Başbakan Yardımcısı Akdoğan (2):

Başbakan Yardımcısı Akdoğan (2):

"Gelinen noktada, hükümetimiz hazırladığı güvenlik paketiyle 'çözüm süreci ve güvenlik, bu ikisi bir arada gitmek zorundadır'

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, hükümetin, hazırladığı güvenlik paketiyle "çözüm süreci ve güvenlik, bu ikisi bir arada gitmek zorundadır" mesajını verdiğini belirterek, "Çözüm sürecinde öncelikli gündem maddemiz kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu olmadıktan sonra hiçbir şey konuşmayız. Önce kamu düzeni ve güvenliği tesis edilecek. Çünkü, bölgede bu süreci suistimal edenler oldu, güvenlik açığı meydana getirenler oldu" dedi.

Akdoğan, partisinin Gölbaşı İlçe Teşkilatı Danışma Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, çözüm sürecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu vizyon belgesinde de Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ortaya koyduğu hükümet programında da en önemli konulardan biri olduğunu vurguladı.

Bunun, çok kolay başlayan bir süreç olmadığına, hükümetin büyük siyasi riskler aldığına işaret eden Akdoğan, yıllarca Türkiye'de terör üzerinden siyasetin baskı altına alındığını, sivil siyasetin etkisizleştirildiğini, binlerce insanın hayatını kaybettiğini ve yüzlerce milyar dolar kaynağın heba olduğunu anlattı. Bu süreçte, Türkiye'nin baskılandığını ve zayıf bırakıldığını ifade eden Akdoğan, sorunun Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü tehdit eder boyuta geldiğini, beka sorununun ortaya çıkmaya başladığını, toplumda ayrışmanın tetiklenmeye çalışıldığını kaydetti.

Kendilerinin ise "Çözümsüzlük çözümdür şeklinde bir politikayı kabul edemeyiz. Kafamızı kuma gömemeyiz" dediklerini ifade eden Akdoğan, "Varsın olsun, her yıl şu kadar şehit verelim, bu kadar milyar dolar para harcayalım ama bu sorunu idare edip gidelim" demediklerini, statükoya teslim olmayarak, meseleyi ele aldıklarını belirtti.

Akdoğan, şöyle devam etti:

"'Bu bizim kendi iç meselemizdir, kendi gücümüzle, imkanlarımızla bu sorunu aşabiliriz' dedik. Bunun üzerine çeşitli süreçler başlatıldı. İşte milli birlik ve kardeşlik süreci, demokratik açılım süreci, farklı farklı süreçler ve hep sabote edildi. Dış güçler tarafından sabote edildi. Terör örgütü tarafından sabote edildi. Siyasetin güç kazanmasını istemeyenler tarafından, vesayetçi odaklar tarafından sabote edildi ve gelinen noktada 2 yıldır çözüm süreci var. Gayet güzel bir şekilde ilerleyen süreç, en son Kobani olayıyla tekrar bir türbülansa sokulmak istendi. Şehirler karıştırıldı, şiddet ve vandalizm birçok insanın hayatını kaybetmesine, iş yerlerinin, okulların yakılmasına sebep oldu.

Gelinen noktada, hükümetimiz hazırladığı güvenlik paketiyle 'çözüm süreci ve güvenlik, bu ikisi bir arada gitmek zorundadır' mesajı verdi. Çözüm sürecinde öncelikli gündem maddemiz kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu olmadıktan sonra hiçbir şey konuşmayız. Önce kamu düzeni ve güvenliği tesis edilecek. Çünkü, bölgede bu süreci suistimal edenler oldu. Güvenlik açığı meydana getirenler oldu. Bölge halkını bir şekilde zulüm ve baskıyla sindirmek isteyenler oldu. 'Bunlara geçit veremeyiz' dedik ve yeni bir takım tedbir paketlerini şu gündemimize aldık. "

- "Vatandaşımızı hiçbir terör örgütüne kurban vermeyiz"

Akdoğan, örgütün bu süreçte Kürtler'e çok zulüm ettiğini, Kürt işadamlarının makinalarını yaktığını, yol kestiğini, haraç aldığını, Kürt çocuklarının gittiği okulları yaktığını anlatarak,  Kobani bahanesiyle yüzlerce okulun ateşe verildiğini söyledi. 

Türkiye'ye sığınan Suriye vatandaşlarının sağlık yardımı aldığı dispanserlerin, kütüphanelerin yakıldığını belirten Akdoğan, bunun barbarlık ve cehalet örneği olduğunu ifade etti.

Akdoğan Terör örgütünün, bölge insanına son dönemde çok zulüm ettiğini belirterek, "Biz kendi vatandaşımızı hiçbir terör örgütüne kurban vermeyiz. Onun bu şiddet ve zulmüyle baş başa bırakmayız. Bu yüzden her bir vatandaşımıza sahip çıkacağız, kim olursa olsun. Bölge insanına sahip çıkmak, kamu düzeni ve güvenliğini sağlamak şu anda öncelikli gündem maddemizdir" diye konuştu.

- "Bu tedbirlerin hiçbiri Türkiye'yi geri götürmeyecek"

Akdoğan, güvenlik paketi gündeme gelince "Türkiye otoriterleşiyor mu? Türkiye geriye mi gidecek?" denildiğine işaret ederek, "Bu tedbirlerin hiçbiri Türkiye'yi geri götürmeyecek, eski Türkiye'ye götürmeyecek, AB standartlarının gerisine götürmeyecek" dedi.

 AB ülkelerinin hepsinde polisin gözaltına alma yetkisi olduğunu, ancak Türkiye'de olmadığını anlatan Akdoğan, "Adam uyuşturucuyu arabaya koymuş, götürüyor, siz aracın kapağını açıp, arayamıyorsunuz" ifadesini kullandı.

- "Onu da kaybettiler"

"Bu tedbirleri devlet almak zorundadır ve dediğim gibi bunların hiçbiri AB standartlarının gerisinde bir durum üretmeyecektir" diyen Akdoğan, şöyle devam etti:

"Tabii, birtakım mazeretler ürettiler. Baktılar ki ortalığı yakıp, yıktılar, bir sürü insan hayatını kaybetti, 'Çıkmaz sokağa girdik ve orada tosladık. Buradan nasıl geri döneceğiz? Toplumsal çok ciddi bir tepki var'... İşte Cumhurbaşkanlığı sürecinde bir sempati oluşturdular, yüzde 10 oy aldılar, onu da kaybettiler. Buradan çıkmak için bir yol arıyorlardı, Öcalan bunlara bir mektup gönderdi, ortalıkta debelenenlere bir ip atar gibi, oradan şimdi 'U' dönüşü yapmaya çalışıyorlar, ortaya mazeretler atıyorlar. Neymiş efendim, 'Cumhurbaşkanı PKK ile IŞİD aynıdır' demiş, bu bölgede duygusal kırılma meydana getirmiş. Hiçbir mazeret, hiçbir gerekçe, bu vandalizmin, bu barbarlığın, bu kadar insanın hayatına son vermenin mazereti olamaz. Bunlar boş laflar, şunu dedi, bunu dedi. Eskiden beri aynı bunları yapıyorlar. Ne zaman sıkışsalar, bir barbarlık yapsalar, 'Falanca siyasetçi şu cümleyi kurdu'... Siz de kurun. Birisi bir cümle kurdu diye... Siz de siyasetçi değil misiniz? Karşılık verin. Niye gidip ortalığı yakıp yıkıyorsunuz? Niye insanlara zulmediyorsunuz? PKK ile IŞİD bunların ikisi de terör örgütü değil mi? Eğer böyle bir terör örgütü yoksa, elinde silah olan, dağda dolaşan insanlar yoksa, karakola ateş etmiyorlarsa, yol kesmiyorlarsa, biz niye bu çözüm sürecini başlattık? Ortada bir terör örgütü var da buna son vermek için bu süreç diye bir şey var ortada. Yani PKK, Kanarya Sevenler Derneği mi? Bu süreç, PKK'yı meşrulaştırma süreci değil. Bu bir terör örgütüdür ve sürecin bir amacı da bu örgütün silah bırakmasını temin etmektir."

(Sürecek)

 

Kaynak:Haber Kaynağı