Başbakan Yardımcısı Şimşek:

Başbakan Yardımcısı Şimşek:

"Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı sistemi, küresel normlardan uzak bir cumhurbaşkanlığı sistemi değil"- "Bunu bu şekilde anlattığınız zaman (yabancı) yatırımcılara, rahatlıyorlar. Öbür türlü sanıyorlar ki, Türkiye rejim değişikliğine gidiyor. Rejim değişikliğ

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı sistemi, küresel normlardan uzak bir cumhurbaşkanlığı sistemi değil. Bunu bu şekilde anlattığınız zaman (yabancı) yatırımcılara, rahatlıyorlar. Öbür türlü sanıyorlar ki, Türkiye rejim değişikliğine gidiyor. Rejim değişikliğine gitmiyoruz, sadece yönetimde istikrar sağlayacağız." ifadelerini kullandı.

Şimşek, 47. Dünya Ekonomik Forumu'na katılmak üzere gittiği Davos'ta, NTV'nin yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Dünya Ekonomik Forumu'nda küresel ekonomiye ilişkin geçen yıla kıyasla değerlendirmelerin ne yönde olduğunun sorulması üzerine Şimşek, çok aleni, karamsar bir hava bulunmadığını, ancak arka planda gayri resmi görüşmelerde belirsizliğin arttığına dair kaygıların ifade edildiğini söyledi.

Donald Trump'ın ABD Başkanlığı görevini devralmasından sonra radikal bir değişiklik görülüp görülmeyeceğinin sorulması üzerine Şimşek, bugüne kadar çizilen politika çerçevesinin sosyal medya platformu Twitter üzerinden verilen mesajlar üzerinden olduğunu, henüz bir kanıya varmak için erken olduğunu ifade etti.

Gelişmekte olan ülkeler için piyasa ekonomisinin, ticaretin artmaya devam etmesinin önemli olduğuna işaret eden Şimşek, doların değerlenmesinin söz konusu ülkelerin lehine olmadığını söyledi.

Ticaret hacmi itibarıyla bakıldığında, Türkiye için Avrupa'nın ABD'ye oranla daha önemli olduğunu ifade eden Şimşek, "Bizim ABD ile olan ilişkilerimizde en önemli boyut Suriye'de terörle mücadeledir. ABD'nin PYD/YPG'yi PKK'nın bir uzantısı olarak görmesi, kabullenmesi, ona göre bir müttefik olarak hareket etmesi çok kritiktir bizim için. İkinci olarak da Türkiye'de hain darbe girişiminde bulunan FETÖ'nün orada serbest bir şekilde hala küresel ölçekte ve Türkiye'de bir planlama, bir dizayn içerisinde olması tabi kabul edilebilir şey değil. Bu iki konuda yeni yönetimden beklentilerimiz var. İnşallah o konuda daha yakın çalışma imkanı buluruz. Terörle mücadelede birlikte çalışırız." görüşüne yer verdi.

Şimşek, Rusya-ABD yakınlaşmasının Türkiye için bir fırsat olup olmayacağına yönelik bir soru üzerine, bu yakınlaşmanın daha çok Avrupa'yı tedirgin ettiğini belirterek, "Doğrusu biz Rusya ile ilişkileri rayına koyduğumuz için o anlamda biz biraz daha rahatız." dedi.

- "Ekonominin direncini artıracak uzun vadeli çözüm yapısal dönüşüm"

Küresel risklere karşı Türkiye'nin nasıl bir politika izlemesi gerektiğinin sorulmasına karşılık da Şimşek, bu şartlarda yapılacak tek şeyin şoklara karşı ekonominin direncini artırmak olduğunu vurguladı.

Emtia fiyatları, küresel para politikasındaki normalleşme, bir takım şoklar gibi küresel faktörlerin Türkiye'nin kontrolünde olmadığına işaret eden Şimşek, Türkiye'de reformlar yoluyla ekonominin temellerini daha da güçlendirmek gerektiğini söyledi.

Ekonominin direncini artıracak uzun vadeli tek çözümün yapısal dönüşüm olduğuna dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:

"Bu konuda şanslıyız inanıyorum. Şu referandum sonrasında bu konulara odaklanma fırsatımız olacak, iyi bir yol haritamız var, güçlü bir reform gündemimiz var ve bunu yapacak bir irade var. Bunu da yapmak zorundayız çünkü bunu da yapamazsak hakikaten önümüzdeki dönemde işsizlik refah artışı gibi konularda bu mevcut durum tabii ki devam edemez. Bizim mutlaka ama mutlaka güçlü reform uygulamalarıyla Türkiye'yi tekrar yüksek büyüme politikasına oturtmamız lazım. İkincisi Türkiye'nin bu dönemde şoklara karşı direncini güçlü kılan en önemli faktörlerden biri maliye politikasındaki duruş oldu. Maliye politikasındaki güçlü duruş bugün elimizi o kadar güçlü tutuyor ki. Eğer bütçemiz bu kadar sağlam olmasaydı, maliye politikasında alanımız olmasaydı, biz bugün rahat bir şekilde istihdamı, KOBİ'leri desteklemek için krediye erişim için bu kadar tedbir alabilir miydik? Bugün aldığımız tedbirler inanılmaz ölçekte. Fakat bu belirsizlik nedeniyle insanlar oraya odaklanmıyorlar. Fakat bu belirsizlik ilanihaye devam etmez. Terörle mücadelede bu kadar güçlü olabilir miyiz, elimiz rahat olabilir miydi? Onun için maliye politikasındaki duruşu devam ettireceğiz. Var olan maliye alanı, üretken alanlara, reel sektörü desteğe kanalize edeceğiz."

- "Para politikası çok kritik sorumluluğa sahip"

Para politikasının da rasyonel olması gerektiğini vurgulayan Şimşek, para politikasının en önemli hedefinin fiyat istikrarı olduğunu kaydetti.

Şimşek, "Ben inanıyorum ki Türkiye fiyat istikrarını sağlarsa, kalıcı olarak faizler düşük düzeye iner. Enflasyonu kalıcı bir şekilde yüzde 1-3 aralığına indirirsek, şirketlerimiz hem uzun dönemli finansmana erişirler, özel sektör tahvil piyasası gelişir, hem sermaye piyasaları gelişir, kaynaklar çeşitlenir hem de kalıcı olarak finansman maliyetleri aşağı düşer." değerlendirmesinde bulundu.

Fiyat istikrarının büyümenin olmazsa olmaz bir ön koşulu olduğunun altını çizen Şimşek, şunları kaydetti:

"Türkiye 90'lı yıllarda kötü performans gösterdi. Neden? Çünkü yüksek enflasyon vardı. Türkiye 2000'li yıllarda yüksek performans gösterdi, yüksek büyüme ortaya koydu. Türkiye sınıf atladı. Bu önemli ölçüde fiyat istikrarının, belli ölçüde, yani enflasyonun tek haneye düşürülmesiyle sağlandı. Şimdi enflasyonun düşük tek hanede olması lazım. Bunun için para politikası çok kritik bir sorumluluğa sahiptir. Merkez Bankası'nın burada sorumluluğu büyük. Rasyonel bir patikada, fiyat istikrarını önceliklendiren, ama makro finansal istikrarı da gözeten bir yaklaşımla para politikasının güçlendirilmesi lazım ve kredibilitesinin yeniden inşa edilmesi lazım."

- "Rejim değişikliğine gitmiyoruz"

Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye bakış açısının sorulması üzerine de Şimşek, son dönemdeki piyasadaki oynaklığın birçok insanın dikkatini çektiğini söyledi.

Şimşek, ikinci konunun da anayasa değişikliği olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

"Maalesef küresel medya, bu konuda, paketin içeriğinden çok birtakım ön koşullarla bunu sunuyor. Bu da yanlış bir şey. Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı sistemi, küresel normlardan uzak bir cumhurbaşkanlığı sistemi değil. Yani parlamento yasama görevini yapacak, denetim görevini yapacak. Yargı bağımsız ve tarafsız olacak. İcra da güçlü olacak, hızlı hareket edecek ve yönetimde istikrar olacak. Bunu bu şekilde anlattığınız zaman yatırımcılara burada, rahatlıyorlar. Öbür türlü sanıyorlar ki, sanki Türkiye rejim değişikliğine gidiyor. Rejim değişikliğine gitmiyoruz yani. Sadece yönetimde istikrar sağlayacağız. Bu sağlarken, küresel en iyi uygulamalardan da çok farklı bir şey yapmıyoruz. Bunu söyleyince rahatlıyorlar."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :