Başbakan Yıldırım: (5)

Başbakan Yıldırım: (5)

"(Yeni sistemde cumhurbaşkanının 100 yardımcı atayabileceği iddiaları) Bir cumhurbaşkanı halkın yüzde 50 oyuyla seçilmiş, sorumsuz davranabilir mi? 100 tane yardımcı alabilir mi? Bunlar hiç akla mantığa uyan şeyler mi" - (Yeni sistemde cumhurbaşkanının 'a

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, halk oylamasına sunulacak anayasa değişikliğiyle "Cumhurbaşkanının 100 yardımcı atayabileceği" iddialarına karşılık, "Bir cumhurbaşkanı halkın yüzde 50 oyuyla seçilmiş, sorumsuz davranabilir mi? 100 tane yardımcı alabilir mi? Bunlar hiç akla mantığa uyan şeyler mi?" dedi.

Başbakan Yıldırım, NTV - Star televizyonu ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle bakanlıkların kurulması, kaldırılması, merkez ve taşra teşkilatlarının yapılandırılması yetkisinin cumhurbaşkanına verileceği ve bu konuda "Herkes kendi meşrebine göre gelir değiştirirse veya devletin yapısını değiştirirse ne olacak?" eleştirilerine ilişkin soru üzerine, şu anda bakanlıklar ile ilgili var olan anayasada herhangi bir detay bulunmadığına işaret etti.

MHP, CHP ve ANAP iktidarında bir dönem bakanların sayısının 37'ye çıktığını anımsatan Yıldırım, o dönem hükümetin devlet bakanlıklarını istediği kadar artırma yetkisi olduğuna dikkati çekti.

Yıldırım, bunun AK Parti döneminde kaldırıldığını belirterek şimdiki sistemde bakanlıkların sayısını artırma, azaltma ve ismini değiştirme gibi uygulamaların kanunla gerçekleştirildiğini kaydetti.

Yeni sistemde ise söz konusu uygulamanın cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılacağını anlatan Yıldırım, "Neden? Mevcut sistemde bu çok uzun sürüyor. Aylar alıyor bunu çıkarmanız ve bir bakanlığın adını değiştireceksiniz yine kanun konusu oluyor. Memleketin ihtiyacına göre bazı bakanlıkları birleştirebilirsiniz, bazılarını azaltabilirsiniz. Yetki çatışması olan yerler var. İşte ekonomide üç-dört bakanlık, bir bakanlığa düşürebilirsiniz. Dolayısıyla bunlar için çok hızlı karar vermeniz lazım. Bunları cumhurbaşkanı bir anlamda ekibini kurarken elinin rahat olması lazım. Sonradan bahane üretmemesi lazım. Yaptığı budur." değerlendirmesinde bulundu.

- "Halkın yüzde 50 oyuyla seçilmiş, sorumsuz davranabilir mi?"

Başbakan Yıldırım, "Bakanların sayısı, yardımcı sayısı 100 olacak" gibi akla hayale uymayan birtakım lafların edildiğini dile getirerek Türkiye'de 94 yıllık teamüllerin bulunduğunu vurguladı.

İngiltere'de yazılı anayasa olmadığını, "Teamüller yazılı metinlerden daha önde gelir" denildiğini aktaran Yıldırım, Avrupa Birliği'nde (AB) ise neyin yapılacağından yapılamayacağına kadar her şeyin yazılı kuralları bulunduğunu, İngiltere'nin de bu nedenle anlaşamayarak AB'den ayrılma kararı verdiğini ifade etti.

Yıldırım, söz konusu iddiaların inandırıcı olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir cumhurbaşkanı halkın yüzde 50 oyuyla seçilmiş, sorumsuz davranabilir mi? 100 tane yardımcı alabilir mi? Bunlar hiç akla mantığa uyan şeyler mi? 'Hiç bakanlar kurulu olmaz, bakanlarsız idare edecek'. Nasıl idare edecek? Bu da bir insan. Görevi devredeceksin, 'Eğitime sen bak, çiftçiye, işçiye sen bak' diyecek. Berikine 'Ulaştırmaya sen bak'. Sağlık işine biri bakacak. Sanayiye, kalkınmaya, elektrik, enerji işine, sosyal desteklere, kadınlara, gençlere, dezavantajlı kesimlere biri bakacak. Bunlara ihtiyaç var. Bunlar olmadan, böyle bir ekip kurmadan nasıl başarılı olacaksınız?"

- "Sistemin en güzel tarafı, yürütme ile yasamayı birbirinden ayırıyor"

Başbakan Yıldırım, benzer şekilde yeni sistemde cumhurbaşkanının "Asgari ücreti, kıdem tazminatını kaldırdım" diyebileceğine yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine de "Öyle bir şey yok. Bunların hepsi kanun konusu. Kanunları da Meclis yapıyor. Temel hak ve hürriyetler konusunda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkaramaz. Bir konuda kanun varsa o konuda kararname de çıkaramaz." dedi.

Kıdem tazminatının kanunla düzenlendiğini ve kanun değişmediği müddetçe kararname ile düzenleme hakkının bulunmadığını vurgulayan Yıldırım, "Diyelim ki gözünü kararttı, yaptı. Onun da yolu var. Anayasa Mahkemesine gidiyor. Orada apaçık kanuna aykırı bir düzenleme yapılmışsa, Anayasa Mahkemesi ne diyecek? 'Hoşgeldin' demez... Ona göre düzeltir." şeklinde konuştu.

Yeni sistemde aynı hakkın cumhurbaşkanına da verildiğini belirten Yıldırım, "Cumhurbaşkanının diyelim ki anayasada verilmiş yetkilerini kısıtlayan kanun çıkarıldı. Cumhurbaşkanı da o kanunu Anayasa Mahkemesine götürüyor. Yani güçler eşit, dengeler de, tedbirler de, yetkiler de müdahaleler de eşit. Dolayısıyla birbirini dengeliyor. Birinin diğerinin alanına girmesine engel oluyor. Bu sistemin en güzel tarafı, yürütme ile yasamayı birbirinden ayırıyor. Tamamen." değerlendirmesini yaptı.

Yıldırım, yeni sisteme yönelik "Niye cumhurbaşkanı yardımcıya vekaleten yerini bırakıyor? Meclis başkanına neden bırakmıyor?" yönündeki eleştirilere de "Meclis başkanı başka bir erk, yasama. Bu yürütme. Ona bıraktığın zaman ne oluyor? Yasama ile yürütme iç içe geçmiş oluyor. Sistemin mantığına aykırı. Onun için yürütmenin kendi içinde bir hiyerarşisi var. Yasamanın da kendi içinde bir hiyerarşisi var. Yargının da apayrı." yanıtını verdi.

- "Bu halkın iradesine rıza göstermemek demektir"

Başbakan Yıldırım, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yeni sistemde Hakimler ve Savcılar Kurulu olacağı belirtilerek Kurula cumhurbaşkanının istediği üyeleri seçebileceği iddialarına ilişkin soru üzerine, "Bunlar varsayımla söylenen şeyler. İkincisi de bunlar, milletin verdiğine razı olmamayı gösteriyor. Millet nasıl verdiyse öyle olacak. Çoğunluğu biz kendiliğimizden mi oluşturuyoruz, millet veriyor. Millet çoğunluk verdiyse, o da milletin iradesini, halkın egemenliğini yansıtmıyor mu? Ondan daha akıllı bir güç mü var?" diye konuştu.

Mevcut sistemi savunanların "Bu böyle olmaz, millet buraya çoğunluğu verdi ama bunlar bu kararı vermeye ehliyetli değil." iddiasında bulunduğunu söyleyen Yıldırım, "Bu halkın iradesine rıza göstermemek demektir. Halkın verdiğine razı olmamak, milli egemenliğin halkta değil bazı seçkinlerin elinde olması anlamına geliyor. Biz bunu değiştiriyoruz. Diyoruz ki patron halktır. Halk seçince, kimi seçtiyse o kararı verecek. Sen bunu beğenmemezlik edemezsin." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, HSYK'dan HSK'ya dönüşümü elindeki şema üzerinde karşılaştırmalı olarak anlatarak halihazırda 22 asil 12 yedek üyesi olan Kurulda yedeklerin kalkarak sayının 13'ye düştüğünü kaydetti.

"Sayı azaltılıyor, bir tasarruf. Çok adamın olduğu yerde karar çıkmaz. Eğer sonuç almak istiyorsan az adamla iş yapacaksın." diyen Yıldırım, bunun aynı zamanda hızlı karar almayı da sağlayacağını vurguladı.

Yıldırım, adalet bakanı ve müsteşarın kurulda doğal üye olarak kalmaya devam ettiğine, cumhurbaşkanının dört üye seçmesi konusunda da bir değişiklik olmadığına dikkati çekti.

Mevcut sistemde Yargıtayın ve Danıştayın üyelerini kendi arasında seçtiğini, yeni sistemde ise üye seçmeyeceklerini aktaran Yıldırım, "Çünkü bürokrat bürokratı seçiyor. Yani milli irade yok orada." ifadesini kullandı.

Yıldırım, "Bu da yine kendi aralarında seçim yapıyorlar, sandık kuruyorlar, seçiyorlar, 10 bin tane hakim. 7 tanesi seçiliyor. Ondan sonra birbirlerine 'Niye o seçildi, ben seçilmedim.' Siyaset giriyor bir anlamda. Bu çok mahsurlu bir şey. Bunu zaten yargı camiası da istemiyor. Bu kalkıyor." diye konuştu.

- "Milli irade dolaylı olarak yargıyı da seçmiş oluyor"

İdari yargıda da benzer uygulamanın öngörüldüğünü anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Yani13'ün 4'ü cumhurbaşkanı, iki tane de doğal üye 6. 7 tanesini de Meclis seçiyor. Meclis seçerken de bir barem koyuyor, her bir aday için. En sonunda da tutturamazsa, kurayla seçiyor. Bu 7 üyenin seçilişi, ne demek oluyor? Meclis milli iradenin yani milletin oylarının yansıdığı yer. Dolayısıyla milli irade dolaylı olarak yargıyı da seçmiş oluyor. Her bakımdan daha demokratik.

Kaldı ki HSYK bir mahkeme değil. HSYK'nın görevi bu hakimlerin, savcıların tayinlerini, terfilerini yapmak. Disiplin suçları varsa onları soruşturmak. Yani idari bir kurum bu, yargılama yapmıyor. Bir komisyon bu. İki daire şeklinde çalışıyor. Bunlar her yıl tayinler yapıyorlar, görev yerlerini değiştiriyorlar. Kimisini terfi ettiriyorlar, kimisinin görev yerini değiştiriyor. Eğer yargılamada birtakım iddialar, usulsüzlükler varsa onları soruşturma yapıyorlar. İdari bir kuruluş, bir çatı kuruluş."

(Sürecek)


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :