Başbakan Yardımcısı Bozdağ Yozgat'ta

Başbakan Yardımcısı Bozdağ Yozgat'ta

Bozdağ: (3)"Biz hep şunu söylüyoruz; Afrin Afrinlilerin ve onların olmaya devam edecektir"- "Şu anda Mehmetçiklerimiz orada bu tuzakları bir bir tespit edip, temizleme gayreti içerisindedir. Bu tuzaklardan temizlendikten sonra güvenli hale geldiği tespit

YOZGAT (AA) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Biz hep şunu söylüyoruz; Afrin Afrinlilerin ve onların olmaya devam edecektir." dedi.

Bozdağ, Yozgat Belediyesi Büyük Sinema Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bazı uluslararası örgütlerin karar aldıklarını, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri'nin bir rapor yayınladığını anımsattı.

Raporda Türkiye'ye dönük haksız iftiraların yer aldığını aktaran Bozdağ, şöyle konuştu:

"İşte dün de takip ettiniz, ABD bir karar daha aldı, orada da Rum ve Yunan tezlerinin savunuculuğunu yaptı, Türkiye'yi suçladı. Uluslararası örgütler, kendi saygınlıklarını korumak için objektif olmak, adil olmak, tarafsız olmak, doğru olanı söylemek, doğru olandan yana tavır almakla mükelleftir. Ama uzunca bir zamandır Türkiye'ye karşı bu uluslararası örgütler adil olmuyorlar, objektif davranmıyorlar, tarafsızlıklarını koruyamadılar. 15 Temmuz darbe teşebbüsünü yaşadık. Bilumum örgütler adeta karşımızda FETÖ terör örgütünün ele başı, terörist başı Gülen konuşuyormuş gibi bize hitap ediyorlar, bizimle konuşuyorlar. Siz kimin sözcüsüsünüz, FETÖ'nün mü sözcüsüsünüz, yoksa objektif, adil, kendi ilkeleri, kuralları olan uluslararası örgütlerin mi sözcüsüsünüz? PKK söz konusu olduğu zaman PKK terör örgütünün ağzıyla konuşuyorlar. Türkiye'nin Afrin harekatı söz konusu olduğu zaman orada da YPG, PYD, PKK, KCK'nın tezleri üzerinden Türkiye'yi suçlamaya çalışıyorlar. Bu yaptıkları iş bu örgütlere zarar vermekte, kendi güvenilirliklerini yok etmektedir."

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri'nin Türkiye'ye gelmediğine dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti:

"Türkiye'ye erişimi yokmuş beyefendinin. 'Gel' diyoruz, kendisi gelmiyor, davet ediyoruz, 'Gel Türkiye'ye incele' gelmiyor beyefendi. Bizim davetimizle gelmiyorsun, kendin gel, öyle de gelmiyor. Ama utanmadan, arlanmadan raporunda Türkiye'ye erişemediğini söylüyor. Türkiye'ye erişemeyen adam yalan söylüyor ve oradan Türkiye'yi suçluyor. Raporda yer alan konular tamamen terör örgütlerinin bugüne kadar kadar söylediklerinin derli, toplu Birleşmiş Milletler logosu altında tekrarından başka hiçbir şey değil. Eğer Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği terör örgütlerinin tezlerini rapor haline getirirse 'Türkiye tırsar, korkar, bu konuda bu terör örgütlerinin taleplerine sıcak bakar' diyorsa Türkiye'yi tanımamış demektir. Kusura bakmasınlar, terör örgütlerinin ağızlarıyla konuşursanız onların sözlerini raporlarınıza geçirirseniz, Türkiye'yi dinlemezseniz Türkiye sizin raporunuza meşru, doğru bir rapor gözüyle bakmaz, ne yaparsanız yapın ona zerrece kıymet vermez. Bizim için bunlar yok hükmündedir, kabul etmemiz mümkün değildir. Terör örgütlerinin tezlerinin uluslararası toplum ve örgütler aracılığıyla raporlara, belgelere dönüştürülmesiyle Türkiye'yi sıkıştıramazsınız, Türkiye'yi bu haksızlıkları kabule mecbur bırakamazsınız. Olmayacaktır da inşallah."

- "Afrin Afrinli'lerin ve onların olmaya devam edecektir"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Türkiye'nin bildiği yoldan gideceğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Adil, objektif, dürüst olurlarsa o zaman elbette biz raporlarına da bakarız, delilerini dikkate alırız. Ama bundan saptıkları zaman dediklerinin bizim açımızdan hiçbir kıymeti yoktur. Onun için bu açıklamaların da bir kıymeti yoktur. Falan şöyle, filan böyle açıklama yapmış, yapabilirler. Türkiye düşmanlığında ittifak etmekte hiç zorlanmıyorlar. Türkiye'nin aleyhine kim konuşursa onu bağırlarına basmakta da hiç zorlanmıyorlar. Müthiş bir aşkla, muhabbetle Türkiye'ye ve Türk milletine düşmanlık eden, zarar verme ihtimali bulunan ve zarar veren herkesi bağırlarına basmayı çok büyük bir siyaset zannediyorlar. Yapın, basın bağrınıza ne olacak. Türkiye'ye zarar mı vereceksiniz, zarar veremezsiniz, Allah'ın izniyle bu millet kendi kaderini bugüne kadar kendi belirlediği gibi bundan sonra da kendi belirlemeye de devam edecektir.

Afrin'de de biz doğru olanı yaptık, yapıyoruz. Biz Afrin'de işgalci değiliz. Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız, topraklarını Türkiye'nin topraklarına katmak için bu harekatı yapmadık. Dediğimiz şey nettir, bölgedeki terör örgütlerini bir bir etkisiz hale getirmek, bölgeyi terörden arındırmak, Türkiye'nin Suriye sınırlarının ötesinde bir terör devleti kurma projesini çökertmek, terör koridorunu oluşturma projesini yok etmek, sınırlarımızın güvenliğini sağlamak, ileride Türkiye'nin bölünmesi için bir ayak basma yeri arayanlara o yeri dar etmek, ülkemizin güvenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için biz oraya girdik ve başardık. Şimdi alanı ne yaptık, terörden temizledik. İşimiz bitti mi? Bitmedi. Biz hep şunu söylüyoruz; Afrin Afrinlilerin ve onların olmaya devam edecektir."

- "Türkiye'yi bağırlarına bastılar, bunu görmüyorlar"

Yeni bir dönem başladığının, bunun da normalleşme dönemi olduğunun altını çizen Bozdağ, "Normalleşme bir günde olur mu? Olmaz. Neden olmaz? Çünkü terör örgütleri bölgeden çekilirken pek çok mayın ve EYP tuzaklamaları yapmış. Bölgedeki siviller için de Mehmetçiklerimiz için de ÖSO için de en büyük tehdit ve tehlike terör örgütlerinin tuzakladığı mayınlar ve EYP'lerdir. Şu anda Mehmetçiklerimiz orada bu tuzakları bir bir tespit edip, temizleme gayreti içerisindedir. Bu tuzaklardan temizlendikten sonra güvenli hale geldiği tespit olunan bütün yerlere siviller zaten şimdiden dönmeye başladı ve hepsi dönecektir inşallah." diye konuştu.

Bekir Bozdağ, Afrin'in alt ve üst yapısını yaşanabilir hale getirmek için imar edileceğini belirtti.

Okulların yeniden açılacağını, sağlık tesislerinin sağlığa erişim bakımında daha güçlü hale getirileceğini ve bölgede insani yardımların dağıtılmaya başlandığını aktaran Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları söyledi:

"Kızılhaç'ın yetkilisi açıklıyor, 'Efendim bölgedeki Kürtlerin Türk Kızılay'ına güveni kalmamıştır.' Buradan söylüyorum, sen gel de Afrin'deki Kürtlere bak, kime güveniyorlar Kızılhaç'a mı güveniyorlar, Kızılay'a mı güveniyorlar? Gidin bir bakın bakalım. Türkiye'ye güveniyorlar. 'Neden 5 yıl önce gelmediniz?' diye serzenişte bulunuyorlar. 'Siz gelseydiniz evlatlarımızı, eşlerimizi kaybetmezdik' diyorlar. Türkiye'yi bağırlarına bastılar, bunu görmüyorlar. Ama bölge normalleşme sürecine girmiştir, normalleşince de Türkiye'den pek çok sivil, Suriyeli, o bölgeden gelenler, tıpkı El Bab bölgesine döndükleri gibi buraya döneceklerdir. Dönüşlerin de şimdiden başladığını buradan ifade etmekte fayda görüyorum. İnşallah orası da bir güven adası olacaktır. Bundan sonra Afrinliler daha huzur içinde, daha güven içinde yaşama imkanı bulacaklar. Terör örgütlerinin baskısı tehdidi olmaksızın hayatlarını sürdürecekler.

Amerika'dan, Avrupa'dan Afrinlilere sormadan PKK'nın ağzı ile açıklama yapanlara söylüyoruz, gidin Afrinlilere sorun. Ama soruyorlar mı, sormuyorlar. Bu harekat süresince gerçek olmayan haberleri CNN, Reuters, falanı filanı sahte olduğunu bildikleri resimleri, görüntüleri utanmadan, arlanmadan yayınladılar. Bir de dürüst basın diyorlar. Kendilerine uyarılar gönderiliyor, bakın sizin yayınladığınız bu görüntü falan tarihli görüntü aynısı, bu fotoğraf falan tarihli aynısı. Buna rağmen utanmadan yayınladılar. Yalan olduklarını bile bile yayınladılar. Şimdi neden yapıyorlar? Türkiye'yi sıkıştırmak için ama yaptıkları fayda verdi mi, vermedi. Türkiye'nin sıkıştırılması mümkün değildir, olmayacaktır da. Türkiye Allah'ın izni ile yoluna güçlü bir şekilde devam edecektir."

(Sürecek)



AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :