Başbakan Yıldırım'ın yabancı sendika temsilcilerini kabulü

Başbakan Yıldırım'ın yabancı sendika temsilcilerini kabulü

Başbakan Yıldırım: (3)-"Memur-Sen ve İslam İşbirliği Teşkilatının birlikte düzenlediği toplantı birçok bakımdan yeni ufuklar açıyor. Türkiye ile ilgili dışarıdan oluşturulan algıyla içerideki gerçek durumu kıyaslama imkanına sahipsiniz ve ne kadar büyük b

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Memur-Sen ve İslam İşbirliği Teşkilatının birlikte düzenlediği toplantının birçok bakımdan yeni ufuklar açtığını belirterek, "Türkiye ile ilgili dışarıdan oluşturulan algıyla içerideki gerçek durumu kıyaslama imkanına sahipsiniz ve ne kadar büyük bir yalanın dünyaya pervasızca servis edildiğini görüyorsunuz." dedi.

Yıldırım, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Memur-Sen himayesinde 55 ülkeden gelen sendika konfederasyon heyetini kabulünde yaptığı konuşmada, FETÖ, PKK, PYD ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin kafalarının formatlandığını, sorgulamayı bilmediklerini belirtti.

"Diyor ki, 'Git kalabalığa dal, ne kadar çok adam öldürürsen cennete girişte daha ön sıraya geçeceksin. Cennete en önce gidecek olanlar adlarını yazdırsın.' Nasıl olacak? Canlı bomba olacak, insanları öldürecek. Mükafat olarak da cennete gidecek. Bizim dinimiz böyle bir şey mi?" diyen Yıldırım, İslam'ın ölmeyi değil yaşatmayı emrettiğini söyledi.

Yıldırım, bu sapık ideolojilerin hem İslam'ın adını lekelediğini hem de büyük bir insanlık suçu işlediğini ve mücadelelerinin bunun mücadelesi olduğunu dile getirdi.

Sivil toplum örgütlerinin toplumsal ve çalışma hayatının vazgeçilmez unsurları olduğunu vurgulayan Yıldırım, çalışma hayatında üç adet bacak bulunduğunu, bunların iş yeri, işveren ve işçi olduğunu, üçü beraberken üretim, refah ve istihdamın ortaya çıktığını anlattı.

Yıldırım, işçi olmadıktan sonra iş yeri ve işverenin bir şey üretemeyeceğini, anahtar rolü üretim yapan işçinin üstelendiğini vurgulayarak, işçiyle birilikte üçgenin tamamladığını, bir tanesi çekilip alınırsa o altın üçgenin kaybolduğunu ve maksada erişilemediğini belirtti.

- "Cumhurbaşkanımız mazlum, ezilen yüzlerce milletin hislerine tercümanlık ediyor"

Türkiye'de, Memur-Sen ve İslam İşbirliği Teşkilatının birlikte düzenlediği toplantının birçok bakımdan yeni ufuklar açtığına dikkati çeken Yıldırım, "Türkiye ile ilgili dışarıdan oluşturulan algıyla içerideki gerçek durumu kıyaslama imkanına sahipsiniz ve ne kadar büyük bir yalanın dünyaya pervasızca servis edildiğini görüyorsunuz. Bakın bunu Türkiye üzerinden genelleyebilirsiniz, İslam ülkelerinin hepsine genelleyebilirsiniz. Maalesef maksatlı böyle bir algı oluşturma operasyonu bütün İslam ülkelerinde yapılmaya çalışılıyor. Ne demek bu? Amerikan Kongresi 11 Eylül olaylarından Suudi Arabistan'ı sorumlu tutuyor ve burada ölenlerin yakınları tazminat alabilsin diye kanun çıkarıyor. Yahu şunu açıkça söylesene 'ben senin paralarına el koymaya karar verdim.' Ne böyle manevra yapıyorsun, hukuk falan filan...Böyle bir şey yok. Aptal mı var karşında bütün dünya neyin ne olduğunu biliyor. İletişim dünyanın her tarafında var. Bir adamın yanlışını bir ülküye fatura etmek ne demek?" diye konuştu.

Yıldırım, dünyada Birleşmiş Milletlerin daha etkin hale gelmesi ve küresel sorunlara çözüm üretmesi talebinin günden güne yüksek seslerle dillendirildiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun öncülüğünü de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yapıyor. Bazılarının canı sıkılıyor. Ne diyor Cumhurbaşkanımız? 'Dünya 5'ten büyüktür' diyor. Daimi üyeler var, 5 tane. Bu sistem 1948'de kurulurken önemli bir karardı. Çünkü dünya, savaşlardan çıkmış biraz sözü dinlenen, itibarı olan ülkeler oturup küresel sorunlara adil çözüm bulması lazım... Son sözü birilerinin söylemesi lazım ama bunlar, bütün olaylarda tarafsız, adil, karşılıklı rekabete girmeden işlerini düzgün yapabilseydi bu tartışmalar olmazdı. Şimdi niye rahatsız oluyorsunuz? Suriye'de kan duracak, çatışmalar sona erecek. Birisi bir tarafa çekiyor, biri bir tarafa çekiyor. Senin dediğin olmasın, benim dediğim olsun... İyi de sizin bu rekabetinizden milyonlarca insan hayatını kaybediyor. Bir ülke yok oluyor. Adalet bu mudur? Onun için mazlum, ezilen yüzlerce ülkenin, milletin hislerine Cumhurbaşkanımız tercümanlık ediyor. Olayı böyle görmek lazım ve mutlaka gelişen, küresel şartlara göre mutlaka ve mutlaka Birleşmiş Milletlerin... Zaten eskiden beri bu konuşuluyor ama mesafe alındığı yok. Herkes top çeviriyor maalesef bir sonuç üretilemiyor."

Yıldırım, Türkiye'nin bölgede barış, istikrar ve güvenin sembolü bir ülke olduğunu dile getirerek, "Bakın, Gazze açık bir cezaevidir. Gazze'ye giriş çıkış yok, oradaki insanlar perişan. Halep hakeza aynı durumdadır. Bakın biz Gazze'ye tek yardım gönderen ülkeyiz. İsrail'le ilişkileri düzeltmek için bunu şart koştuk. Kendi menfaatimizi değil orada ihtiyaç sahibi, sıkıntı içindeki kardeşlerimizin biraz olsun işlerinin, hayatlarının normalleştirilmesi için ne katkı sağlarız, bunun gayretinde olduk ve ikinci gemiyi de gönderdik. Daha da göndereceğiz. İnsani yardımlarımız artarak devam edecek. Bizim gerek Hak-İş gerek Memur-Sen gerek Türk-İş ve diğer sivil toplum kuruluşlarımız da bu konuda ellerinden geleni yapıyorlar." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da heyetle bir araya gelmeyi çok istediğini, ancak farklı programı nedeniyle bunun gerçekleşmediğini kaydeden Yıldırım, Erdoğan'ın selamlarını iletti.

-"İslam İşbirliği Teşkilatı içinde emek komitesinin kurulması yerinde bir düşüncedir"

Toplantıya katılanlara ve toplantının düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Yıldırım, "Dünyanın değişik yerlerinden gelip tecrübelerinizi bilgilerinizi bizlerle paylaşan siz emek örgütlerinin değerli temsilcilerine hoş geldiniz diyorum. Umuyorum ve ümit ediyorum ki bu toplantı İslam dünyasının sendikalarının birbirleriyle sıkı bir iş birliği geliştirmesine katkı sağlayacak. İslam İşbirliği Teşkilatı içinde emek komitesinin kurulması doğru ve yerinde bir düşüncedir. İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanı olarak biz, bu fikri bir öneri olarak teşkilatın karar organlarına taşıyacağız ve böyle bir komitenin kurulması için de gereken her türlü gayreti göstereceğiz. Bunun sözünü de burada veriyoruz." şeklinde konuştu.

Sendikacıları bir yandan ülkelerinde sendikal mücadelelerini yaparken bir yandan da açlığın, sefaletin, emek istismarının kol gezdiği dünyanın çeşitli yerlerindeki hak ihlallerine de duyarlı olmaya çağıran Yıldırım, şöyle devam etti:

"İşveren ile emek arasındaki dengeyi sizlerin adalet eksenli mücadeleniz sağlayacaktır. Emeğin tanımlanması, sahiplenilmesi ve korunması sizlerin sorumluluğunuzdadır. Sendikalar, emek dünyasının, iş hayatının en güçlü teşkilatlarıdır. Çünkü güç aldığınız şey emeğin, alın terinin ta kendisidir. Sizler, ekmeğin mücadelesini veriyorsunuz. Onun için verdiğiniz mücadele kutsaldır. Sizler çalışma hayatının önemli bir aktörüsünüz. Çalışma hayatının insanileştirilmesi, barış içinde, karşılıklı çıkarlar doğrultusunda düzenlenmesi sizlerin etkin olmanıza bağlıdır. İslam dünyası sendikaları olarak birlikleri kurmanız, bir çatı altında birlikte hareket etmeniz hem bütün İslam alemi için çığır açıcı sonuçlar doğuracak hem de emeğin istismarının önüne geçilecek. Bu anlamlı ve değerli toplantıda sizleri kabul etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. İşlerinizde başarılar diliyorum Allah'a emanet olun."

Yıldırım, sözlerinin sonunda, sendikacılardan gitmeden İstanbul'un güzelliklerini görmeyi de ihmal etmemelerini istedi.

Başbakan Binali Yıldırım'ın, programda gösterilen 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişimini anlatan belgeseli izlerken gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü. Yıldırım, katılımcılardan, şehitler için Fatiha okumalarını istedi.

Programa, Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, SESRIC Genel Direktörü Büyükelçi Musa Kulaklıkaya ve çok sayıda davetli katıldı.

Konuşmaların ardından "İslam Dünyasında Sendikacılık Sempozyumu"nun sonuç bildirgesini Memur-Sen Başkanı Yalçın, Başbakan Yıldırım'a takdim etti.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :