Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş:

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş:

"(7 Haziran seçimlerine yurtdışından katılım) Büyükelçiliklerimiz, konsolosluklarımız önünden, kısmen uzakta olan vatandaşların, minibüslerle, otobüslerle taşınması sistemi üzerine çalışıyoruz. Ayrıca çeşitli yerlerde toplantılar yapacağız. Hangi görüşten

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 7 Haziran seçimlerine gurbetçilerin katılımına ilişkin, "Büyükelçiliklerimiz, konsolosluklarımız önünden, kısmen uzakta olan vatandaşların, minibüslerle, otobüslerle taşınması sistemi üzerine çalışıyoruz. Ayrıca çeşitli yerlerde toplantılar yapacağız. Hangi görüşten olursa olsun, hangi partiyi destekliyor olursa olsun sivil toplum kuruluşlarımızı bir araya getireceğiz" dedi.

Kurtulmuş, AA Editör Masası'nda, "7 Haziran seçimlerinde yurtdışındaki seçmenlerin sıkıntı yaşamaması için ne tür önlemler alındı" sorusu üzerine, sorumlu olduğu kurumlar arasında Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının da bulunduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bazı eksiklikler dolayısıyla yurtdışındaki katılımın oldukça düşük kaldığını hatırlatan Kurtulmuş, genel seçimler için çok hummalı bir çalışma sürdürdüklerini ifade etti.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Dışişleri Bakanlığı ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının ortak çalıştığını dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Hem sandıkların tespit edilmesi, geçen sefer olduğu gibi sandıkların çok uzak yerlerde değil halkın daha yoğun yaşadığı yerlerde çok sayıda olması, randevu sisteminin kaldırılması gibi birtakım meselelerde YSK kendi kısmını halletmeye çalıştı. Ayrıca el ilanları, broşürlerle insanları oy vermeye yönlendiriyorlar. Dışişleri Bakanlığımız, oradaki konsolosluklarımız, dış temsilciliklerimiz, büyükelçiliklerimiz üzerinden her temsilcimiz, çevresindeki, kendisine bağlı bölgelerdeki yurttaşlarımızı seçime yönlendirme konusunda çalışıyor."

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında geçen hafta da bir koordinasyon toplantısı yaptıklarını anlatan Kurtulmuş, yerel gazetelere ilan verileceğini, televizyon spotu, afiş ve broşürler hazırlanacağını söyledi. Bunun yanı sıra bir çalışma daha yapacaklarını bildiren Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Büyükelçiliklerimiz, konsolosluklarımız önünden, kısmen uzakta olan vatandaşların, minibüslerle, otobüslerle taşınması sistemi üzerine çalışıyoruz. Ayrıca çeşitli yerlerde toplantılar yapacağız. Hangi görüşten olursa olsun, hangi partiyi destekliyor olursa olsun sivil toplum kuruluşlarımızı bir araya getireceğiz. Cuma günü Hollanda'da Lahey ve Amsterdam, arkasından Almanya'da Köln, Mannheim ve Dortmund'da çalışmalarımı sürdüreceğim. Oradaki vatandaşlarımızla buluşmalarımızı yapacağız. Bu anlamda katılımı artırma çalışmaları yoğun sürdürülüyor."

-"Neden AK Parti'ye oy vermeleri gerektiğini anlatacağız"

Kurtulmuş, "partisinin yurtdışındaki seçim kampanyasına" ilişkin soruyu yanıtlarken de çok düzenli bir Seçim Koordinasyon Merkezi kurduklarını söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, bakanlar ve milletvekillerinin yurtdışındaki programının başarılı bir şekilde organize edildiğini anlatan Kurtulmuş, her yerde, her bölgede vatandaşlara ulaşarak "Neden AK Parti'ye oy vermeleri gerektiğini, neden Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarının önemli olduğunu" anlatmaya gayret edeceklerini bildirdi.

-"Fay hatları oluşturulmak isteniyor"

Kurtulmuş, "DAEŞ ve İslamofobi'nin birbirini beslediğini gündeme getiriyorsunuz. İslam algısı açısından bunlardan hangisini daha tehlikeli görüyorsunuz? Bu sorun nasıl çözülebilir" sorusu üzerine, büyük resmi görmeden, bölge siyaseti hakkında konuşmanın doğru olmadığını belirtti.

"Büyük resim, aslında Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya konulan resim. Tablo, ana şekliyle karşımızda duruyor. Birkaç rötuş yapılıyor ve maalesef 1915 sonrasındaki İslam dünyasına dönük senaryo, birebir, altına karbon kağıdı koyulmuş şekilde tekrar uygulanmaya çalışılıyor" diyen Kurtulmuş, bu senaryonun, "bölge insanlarının etnik ve mezhebi farklılıklarını ortaya koyup körükleyerek, bunlar üzerinden fay hatları oluşturulması" olduğunu kaydetti.

Balkanlar'da 5 asır boyunca "pax ottomana", yani Osmanlı barış düzeni çerçevesinde, hem dini hem etnik kimliklerini açıklayarak, ama bir bütünün parçası halinde yaşandığını dile getiren Kurtulmuş, geçmişteki "komşu kapıcık" uygulamasını anlattı.

Şimdi bölge halklarının, yeniden bir ayrışmanın içerisine sokulmaya çalışıldığına dikkati çeken Kurtulmuş, bunların içindeki en tehlikeli fitnenin ise mezhep meselesi olduğunu vurguladı.

Yemen ve Suriye'de yaşananlara değinen Kurtulmuş, burada mezhep ve etnik meseleler üzerinden ayrışma yaratılmaya çalışıldığını söyledi.

Bu ortamın DAEŞ'in ortaya çıkmasına vesile olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Amerika'nın Irak'ı işgaliyle başlayan süreç, arkasından Suriye'deki bu süreç, Maliki döneminde Irak'ta uygulanan mezhebi politikalar, Suriye'da halkın büyük çoğunluğunun siyasi katılım dışında bırakılması, DAEŞ denilen bir örgütü ortaya çıkardı. Şimdi göreceğiz, inanın ki birkaç sene sonra, işi bittikten sonra, kullanıp bir mendil gibi kenara atıldıktan sonra DAEŞ diye bir ismi hatırlamayacağız bile. Aynen bir zamanlar El Kaide'nin çok aktif olup, bugün El Kaide'yi hatırlamadığımız gibi. Dolayısıyla bu resmi görmek lazım."

-"Coğrafyayı ortaklaştırmayı bilmek" 

Osmanlı barış düzeninin en temel başarısının, "coğrafyayı ortaklaştırmayı bilmesi" olduğuna işaret eden Kurtulmuş, bunu bilmeyen insanların, grupların, geleceklerini ortaklaştıramayacaklarını kaydetti.

Coğrafyanın ortaklaştırılması fikri üzerinde durulması gerektiğini belirten Kurtulmuş, Osmanlı'nın, herkesin kendisini bütünün parçası gibi hissetmesini sağladığını anlattı. 

"Siyasi farklılıklarımız olur. Siyasi farklılıklar Sünniler arasında da Şiiler arasında da olur. Siyaset başka bir şeydir, etnik ve mezhebi farklılıklar üzerinden siyaset yapmaksa bambaşka bir şeydir" ifadelerini kullanan Kurtulmuş, etnik ve mezhebi farklılıklar üzerinden siyaset yapmanın, millete, coğrafyaya, ümmete ihanet olduğunu söyledi.

-"DAEŞ, olağanüstü başarılı bir PR çalışmasıyla dünyada parlatıldı" 

Türkiye'nin daha fazla bütünleşmenin, entegrasyonun adresi haline gelmesi gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, bunu "tarihi bir sorumluluk" olarak nitelendirdi.

Numan Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şimdi DAEŞ gibi bir örgüt ortaya çıkıyor, yaptıklarına bakın. Adının İslam ile hiçbir şekilde eş görülmemesi lazım. İnsanlara baskı yapıyor, zulmediyor. Kime yapıyor baskıyı? Elinde hiçbir güç olmayan garibana karşı yapıyor. İnsanları buluyor, getiriyor yakıyor. İnsanları buluyor, kafasını kesiyor, kurşuna diziyor vs. Gariban adamlar, filanca ordunun askeri veya hizbin silahlı milisi. Senin oradaki muhatabın o değil ki. Bir şey yapmak istiyorsan Ortadoğu halklarını sömürenlere karşı bir şey söyle. Dolayısıyla DAEŞ, çok kısa süre içinde olağanüstü başarılı bir PR çalışmasıyla dünyada parlatıldı. Şimdi hazır bunlar ortaya çıkmış, bir grup da Avrupa, Amerika, hatta Türkiye'de, İslam dünyası ülkeleri içerisinde de var, birileri de 'Aman ne güzel, biz bunu bulduk, bütün Müslümanlar teröristtir, gericidir, barış karşıtıdır, barış düşmanıdır' diyerek bütün İslam'ı, İslam coğrafyasını, İslam medeniyetini maalesef ötekileştirmeye çalışıyor."

DAEŞ ile İslamofobi'nin aynı amaca hizmet ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, birinin "İslam" adı altında Müslüman halklara eziyet ettiğini, İslam'ın son derece kötü propagandasını yaptığını, diğerinin de bu propagandayı kullanarak diğer masum Müslümanları töhmet altında bıraktığını belirtti.

Kurtulmuş, bu oyunun bozulması, bunun için de özellikle Medeniyetler İttifakı Projesi üzerinden dünyaya yeni şeyler söylenmesi gerektiğini ifade etti.

-"Bu tehlikeli oyun, bir müddet daha sürdürülecek gibi görülüyor" 

Hz. Ali'nin "İnsanlar iki sınıftır, ya yaratılışta eşittir ya dinde kardeşindir" sözlerini hatırlatan Kurtulmuş, "Bu anlayış içerisinde hareket eden, asırlardır barışı getirmiş bir anlayış var. Bir de kendi düşüncesinden başka herkesi düşman gören bir anlayış var. Dolayısıyla bu tehlikeli bir oyun. Bir müddet daha sürdürülecek gibi görülüyor" diye konuştu.

"DAEŞ'ten, İslamofobi'den kim kazanıyor? Bölgesel olarak baktığımız zaman bir tek devlet kazanıyor, o da İsrail" diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"İsrail elini ovuşturuyor 'Aman ne güzel hiçbir şey yapmaya gerek yok.' Gayet rahat, memnun. Yakın plandaki bütün riskleri ortadan kaldırmış vaziyette. Kim kazanıyor? Silah tüccarları kazanıyor. Kim kazanıyor? Dünyadaki kaos lobileri kazanıyor, dünyadaki savaş baronları kazanıyor. Biz hem coğrafyamızın ortaklaşmasını sağlamak hem bundan sonraki on yıllardaki, dünyadaki ayrışmayı iyi tahlil etmek zorundayız. Dünyada artık Avrupalılar, Amerikalılar, Ruslar, Çinliler, Müslümanlar, Hristiyanlar diye bir ayrım olmayacak. Dünyanın önümüzdeki on yıllarda temel ayrımı, barış yanlıları ile savaş yanlıları arasında bir mücadele olacak. Biz barış, düzen yanlıları olarak, insanların huzur içinde yaşamalarını sağlamak isteyen herkesle ittifak yapacağız. Kim olursa olsun, rengi, dili, dini ne olursa olsun."

Kaynak:Haber Kaynağı