Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Ordu'da:

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Ordu'da:

"Başika'da ne işiniz var diye birisi söyleniyor. Adama sorarlar ya, senin orada ne işin var? Bilmem kaç kilometre öteden gelmişsin. Başika kardeşimiz, bizim kardeşimiz. Arap'ı da Türkmen'i de Kürt'ü de bizim kardeşimiz. Sen bu adamların ne dilini ne dinin

ORDU (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Başika'da ne işiniz var diye birisi söyleniyor. Adama sorarlar ya, senin orada ne işin var? Bilmem kaç kilometre öteden gelmişsin. Başika kardeşimiz, bizim kardeşimiz. Arap'ı da Türkmen'i de Kürt'ü de bizim kardeşimiz. Sen bu adamların ne dilini ne dinini ne örfünü ne adetini bilirsin." dedi.

Kurtulmuş, Ordu Kültür Sanat Merkezi'nde "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" kapsamında düzenlenen programda, din görevlilerine hitap etti.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, 15 Temmuz'da bu milletin gördüğü ihanetin, milletin bu topraklardaki varoluş tarihi boyunca gördüğü en ağır ihanet olduğunu dile getirdi.

Hainlerin darbe teşebbüsüyle ne planladılarsa hepsinin tersine döndüğünü söyleyen Kurtulmuş, hainlerin Allah'ın takdirini, millettin ferasetini, cesaretini unuttuğunu ifade etti.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cesaret ve kararlılıkla ortaya çıkarak, millete "Yürüyün, sokaklara çıkın" diyeceğinin, arkasından da milletin çağrıya kulak vererek cesaretle sokaklara çıkacağının hesap edilmediğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, gösterdiği cesaret dolayısıyla teşekkür eden Kurtulmuş, "Bu millete korkuyu miras bırakmayan Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerimizi ifade ederiz. Milletimizin cesareti dolayısıyla bir kere daha teşekkür ederiz. Şehitlerimizi rahmetle, minnetle rahmetle anarız. 15 Temmuz'u unutmayacağız ve unutturmayacağız." dedi.

- "O akşam o sela seslerinin tarihi bir anlamı vardı"

15 Temmuz'un görünmez kahramanları arasında Diyanet camiasının da olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"İlk anda uçaklar kalkınca, arkadaşlarla istişare ettik. Ne yapalım? Selaları okutalım. Gerekli yerlere talimatları verdik. Sağ olun, camilerden imamlarımız, müezzinlerimiz bu millete bir diriliş muştusu gibi selaları okuyarak sokaklara davet etti, direnmeye davet etti, darbenin karşısında durmaya davet etti. O sela sesini duyan sokağa çıktı, meydanlara geldi. Aralarından şehit, gazi olanlar oldu. 60 Diyanet mensubu kardeşimiz de gazi oldu. Sela sesini duyunca, ezan sesini duyunca tüyleri diken diken olan bazı darbe yandaşları müezzin ve imam kardeşlerimizi darbettiler, onların gazi olmasına vesile oldular. O akşam o sela seslerinin tarihi bir anlamı vardı. O sela sesleri, darbeye karşı direncin merkezi oldu, meydanlarımızı, camilerimizi direncin merkezi haline getirdi. Bu anlamda 15 Temmuz'da camilerimiz hayati bir fonksiyon görmüştür. Bütün arkadaşlarımıza Allah'tan mükafatlarını diliyorum, hepinizden Allah razı olsun, sağ olun, var olun."

- "Neden kapalı ve gizlisiniz?"

Kurtulmuş, 15 Temmuz'da ihanetin görüldüğünü ancak işin bitmediğini, herkesin üzerine düşen sorumlulukları hatırlaması ve eksikleri, yanlışları gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.

Anadolu topraklarında yaşanan Müslümanlık geleneğinin kurumları arasında ilk sırada camilerin geldiğini, ikincisinin dergahlar, üçüncüsünün ise medreseler olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Geçenlerde ben bunu söyledim diye birileri, 'Vay bu devirde medreseyi, dergahı istiyor' diyorlar. O günkü adı medrese, bugünkü adı okul. Medrese toplumun içindeydi. Medresenin de kapısı herkese açıktı. Bu toprakların Müslümanlık geleneğinin temeli açık olmasıdır. Cami de dergah da medrese de açıktır. Şimdi bu FETÖ ve benzeri örgütlenmelerin en büyük problemlerinden birisi, kapalı örgütler olmasıdır. Düşünebiliyor musunuz, Cumhurbaşkanımızı öldürmek üzere harekete geçen timin içinde amiral, general, albay, yarbay var. Orduda hava üslerinin koordinasyonunu sağlayan adam, sözde bir imam. Onlara imam demek gerçek imamlara hakaret olur. Adam falanca üniversitede yardımcı doçent. Amirallere, generallere talimat veriyor. Kapalı bir örgütlenme. İslami bir cemaatseniz, orada hayırdan başka bir şey söylemiyorsanız, neden kapalı ve gizlisiniz? Biz babalarımızdan dedelerimizden din adına gizlilik öğrenmedik. Neyi gizliyorsunuz?”

- "Yahu sen kimsin?"

Müslümanların, Diyanet ve ilahiyat camiasının da çuvaldızı kendisine batırması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Adam diyor ki, 'Cebrail kardeşim gelse, bana dese ki falanca partiye oy ver veya şuna hizmet et, etmem' diyor. Yahu sen kimsin? Sana niye geliyor? Böyle bir saçmalık olur mu? Böyle din dışı bir söz olur mu? Ama maalesef vakti zamanında bunun dini çerçevede cevabı verilmediği için adam sahte masumiyetini senelerdir kullanıyor. Biz bu anlamda gerçekten camilerimizi, kurumlarımızı yeniden toplumun merkezi haline getirmemiz lazım. Tevhidi, irşadı, Hazreti Peygamberin ortaya koyduğu öğretiyi açık bir şekilde herkese anlatmamız lazım. Kurumlarımızın hepsinin kapısının toplumun tamamına açık olması lazım. Bunu sağlayabiliyor muyuz? Bunu henüz tam manasıyla sağlayamıyoruz."

- "Adama sorarlar ya, senin orada ne işin var?"

Büyük milletlerin büyük problemlerinin olacağını söyleyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"FETÖ bitti, tam bunları eledik derken, karşınıza DAEŞ, PKK çıkıyor. Bir tanesi değil ki, hepsi birlikte geliyor. Niye geliyorlar biliyor musunuz? Onlar da Türkiye'nin yüksek bir dağ olduğunu biliyorlar. Bu milletin büyük, yüce bir millet olduğunu biliyorlar. İstiyorlar ki Türkiye, ne ölsün ne olsun. Beyler istediği gibi, bu Feto ve ekibinin yaptığı gibi onlara kapı kulluğu yapsın. Kusura bakmayın, biz sizin bildiğiniz şekilde bir millet değiliz.

Bu millet, Sultan Alparslan'ın torunudur, Sultan Fatih'in, Yavuz Selim, Sultan Abdülhamid'in torunudur. Yeniden büyük millet olacağız. Bunlar bir doğum sancısı. Dirilmenin ayak sesleri. Bunu bildikleri için Başika'da ne işiniz var diye birisi söyleniyor. Adama sorarlar ya, senin orada ne işin var? Bilmem kaç kilometre öteden gelmişsin. Başika kardeşimiz, bizim kardeşimiz. Arap'ı da Türkmen'i de Kürt'ü de bizim kardeşimiz. Sen bu adamların ne dilini ne dinini ne örfünü ne adetini bilirsin.

Biz tarih boyunca üç kıtada hakim olmuş bir milletin çocukları olarak hiçbir zaman kimsenin bir karış toprağında gözümüz olmadı, bir litre mazotunda, benzininde gözümüz olmadı. Bölgedeki bütün kardeşlerimizin yardımına, imdadına koşmaya devam edeceğiz. Kuzey Irak'taki yönetim bize, 'Oraya gelin, bize destek olun' dediği için oradayız. Oradaki varlığımızı tartışma konusu bile yapmayız. İnşallah bu bölgede, Suriye'de, Irak'tan kaynaklanan bütün bu çekişmeler bitecek, iç çatışmalar bitecek. Onları Sünni-Şii diye bölmeye çalışıyorlar. Biz Sünni-Şii diye ayırmadan bütün ehl-i tevhidi bir arada toplayacağız, aynı istikamette yürümeye gayret edeceğiz. Onlar Kürtler, Araplar, Türkmenler diye bölmeye çalışıyorlar, biz ise Allah'ın kullarına dillerine ve renklerine göre değil Allah'ın kullarının hepsini Peygamber'in ümmeti olarak bir arada tutmaya devam edeceğiz ve yolumuza devam edeceğiz."

Programa Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Ordu AK Parti Milletvekili Oktay Çanak ve Ordu Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu, daire müdürleri ve çok sayıda din görevlisi katıldı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :