Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (2)

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (2)

"Kandil açıklama yapıyor 'Biz seçime kadar tehdit etmiyoruz', seçimden sonra edeceksin yani. Senin varlığın demokrasiye tehdittir"

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Kandil açıklama yapıyor, 'Biz seçime kadar tehdit etmiyoruz', seçimden sonra edeceksin yani. Senin varlığın demokrasiye tehdittir. Biz masaya oturuyoruz, senin belinden tabancan görünüyor. Açık tehdit yapıyorlar" dedi.

Akdoğan, Ülke TV'de yayınlanan "Gündem Özel" programında soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti'nin olmadığı bir ortamda Çözüm Süreci'nin de olmayacağını ifade eden Akdoğan, seçim sürecinde "Çözüm Süreci'ni sahipleneceğim" diyen hiçbir partinin çıkmadığını belirtti.

"Bizim meselemiz HDP'nin barajı geçmesine karşıtlık yapmak değil" diyen Akdoğan, AK Parti'yi devirmeye çalışan bir koalisyonun bulunduğunu, HDP'nin bunların amacına hizmet ettiğini ve kendisini kullandırttığını söyledi. Akdoğan, "Bu herhangi bir partinin barajı aşma meselesi değil, 'AK Parti'yi bir şekilde nasıl devirebiliriz' koalisyonunda kendisini kullandırtmalarıdır. Bizim eleştirdiğimiz bu" diye konuştu.

Akdoğan, partilerin barajı geçip geçmeyeceğine milletin karar vereceğini kaydederek, HDP'nin barajı geçmesi durumunda saygı duyacaklarını ancak geçmemesi durumunda da milletin iradesine saygı göstermeleri gerektiğine işaret etti.

HDP'nin tehditkar söylemler kullandığına dikkati çeken Akdoğan, "Ortada bir siyasi denklem var. Bu denklemde HDP'ye yüklenen bir misyon var. Biz onu eleştiriyoruz. Bu açıdan ben 'HDP'nin barajı geçmemesi süper olur' derken şunu kastediyorum; biz mümkün olduğu kadar çok milletvekiline sahip olmalıyız ki anayasayı değiştirmeliyiz. Çözüm Süreci de bu bağlamda ivme kazanır. 'Anayasayı değiştireceğiz' diyen başka bir parti var mı?" diye sordu.

- "En çok saldırıya maruz kalan AK Parti'dir"

Akdoğan, HDP'nin Türkiye partisi olmasını istediğini ve başından beri bunu desteklediğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Ortada bir terör örgütü, elinde silah olan bir adam var. Hem bu silahlı yapı güç kazanacak hem de siyasi yapı güç kazanacak. Bunun sentezi, birleşimi başka bir takım komplikasyonlar meydana getirir. Kandil açıklama yapıyor 'Biz seçime kadar tehdit etmiyoruz', seçimden sonra edeceksin yani. Senin varlığın demokrasiye tehdittir. Biz masaya oturuyoruz, senin belinden tabancan görünüyor. Açık tehdit yapıyorlar. Dün Şırnak'ta 2 kişi öldü. Mayısın ilk 3 haftasında 96 defa AK Parti binaları, otobüsleri, adayları saldırıya uğradı. En çok saldırıya maruz kalan AK Parti'dir."

HDP'nin terör örgütünün vesayeti altında olduğunu vurgulayan Akdoğan, "Aday listeleri bile Kandil'de belirleniyor. En ufak laf söylediklerinde Kandil'deki adam fırçayı basıyor. Kendi iradesini kullanamayan bir yapının güçlenmesi, demokrasinin güçlenmesi anlamına gelmiyor. İlk defa siyaset kurumu şantaja açık hale geldi ve terörize edildi. DHKP-C'ye 'bizi destekliyor' diyerek teşekkür eden bir genel başkan yardımcıları var. Böyle bir şey olabilir mi? bu yüzden ben bunu mahzurlu bir yapı olarak görüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Akdoğan, "HDP, insanlar üzerinde kendisinin barajı aşması gerekliymiş gibi hissettiriyor? Siz ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yanıtlarken, bunun yanlış bir psikoloji olduğunu ve HDP'nin Türkiye'deki bazı aydın kesim tarafından desteklendiğini söyledi.

- "Dağdan gelmiş bağdakini susturmaya çalışıyor"

Çözüm Süreci'ni insanları kucaklamak için gerçekleştirdiklerini anlatan Akdoğan, bu süreci bin yıllık kardeşlik hukukunun gereği olarak gördüklerini bildirdi.

Akdoğan, HDP'nin hiçbir eleştiriyi kabul etmediğine de işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bunların yanlışlarını eleştirdiğiniz zaman sanki Kürtleri eleştiriyorsunuz veya Kürt meselesinin çözümüne karşıymışsınız gibi takdim ediyorlar. Kürt meselesinin çözümü için 30 yıldır uğraşıyorum, ne yapıldıysa biz yapıyoruz. O yüzden bizim bunların yanlışlarını eleştirmemiz lazım. Yoksa bir esaret düzeni kuruyor bunlar, ceberut, hastalıklı bir yapı var. Bunlara biz Kürtleri terk edemeyiz. Dağdan gelmiş bağdakini susturmaya çalışıyor. Bakın bunlar Kobani’de PYD diye bir şey mi vardı. Orada küçük küçük Kürt gruplar vardı. Araplar vardı. Türkmenler vardı. Kandilden silahlı adamlar getirdiler hepsini kaçırttılar, sindirdiler ve üzerlerinde baskı kura kura bir yapı oluşturdular.”

“Sanıyorlar ki 100 yıldır PYD diye bunların oradaki uzantısı partisi vardı. Sanki bunlar birden bire orada hakimiyet kurdular, öyle bir şey yok” diyen Akdoğan, Kobani ile Aseki arasında kalanlar ile kendilerine tabi olmayan Kürt aşiretlerinin ve ailelerinin kaçırtılmaya çalışıldığını söyledi. Böylece orada hakimiyet kurmak istediklerini anlatan Akdoğan, bunu Güneydoğu’da da  denediklerini, farklı olan Kürtlerin bölgeden uzaklaştırılmak istendiğini ve göçe zorlandığını vurguladı.

6-7 Ekim olaylarında da böyle bir durum yaşandığına işaret eden Akdoğan, şöyle devam etti:

"Batıda bir takım partiler var faşist, kafatasçı, şiddet çağrısı yapan. Orada bir yere kadar tolere ediyorlar. Yani şiddet çağrısı fiili bir pratik bir şeye yansıyana kadar tolere ediyorlar. ‘Sapkın bir düşüncedir ama idare edelim’ diyorlar. Ama şiddet çağrısı yaptığında bu zihniyet bir şekilde, başka bir ayrımcılığa dönüşmeye başladığında bakın, batıda bu partiler yavaş yavaş devre dışı bırakılıyorlar. Bunlarda bu şiddetle iç içe geçme bu etnik milliyetçiliği diğerini dışlamaya dönük bir anlayışa hatta kendinden olmayan Kürtleri dışlamaya dönük bir yaklaşım olarak baktığımızda çok farklı bir yapı değil bu."

(sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı