Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (2)

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (2)

"(7 Haziran Genel Seçimleri) Tulum çıkmış birçok köyde. Diktatörlük rejimlerinde bu kadar çok tulum çıkmaz. 12 Eylül referandumunda belki bu kadar olmamıştır. Nasıl oluyor bu? Bir sürü gözlemci vardı. Hani kıyameti koparacaklardı AK Parti tek başına iktid

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 7 Haziran Genel Seçimi sonuçlarına ilişkin, "Tulum çıkmış birçok köyde. Diktatörlük rejimlerinde bu kadar çok tulum çıkmaz. 12 Eylül referandumunda belki bu kadar olmamıştır. Nasıl oluyor bu? Bir sürü gözlemci vardı. Hani kıyameti koparacaklardı AK Parti tek başına iktidar olsa, 'Türkiye'de şaibe karışmıştır seçime' diyeceklerdi. Her şeyi hazırlamışlardı, açıklamalarını bile... Nerede bu heyetler? Niye gitmediler? Bu köylerde tulum çıktı, bir kişi gitti bir sürü yerde oy kullandı. Bu bir şaibe değil midir?" dedi.

Akdoğan, Kanal 24'teki "Ankara Masası" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Seçimden önce tam bir mücadele olurken, seçimden sonra temiz bir sayfa açılması gerektiğine değinen Akdoğan, partiler arasında diyaloğun olmazsa olmaz olduğunu, böyle bir diyalog sürecinin başladığını bildirdi. 

- "Yüzde 25'i yüzde 75'e, yüzde 41'e dayatamazsın"

Partilerin nasıl bir tavır takındığı ve o süreci nasıl yönettiğinin seçmenin kanaatini etkileyecek bir faktör olduğunu ifade eden Akdoğan, "Vatandaş seyrediyor. Seçimden sonra kim doğru olanı yapıyor. Böyle baktığımızda da en doğru yol ve yöntemi AK Parti'nin izlediğini söyleyebiliriz" diye konuştu. 

Akdoğan, partilerin grup toplantılarında yapılan konuşmaları örnek göstererek, şöyle devam etti: 

"Siyasi söylem olarak yeni bir sayfa açılacaksa, partiler arasında bir temas olacaksa, müzakere süreci başlayacaksa burada o zaman daha farklı bir dil kullanmak gerekir. Bakın Sayın Kılıçdaroğlu'nun grup konuşmasına, ne değişti? Yeni dönemin gereklerine uygun bir tavrı var mı? Bunu göremedik maalesef. Yine hırçın, yine dikte eden, yine tepeden bakan, yine şartlar koşan... Sanki vatandaş onların bütün söylemlerini kabul etti, bunu dikte ediyor. Sen yüzde 25'i, yüzde 75'e yüzde 41'e dayatamazsın ki. Vatandaş onu çok beğenseydi sana yüzde 41 oy verirdi.  Aldığın oyla bütün söylediklerini dayatmaya kalkarsan bu doğru olmaz. Şart koşmayan, dikte etmeyen ve hırçın olmayan bir dil kullanmak lazım. Yeni bir durum var ortada, bunu anlamamız ve ona göre hareket etmemiz lazım." 

- "Cumhurbaşkanı adayını niye desteklemiyorsun?"

Uzlaşının makulde buluşmak olduğunun altını çizen Akdoğan, "Makulde buluşmalıyız, şart dikte etmemeliyiz, kendi politikalarında ısrar etmemek gerekir" dedi. 

Akdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve yerel seçimlerde muhalefet partilerinin birlikte hareket ettiğini, bunun sonuç odaklı bir yaklaşım olduğunu belirtti. "Karşıda bir düşman var, ona karşı herkes işbirliği içinde olsun" yaklaşımının çöktüğünü vurgulayan Akdoğan, "Bu, partilerin kendi siyasi kimliklerinde erozyon olması demektir. 'AK Parti kaybetsin de ne olursa olsun' yaklaşımı çökmüştür. Sonuç odaklı pragmatik siyaset tarzı çökmüştür" ifadesini kullandı.

Bunun siyasi kimlikleri öldüren bir şey olduğuna değinen Akdoğan, "Geçmişte düşman olduğunuz yapılarla öyle bir işbirliği içine giriyorsunuz ki o sizi anlamsızlaştırmaya başlıyor" diye konuştu. 

MHP'nin Meclis Başkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun desteklenmediğine dikkati çeken Akdoğan, "Bu senin Cumhurbaşkanı adayındı, Meclis Başkanlığı'nda niye desteklemiyorsun. Bu mesela bir paradoks. Kendi adayını desteklemeyip onu desteklese bu da bir paradoks olacaktı. Bu yola girdiğiniz zaman mutlaka bir paradoksla karşılaşacaktınız" dedi. 

- "Bahçeli ve MHP'nin tavrı doğru"

Akdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ve MHP'nin tavrını bu anlamda doğru bulduğunu belirterek, "Siz HDP'ye o kadar laf söyleyeceksiniz, sonra birlikte aynı çuvala girme görüntüsü, aynı kişiyi destekliyor görüntüsü bütün inandırıcılığı ortadan kaldırırdı. İlkeli olmak, siyasi tutarlılık çok önemli. Bu açıdan MHP'yi çok eleştiriyorlar ama kendi açısından doğru olanı yaptı" ifadesini kullandı. 

Türkiye'nin ulusal çıkarlarının her şeyin üzerinde tutulması gerektiğine işaret eden Akdoğan, "Elbirliği vereceğiz. Herkes taşın altına elini koyacak. Ülkemiz ve milletimiz için bu çalkantılı dönemi geride bırakacağız. Burada en sorumlu davranan AK Parti'dir. Diğer partiler de dikte eden, şart koşan, kendi durumunu dayatan değil, Türkiye'nin menfaatleri için makulde buluşan olmalı" dedi. 

- "Bizim kırmızı çizgilerimiz yok"

"Sayın Başbakanımız, samimi bir şekilde elini uzattı" diyen Akdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bütün partileri ziyaret etmesiyle başlayacak olan süreci şöyle anlattı:

"Önce ilk görüşmede genel bir Türkiye tablosu çizilecektir. İlkelerimiz, genel hassasiyetler ortaya konacaktır. Sonraki aşamalarda daha somut konular, muhteva ve koalisyon protokolü üzerinde birtakım müzakereler muhtemelen yapılacaktır."

 Davutoğlu, kırmızı çizgilerinin olmadığının altını çizen Akdoğan, "Türkiye'nin gerçekleri ve menfaatleri bizim önceliklerimizdir" dedi. 

- "Bizim için müzakere ve tartışma konusu değil"

"Cumhurbaşkanımızı eleştirmeye kalkıyorlar ama HDP seçim kampanyasını nasıl başlattı?" diye soran Akdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Seni başkan seçtirmeyeceğiz" sözlerini hatırlattı. 

HDP'nin seçim kampanyasını "Tayyip Erdoğan karşıtlığı" üzerine kurduğunu dile getiren Akdoğan, diğer partilerin de benzer şeyleri yaptığını ve bunu seçimden sonra da sürdürmelerinin doğru olmayacağına değindi. Akdoğan, muhalefetin bugün Cumurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerinden bir ajitasyon yapmasının ve onu hedefe koymasının kabul edilebilir bir tablo olmadığını belirterek, şöyle konuştu: 

"Bu bizim için müzakere ve tartışma konusu değildir. Bunun üzerinde durmak Türkiye'nin meselelerini gözardı etmek demektir. Başka yerlere meseleyi getirmek, üzüm yemeye niyeti yok demektir."

- "Nerede bu heyetler"

Akdoğan, seçim kampanyası sürecinde HDP'nin makas değiştirdiğini ve Çözüm Süreci'nin aktörlerine savaş açtığını söyledi. 

Akdoğan, şöyle devam etti:

"Mesele seçim siyaset değil, burada bir süreç yürütüyoruz. Eğer sizin girdiğiniz yol bu süreci heba edecek bir yol ise o zaman ben sürece sahip çıkan kişi olarak sizi eleştiririm arkadaş. Sen burada bir projede kendini kullandırtıyorsun. Çözüm Süreci'nin düşmanlarına kullandırtıyorsun. Sen Çözüm Süreci'nin en önemli aktörünü devirme projesinde kendini kullandırtıyorsan, Çözüm Süreci'ne karşı bir işin içerisine girmişsin demektir. Çözüm Süreci'ne bir nevi ihanettir bu." 

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, bir şaibe görüntüsü olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Tulum çıkmış birçok köyde. Diktatörlük rejimlerinde bu kadar çok tulum çıkmaz. 12 Eylül referandumunda belki bu kadar olmamıştır. Nasıl oluyor bu? Bir sürü gözlemci vardı. Hani kıyameti koparacaklardı AK Parti tek başına iktidar olsa, 'Türkiye'de şaibe karışmıştır seçime' diyeceklerdi. Her şeyi hazırlamışlardı, açıklamalarını bile... Nerede bu heyetler? Niye gitmediler, bu köylerde tulum çıktı, bir kişi gitti bir sürü yerde oy kullandı. Bu bir şaibe değil midir? Örgütün baskısıyla bir tablo oluştuğunu görüyoruz ama maalesef buna dünya sessiz kaldı. İstedikleri tablo olunca, HDP barajı geçince 'Türkiye'de son derece iyi bir seçim oldu'. Türkiye'de seçime hiçbir zaman şaibe karışmaz ki... En şeffaf seçimler Türkiye'de oluyor. Bir şaibe karışacaksa HDP'nin oylarına karışır, Güneydoğu'da bazı yerlerde karışır. Biz bunları söylüyorduk. Ama o gelenler bunları görmediler. O gelenler zaten o tablo çıksın diye uğraşıyorlardı."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı