Başbakan Yıldırım İzmir'de

Başbakan Yıldırım İzmir'de

Yıldırım, Milli Tarım Projesi'ni açıkladı: (3)"Milli tarım stratejisinde amaç, topraklarımızı düzgün kulanmak. Uygun yerde, uygun ürünü yetiştirmek. Emekleri zayi etmemek. Birinci kazandığımız bu. İkinci kazandığımız, yerli hayvan değerlerimizi, varlığımı

İZMİR (AA) - Başbakan Binali Yıldırım,"Milli tarım stratejisinde amaç, topraklarımızı düzgün kulanmak. Uygun yerde, uygun ürünü yetiştirmek. Emekleri zayi etmemek. Birinci kazandığımız bu. İkinci kazandığımız, yerli hayvan değerlerimizi, varlığımızı arttıracak tedbirleri almak. Böylece sürekli ithal etmekten kurtulmak. , Üçüncüsü, ektiğimiz biçtiğimiz, yetiştirdiğimizin karşılığını görmek, değerini buldurmak." dedi.

İzmir'in Ödemiş ilçesinde "Milli Tarım Projesi"ni açıklayan Yıldırım, gübrede indirim sayesinde çiftçinin, üreticinin yükünü hafifletip gücüne güç kattıklarını söyledi.

Öteden beri konuşulan ve tartışılan bir başka konunun mazot olduğunu ifade eden Yıldırım, "Gübre en fazla tarımda maliyeti artıran bir unsur. İkincisi mazot. Gübrede yüzde 23 indirim sağlandı. Çiftçinin kullandığı mazotun yarısı kendinden yarısı bizden. Bol bol ekin. Hayırlı uğurlu olsun." diye konuştu.

"Motorun yani traktörün deposuna 100 liralık mazot koyun, 50 lirasını Recep 50 lirasını da Faruk Efendi'den alın." diyen Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Türkiye sevdalısı çiftçilerimize sesleniyorum, basmadık yer, ekmedik yer kalmasın, bol bol ekin. Bitkisel üretimde olduğu gibi hayvancılıkta da ihtiyaçları karşılayacak yeni bir yöntem geliştirdik. Milli Tarım Projesi'nin ikinci bölümü hayvancılıkta esas itibarıyla model yerli üretimi destekleme modeli. Bu ne demek, kendi hayvan varlığımızı arttırmak. Bunun için belki damızlık amacıyla ithalat yapacağız. 'Eti ucuzlatacağım, et ihtiyacını karşılayacağım' diye bu kadar zengin toprakları olan, bu kadar imkanı olan bir ülkenin, sürekli ithalat yapması akıllı bir iş değil. Onun için 25 ilimizde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturuyoruz. Bu illerimiz toplam mera varlığımızın yüzde 52'sini, büyükbaş hayvan varlığımızın yüzde 32'sini oluşturuyor. Bu meralar, teröristlerin dolandığı yerler, onlar gidecek mal, davar yayılacak. Meralarda hayvancılık yapmak isteyenlere ıslah yapma şartıyla cüzi paralarla kiraya vereceğiz."

Islah şartıyla meraları hayvancılık yapmak isteyenlere kiraya vereceklerini dile getiren Başbakan Yıldırım, kullanılmayan toprağın verimini, özelliğini de yitirdiğini, bunun üzerine tarım alanlarının başka amaçlarla kullanıldığını belirterek, "Bina yapılıyor, lüzumsuz. Tarım yapılacak yere bina yapmak ihanettir. Böyle bir şey olur mu, en verimli topraklar binalarla doluyor, taşıyor. Şehirlerimiz maalesef daha dağlık kısımda, tarla olmayan, daha sağlam, kayalıklarda gelişecekken ovalıklarda büyümeye başlıyor. Bunlar yanlış şeyler. İnşallah bu yanlışa dur diyeceğiz." ifadesini kullandı.

Yıldırım, tüm aşıları yapılmış, 25 ilde 4 ayının doldurmuş buzağılara 750 lira destek vereceklerini açıklayarak, ahır, ağıl yapımının yüzde 50'sini de devletin vereceğini söyledi.

Düve alımında da yüzde 30 hibe verileceğini bildiren Yıldırım, "Düve diyelim ki bin lira, 700 lirasını siz vereceksiniz, 300 lirasını da devlet verecek, Tarım Bakanlığı verilecek. Ağanın eli tutulmaz. 22 ilde en az 500 baş kapasiteli damızlık üretim merkezleri de kuracağız." dedi.

Damızlık hayvana alınacak alet, edevata yüzde 50 destek olacaklarının altını çizen Başbakan Yıldırım, "Bu merkezlerdeki üreticilerimiz hayvan almak istediklerinde rahatlıkla kredi de kullanabilecekler. Tefeci yerine doğrudan bu merkezden destek alabilecek, böylece damızlık ve yerli hayvan üreticiliğinde belirli bir seviyeye gelmiş olacağız." diye konuştu.

- "Süt fiyatlarına müdahale edecek"

Tek başına üretmenin yetmeyeceğini, üretimin kaliteli de olması gerektiğine işaret eden Yıldırım, ette ve sütte bir takım standartlar olduğunu, bunlar teknik konular olduğu için ayrıntıya girmeyeceğini, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanının gerektiğinde açıklamaları yapacağını dile getirdi.

Başbakan Yıldırım, süt sektöründeki fiyatlara dair ise, "Ulusal Süt Konseyince uzlaşılan fiyatın altına düştüğü zaman hemen müdahale edilecek. Süt üretimini 19 milyon tona çıkardık. Fiyatın düşmesi durumunda Et ve Süt Kurumu piyasaya girecek, fazlalığı alarak süt tozu yapacak." dedi.

Süt fiyatlarını takip için bir merkez kurduklarını hatırlatan Binali Yıldırım, tıpkı elektrikteki gibi kayıtların olacağını, Ankara’dan ekrandan bakıldığında üretim durumu, kalite durumunun nasıl olduğunun tespit edileceğini aktardı.

Başbakan Yıldırım, ülkede 400 bin baş buzağı ölümünün gerçekleştiğine, bunun çok büyük bir kayıp olduğuna dikkati çekerek, "Bu da neden oluyor? Hayvan hastalıklarının mücadelesinde gerekli başarıyı sağlayamadık. Neden? Hastalıktan ari bölge meselesi var. Şimdi sadece Trakya ari bölge. Zamanla bunu Maramara'ya, Orta Anadulu'ya, bu bölgeleri yaygınlaştıracağız. İlerleyen yıllarda da daha doğuya doğru yaygınlaştıracağız. Bunun bir alt yapı hazırlığı var. Böylece bir zaman sonra Türkiye’nin her tarafı hastalıktan ari hale gelmiş olacak." açıklamasında bulundu.

Yıldırım, bu "ari bölgeler"in yaygınlaşmasıyla şap gibi "geldi mi dağıtan" hastalıklarla çok daha iyi mücadele edilebileceğini vurguladı.

Ari bölgelere, yani karantina bölgelerine ilaveten hayvan nakillerinin sağlıklı yürütülmesi için 4 ayrı noktada dinlendirme ve kontrol noktası yapacaklarını aktaran Yıldırım, böylece hayvanların nakil sırasında yolda telef olmayacağını dile getirdi.

Toprak olmazsa hayatın da olamayacağını ifade eden Başbakan Yıldırım, "Toprak kanla sulanınca vatan, alın teriyle sulanınca nimete dönüşür. Bu sebeple, topraklarımızı hem bölücülerden, düşmandan korumak hem de erozyonu, bilinçsiz kullanımını önlemek için milli bir görevimiz var." dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, 184 ovanın sit ilan edileceğini belirterek, "Bu ne demek? Sit deyince 'otur'... İzmir iyi bilir... 'Sit'i (Oturmak kelimesinin İngilizce’deki karşılığı olarak) biz 'otur' anladık. Ama burada gerçekten 'otur' oluyor. (Dur durduğun yerde, buralara el atamazsın. Tarım dışında bir çivi bile çakamazsın)." şeklinde konuştu.

- Arazi toplulaştırma ve sulama tek bakanlıkta toplanacak

Yıldırım, arazi toplulaştırmasının bir bakanlıkta, sulamanın başka bakanlıkta olduğunu, bu nedenle bu alanda istenilen ilerlemenin sağlanamadığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Araziler 10, 20 parçaya bölünüyor, kimseye yaramıyor. Kimse istifade edemiyor. Şimdi 7 milyon hektar araziyi 2023 yılına kadar toplulaştıracağız. Bu sefer ektiğimiz, biçtiğimiz alan karşılığını verecek, emeğimizin karşılığını alabileceğiz. Toplulaştırma ve sulama işini tek bakanlıkta toplayacağız. O bakanlık da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı. Tarıma elverişli her karışın ekilmesi mutlaka gerçekleştirilecek."

İhtilaf, göç gibi sebeplerle arazilerin boş kalmaması, mutlaka ekilip değerlendirilmesi gerektiğini, bu arazileri mülk sahiplerine verileceğini analatan Yıldırım, "Ekilen yerleri kim ekiyorsa ona vereceğiz. Bizzat ekene. Toprağı kiraya veriyorsun, o sizin aranızdaki iş. Ama oradaki ürüne verilecek destek, direkt ekip biçen, zahmeti çeken kimse desteği o alacak. Diğer taraftan ekilmeyen yerler sahiplerine makul bir bedel ödenerek ekilmesi sağlanacak. Böylece topraklarımızı daha çok değerlendireceğiz." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, hububat, üzüm gibi ürünlerin rekoltelerinin bakanlıktan tek elden açıklanacağını, böylece bir takım spekülasyonların, haksız kazancın önüne geçilmiş olacağını bildirdi.

- Yerli tohum üretimi

Toprak kadar tohumun da önemli olduğunun altını çizen Başbakan Binali Yıldırım, şunları söyledi:

"Bu konuda maalesef kamuoyunda birçok kafa karışıklığı var. Geçtiğimiz dönem yerli tohum üretimini 900 bin tona kadar çıkardık. Hububat tohumunda kendi kendimize yetiyoruz. Eskiden böyle değildi. Rençberlik zamanımızda rahmetli babam köyde en fazla ekim yapan adamdı. Bütün aile çalışırdık. Geniş aile, 20-30 kişi. Çalış çabala, ekim ayı geliyor. Babam traktörüne atlıyor. Nereye diye sorarız. Hükümete, tohum almaya gittiğini söyler. Biz niye bu çileyi çektik? Çalış, çabala, yine tohum al. O dönemlerde irat maliyeti karşılamıyordu. Şimdi fabrika gibi büyük işletmeler var. Ama biz bunların yanında küçük çiftçilerimizi, bireysel üretim yapan vatandaşlarımızı da koruyacağız."

Başbakan Yıldırım, bazı ürünlerde yerli tohum üretiminin henüz istedikleri düzeyde olmadığını, bu açığı kapatmak için araştırma-geliştirmeye (Ar-Ge) önem vereceklerini dile getirerek sözleri şöyle tamamladı:

"Sonuç... Milli tarım stratejisinde amaç, topraklarımızı düzgün kulanmak. Uygun yerde, uygun ürünü yetiştirmek. Emekleri zayi etmemek. Birinci kazandığımız bu. İkinci kazandığımız. Yerli hayvan değerlerimizi, varlığımızı arttıracak tedbirleri almak. Böylece sürekli ithal etmekten kurtulmak. Üçüncüsü, ektiğimiz biçtiğimiz, yetiştirdiğimizin karşılığını görmek, değerini buldurmak. Onun için de maliyetleri azaltacağız. İki önemli kalemi, gübre ve mazotu ciddi anlamda destekleyeceğiz. Böylece tarımsal varlığımızı 140-150 milyar dolar, ihracatımızı da iki katına çıkaracağız. Böylece cari açık meselesini de büyük oranda azaltmış olacağız.

Burada söylediğimiz söz senettir. Kafa karışıklığı olmasın. Bu söylediğim teşvikler ve tedbirler 2017 ürünleri için geçerlidir. Bu ne demektir? 2017’de ekeceksiniz, 2018’de de hasatı alacaksınız. Teşvikler öyle yapılıyor biliyorsunuz. Ama 2017 ürününüz için geçerli olduğunu bir kez daha tekrarlayalım."

- Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de, Başbakan Binali Yıldırım’ın talimatları doğrultusunda tarımı kalkındırmak amacıyla çalışmalara başladıklarını, bunlardan birinin de bugün açıklandığını belirterek, "Yıldırım’ın terör olayları dışında en çok tarım kesiminin sorunlarını gündeme getirdiğini" vurguladı.

Çelik, "Çiftçilerin üreticilerin sorunlarını en çok dile getiren başbakan olması dolayısıyla tüm tarım kesimi adına kendisine şükranlarımı sunuyorum. İnşallah çiftçilerimiz için çok hayırlı olacak bu süreç" dedi.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :