"Başka bir hesap yapıyorsun"

"Başka bir hesap yapıyorsun"

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık:- (CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak Muharrem İnce'nin gösterilmesi) "Neden senin karşına iki defa çıkıp ağır yenilgi almış bir kişiyi cumhurbaşkanı adayı gösteriyorsun? Bunun iki anlamı var; bir cumhurbaşkanlığını CHP gene

KOCAELİ (AA) - Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak Muharrem İnce'nin gösterilmesine ilişkin, "Neden senin karşına iki defa çıkıp ağır yenilgi almış bir kişiyi cumhurbaşkanı adayı gösteriyorsun? Bunun iki anlamı var; bir cumhurbaşkanlığını CHP genel başkanlığından daha önemsiz görüyorsun. İki, başka bir hesap yapıyorsun." dedi.

Gebze Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda ilçedeki muhtarlarla bir araya gelen Işık, demokrasi piramidinin temelinin muhtarlar, tavanının da cumhurbaşkanı olduğunu söyledi.

İlk defa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde demokrasinin tavanıyla tabanı arasında doğrudan iletişim kurulduğunu belirten Işık, muhtarların bu kadar önem kazandığı başka bir dönem olmadığını ifade etti.

Işık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhtarları sık sık külliyede ağırladığını ve sorunlarının çözümü için gayret gösterdiğini vurgulayarak, devletin zirvesinden iltifat ve itibar gören muhtarların bu dönemde sözü dinlenen insanlar haline geldiğini anlattı.

Son dönemde muhtarların toplum nezdindeki gücü ve itibarının arttığını aktaran Işık, muhtarların özlük haklarında çok önemli iyileştirmeler yaptıklarını ve silah ruhsatı gibi konularda yıllardır karşılıksız kalan taleplerinin yerine getirildiğini belirtti.

Işık, halkla doğrudan iletişimi önemseyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, toplumun en kılcal damardaki temsilcisine çok özel önem verdiğini, bu sayede muhtarların pek çok sorununun kolaylıkla çözüldüğünü dile getirerek, "Türkiye güçlü oldukça herkes kazanıyor. Türkiye -Allah korusun- gücünü kaybederse hiç kimse kazanamaz." diye konuştu.

Türkiye'nin 24 Haziran'da bir seçime gideceğini hatırlatan Işık, "Türkiye'de her seçim bir önceki seçime göre daha önemli hale geldi. Ben AK Parti'nin kuruluşuyla birlikte il yönetim kurulunda başladım, il başkan yardımcısı olarak görev aldım. O günden bugüne 14'üncü seçime gidiyoruz. 17 senede 14 seçim. Neredeyse seçimsiz senemiz yok. Artık seçim bizim hayatımızın rutin bir parçası haline geldi ama Türkiye'nin yıllarca biriktirilmiş problemlerini de bu dönemde çözme imkanımız oldu." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye'nin güçlenmesi birilerini rahatsız etti"

Işık, AK Parti olarak iktidara geldikleri 3 Kasım 2002'den beri her gün Türkiye'ye yeni bir eser kazandırmanın gayreti içerisinde olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye kalkındıkça mevcut elbisesi dar gelmeye başladı. Önceden 'Ya bu idare eder' deniyordu ama mevcut parlamenter sistemin Türkiye'nin ihtiyacına cevap vermediği net bir şekilde görüldü. 2011 seçimlerinden sonra oluşan güçlü hava, Türkiye'yi ekonomide çok daha hızlı mesafe almaya, güçlü büyüme rakamlarını yakalamaya sevk etti ve hakikatten Türkiye, tartışmasız bölgenin küresel güç olmaya yakın adayı olarak görüldü. Bu herhalde birilerini fena halde rahatsız etmiş olacak ki 'Ağaç kesildi' bahanesiyle Gezi olayları başlatıldı. O olayların sandıkta devrilemeyen hükümeti sokakta devirme operasyonu olduğu bugün artık gün gibi aşikar. Samimiyetle, ağaç sevgisi için sokağa çıkan gençleri tenzih ediyorum ama bu Gezi olaylarının perde arkasında Türkiye'nin güçlenmesini, kalkınmasını kendilerine tehdit gören birtakım merkezlerin olduğundan da zerre kadar şüphe duymuyorum."

Gezi olayları başladıktan birkaç gün sonra eylemcileri temsil eden heyetin o dönem başbakan vekili olan Bülent Arınç ile görüştüğünü belirten Işık, "Şartları ne? 'Üçüncü köprüyü durdurun, üçüncü havaalanını durdurun, nükleer santral inşaatını durdurun, Kanal İstanbul'u durdurun.' Şu anda Muharrem İnce'nin söyledikleri de buna çok yakın değil mi? Yani üçüncü havalimanından kim rahatsız olur Allah aşkına? O zaman 'Bu masum bir eylem' diye düşünenler vardı ama gerçekler o kadar gün gibi ortaya çıktı ki o operasyonların sandıkta deviremedikleri Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi sokak eylemleriyle devirme operasyonu olduğu çok net olarak ortaya çıktı." görüşünü dile getirdi.

Işık, Gezi olaylarının ardından 17-25 Aralık yargı darbesi girişiminin yapıldığını, arkasından Doğu ve Güneydoğu bölgesinin karıştırılmaya çalışıldığını, en son 15 Temmuz 2016'da darbeye teşebbüs edildiğini belirterek, "Cumhuriyet tarihinde ilk defa halk darbeyi sandıkta değil sokakta mahkum etti. İlk defa gençlerimiz başta olmak üzere bütün milletimiz sokağa çıktı ve göğsünü darbecilere siper etti. İşte bu süreçler yaşanınca her şey ayan beyan ortaya çıktı ki bu elbise bu bedene çok dar. Bu sistemde Türkiye'nin bir yere gitmesi mümkün değil." diye konuştu.

- "Ne yapmak istediklerini çok iyi anlıyoruz"

Parlamenter sistemin dünyada da büyük bir kriz yaşadığını belirten Işık, Hollanda'da hükümetin 8 ayda zor kurulabildiğini, Almanya gibi uzlaşma kültürü güçlü bir ülkede bile ana muhalefet ile iktidar partisinin 4 aylık görüşme sonrası hükümet kurabilme noktasına geldiğini, dolayısıyla pek çok ülkenin parlamenter sistemle ne kadar zorlandığının farkında olduğunu ifade etti.

Işık, Türkiye'de 16 Nisan'da resmileşen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin fiilen uygulanmasının 24 Haziran seçimleriyle olacağına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu seçimlerin en kritik önemi yeni sistemin hayata geçmesinin miladı olması. Burada muhalefetin tavrı aslında neyi amaçladığını da ortaya koyuyor. Açıkça söylemiyorlar ama yaptıkları hareketlerden, ifadelerinden ne yapmak istediklerini çok iyi anlıyoruz. Bir parti cumhurbaşkanı adayı göstermeyebilir ama bir parti cumhurbaşkanı adayı gösterecekse en güçlü ismini gösterir. Sayın Bahçeli, 'MHP olarak cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceğiz, mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aynı zamanda bizim de adayımızdır.' dedi. Bu son derece saygıdeğer bir davranıştır ama CHP Genel Başkanı ne yaptı? 'Biz cumhurbaşkanı adayı göstereceğiz ama bu ben olmayacağım.' Neden senin karşına iki defa çıkıp ağır yenilgi almış bir kişiyi cumhurbaşkanı adayı gösteriyorsun? Bunun iki anlamı var; bir cumhurbaşkanlığını CHP genel başkanlığından daha önemsiz görüyorsun. İki, başka bir hesap yapıyorsun. Bırakın bir siyasetçi olarak bir sade vatandaş olarak şu soruyu sormamız tabii hakkımız değil mi? Senin CHP genel başkanlığına layık görmediğin insanı ben neden cumhurbaşkanı seçeyim? Bunu halkın kabul etmesi mümkün mü? Senin belki parti tabanın kabul edebilir ama senin parti tabanın da cumhurbaşkanı seçtirmeye yetmiyor, halktan destek alman lazım. En basit soru, senin CHP genel başkanı olarak görmek istemediğin bir adam Muharrem İnce. Sen bunu oraya layık görmüyorsan ben neden cumhurbaşkanlığına layık göreyim?"

- "Demokrasilerde halkın bir oy farkla bile verdiği karar tartışılmaz"

Burada bir hesabın bulunduğunu, bu hesabın da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı mecliste çalıştırmamak ve yeni sistemin güçlü şekilde hayata geçmesini engellemek olduğunu vurgulayan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdiden tutuyorlar toplantı yapıyorlar, 'Efendim parlamenter sisteme dönüş.' Ya arkadaş demokrasilerde halkın bir oy farkla bile verdiği karar tartışılmaz. Senin görevin siyasetçi olarak yeni sistemin en doğru en verimli en hızlı şekilde hayata geçmesi için çalışmaktır, gayret etmektir, fikir üretmektir. Halk sana artık o dersi vermiş. Ey muhalefet, görevin yeni sistemin başarılı şekilde hayata geçmesini sağlamak, buradaki eksiklikleri söylemek, yeni öneriler getirmek ama bunlar toplanıyorlar; 'Parlamenter sisteme geri döneceğiz.' Ya bir uygulayalım, 5-10 sene uygulansın yeni sistem."

- "Halkımız bu oyunu görsün"

Işık, Türkiye'de 1,5 milyon fazla oy almış bir referandumun sonucunu yok sayıp, "Parlamenter sisteme geri döneceğiz.' demenin demokrasiye ve milli iradeye saygısızlık olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yeni sistemin hayata geçmesini engellemektir. Biz de bundan dolayı diyoruz ki; halkımız bu oyunu görsün, bu sinsi planı fark etsin ve özellikle bu seçimde hem cumhurbaşkanımızın ilk turda güçlü bir destek alarak seçilmesini sağlayalım hem de parlamentoda AK Parti'nin 300'ün üzerinde milletvekiliyle güçlü bir şekilde temsil edilmesini sağlayalım. Bunu başarırsak yeni sistemi etkin, hızlı ve verimli bir şekilde hayata geçiririz. Başaramazsak o zaman Türkiye zaman kaybedebilir, Türkiye hızlı alması gereken mesafeyi daha uzun zamanda ve daha meşakkatli bir şekilde almak durumunda kalabilir. Elbette halkımızın kararına sonuna kadar saygılıyız ama halkımızı bu konuda bilgilendirmek de bizim görevimiz."


"Başka bir hesap yapıyorsun"

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :