Başkanlık sistemi bugün çözülemeyen hangi problemi çözecek? Başkanlık sistemi gelse terör hemen bitecek, dar gelirli refaha mı kavuşacak? 

Bu arada şunu da belirteyim, Anayasa ile Başkanlık sistemi tamamen ayrı konular. Başkanlık sistemi olmasa da yeni Anayasa mutlaka yapılmalı ve ülke, miadını dolduran darbe Anayasasından bin an önce kurtarılmalıdır.  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu anda zaten fiilen Başkan konumunda…

Buna rağmen niye ısrarla Başkanlık sistemini istiyorlar?

Veya Türk tarihi mirasının en büyük savunucusu olan MHP, niye Başkanlık sistemine karşı çıkıyor? Türk tarihinde yönetimler, bugünkü karşılığı ile Başkanlık sistemi değil miydi?  Alparslan Türkeş de, Başkanlık sistemini istemiyor muydu?

Konu siyasallaşınca her şey tersine dönüyor.

Türkiye’de muhalefet liderleri yeni projeler üretemediği için, büyük bir siyasi deha olan Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya attığı projeler üzerinde tartışarak ömür tüketiyorlar.

Türkiye’nin en büyük sorunu muhalefet sorunudur.

***   ***   ***

2 yıl kadar önce yazmıştım. Abdullah Gül ve Bülent Arınç nereye koşuyor diye?

O yazımda geçen bir cümlem şöyleydi: “Recep Tayyip Erdoğan, paralel yapı ile iyi geçinme politikası izleyen Abdullah Gül ve Bülent Arınç gibi isimlere partiyi teslim etmemek için gereken bütün tedbirleri aldı.”

Kendisini, olmazsa Abdullah Gül’ü Parti Genel Başkanı olarak hazırlayan Bülent Arınç’ın son çıkışları, hâlâ gelinen noktayı hazmedemediğini ortaya koyuyor.

Sadece bu mu? Elbette değil. Daha önce de yazdığım gibi, paralel yapıya yakınlığı da söz konusu olunca böyle bir sonuç ortaya çıkıyor. Hem de bu yakınlık öyle böyle değil. Avukatlık cübbesini giyip, yargılanan paralel elemanlarını savunmaya hazır olacak kadar… 

Bu yakınlık yeni de değil. Başbakan Yardımcısı iken, 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra da bu yakınlık devam ediyordu. Ben o yazıyı yazdığım tarihte de Başbakan Yardımcısı idi ve istifanın eşiğinden dönmüştü.

Bülent Arınç’ın etrafı damadı, kızı, eşi ve kardeşi ile öyle bir sarılmış durumdaki onların etkisinden kurtulması mümkün değil.  Bari sus be mübarek.  Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.  

NOT: Kanal 42 TV’de yayınlanan HASBİHAL programımda Cumartesi günü 12.00 de Aşıklar Programının tekrarı, Pazar günü 12.00 de ise Müzeler Müdürü Yusuf Benli ile hasbihal vardır. Ayrıca her Pazar günü 16.00’da Ribat FM’deyiz. Davetlisiniz.    

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar