Başbakan Davutoğlu, Erzincan'da

Başbakan Davutoğlu, Erzincan'da

Davutoğlu: (2)

ERZİNCAN (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Halkına güvenen, halkıyla birlikte hareket eden bir siyasi yapıdan daha zengin hiçbir şey olamaz. Kendi halkını hareket ettirebilecek güce ulaşmış devletlerin ve onlarla bütünleşmiş devletlerin yapabileceği mucizeler; çok büyük doğal kaynaklara sahip ülkelerden çok daha fazladır"  dedi.

Davutoğlu, Erzincan'da Kule Park Sosyal Tesisleri'nde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi. 

Erzincan'ın son 12 yıl içinde çok ciddi yatırımları gördüğünü belirten Davutoğlu, "Bundan sonra da görecek. Gelirken istatistiklere baktığımda 5 milyar Türk liralık, eski şeyle 5 katrilyonluk yatırım görmüş Erzincanımız. Daha fazlasını hak ediyor. İnşallah çok daha fazlasını yapacağız" açıklamasında bulundu.  

Kentten 2002'de yapılan toplam ihracatın 394 bin dolarken, bu rakamın şimdi ise 7,3 milyon dolara ulaştığının altını çizen Davutoğlu, ihracatın 20 misli arttığını söyledi.  

Başbakan Davutoğlu, 16'ncı, 17'nci yüzyılın ortalarında 500 dükkanın olduğu Erzincan'a bu ihracatı yeterli görmediğini belirtirken, tüm işadamlarının ve sivil toplum temsilcilerinin omuz omuza vererek, Erzincan'ın bir lojistik merkez niteliğine dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti. 

Erzincan'dan İç Anadolu'ya ve Karadeniz'e ulaşmanın kolaylığına değinen Davutoğlu, Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'nda Erzincan'a asker sevkiyatını Niğde Ulukışla üzerinden yaptığını anlattı.

Askerlerin Ulukışla'dan Erzincan'a yürüyerek geldiklerine işaret eden Davutoğlu, "Şimdi inşallah Sivas-Erzincan hızlı trenini de en kısa sürede tamamladığmıız zaman, ecdadı bir kez daha yad edeceğiz" dedi.

Kentin tarihi önemine değinen ve Erzincan'ın Mezepotamya'nın, İç Anadolu'nun, Karadeniz'in kesiştiği yerde bulunduğunu belirten Davutoğlu, kentin ayrıca doğu-batı ve kuzey-güney aksında ulaşımın da merkezinde konumunda bulunduğunu söyledi.    

Erzincan'ın bu özelliğinin sonuna kadar değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Çevremizdeki bütün şehirler, bu anlamda kendisine özel bir misyon yüklemeli ve yeni dönemde inşallah, Asya'dan Avrupa'ya gidecek olan hızlı tren bağlantısıyla İpek Yolu'nun bu sefer Erzincan'dan aynı güçle gitmesini istiyoruz" diye konuştu.

-"Erzincan, önemli sanayi şehri haline de dönüşecek"-

Ulaştırma alanındaki yatırımlara değinen Başbakan Davutoğlu, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. 

Davutoğlu, Erzincan'ın da bu hizmetlerden istifade ettiğinin altını çizerken, şöyle konuştu:

"Ulaştırmada 8 bin 377 yolcu varmış 2002'de, şimdi 281 bin yolcu var Erzincan'da bir yıl içindeki yolcu sayısı. Bu da şunu gösteriyor ki Erzincan'da belli bir dinamizm var. Bir istihdam alanı oluşuyor. Et ve Süt Kurumu'nun 65 milyon liralık beyaz et entegre tesisi ve benzeri tesislerle inşallah Erzincan önemli sanayi şehri haline de dönüşecek. 'Etrafı dağlık, ortası bağlık' diyerek bir tarım şehri olan Erzincan, aynı zamanda bir ulaştırma hatlarının merkez şehri ve bir sanayi şehri olma özelliğine de sahip. Dolayısıyla Erzincanlıları büyük görevler bekliyor, inşallah bunları hep birlikte gerçekleştireceğiz ve Erzincan'ı yükselen Türkiyemizin önemli merkezlerinden biri haline getireceğiz. Herbir şehrimizin yükselen Türkiye'de kendine bir rol biçmesi lazım. Tanımlaması lazım. Ben 'Yeni Türkiye' kavramı ile ifade edilen Türkiye'nin yeni döneminde 'nerede şehrimi görüyorum?' diye herkesin kendisine sorması lazım."

-"Devletin planlamalarıyla milletin iradesi buluşmalı"-

Demokrasinin en önemli meziyetlerinden birisinin "devletin yaptığı planlamalarla milletin iradesinin buluşması" olduğunu vurgulayan Ahmet Davutoğlu, geçmişte devletin planlar yaptığını ancak bunların toplumla halkla buluşmadığı için kağıtta kaldığını anlattı. 

Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Şimdi bizim farkımız şu; hangi şehre gidersek gidelim, zihnimizdeki planlamayla o şehrin gerçeklikleri arasında bir itribat kurabiliyoruz ve en önemlisi o şehrin insanlarıyla bir gönül irtibatı kurabiliyoruz. O zaman ölçek büyümeye başlıyor. Şehir ölçeğinde düşündüğünüz hususlar, ülke ölçeğine yansıyor. Türkiye için biçtiğiniz roller, çevre ülkelere Ortadoğu'ya, Balkanlar'a, Orta Asya'ya, Kafkaslar'a, Akdeniz'e, Karadeniz'e yansıyor. Sonra da bütün dünyaya yansıyor. Onun için, biz bir taraftan Türkiye'de demokratikleşme, özgürlüklerin yayılmasıyla, millet iradesini hakim kılarken bir taraftan da dünyada vicdanın sesi olduk, olmaya da devam edeceğiz."

-G20'de Türkiye'nin dönem başkanlığı-

Geçen hafta G20 Zirvesi için Avustralya'da olduğunu hatırlatan Davutoğlu, 1 Aralık'tan itibaren dönem başkanlığının Türkiye'ye geçeceğini bildirdi.

Davutoğlu, üzerinde durdukları en önemli hususlardan birinin "Küresel ekonomik kriz sonrasında en az gelişmiş ülkelerle, gelişmiş ülkeler arasındaki farkın nasıl kapatılacağı" hususu olduğunu belirtti.

"Biz Türkiye olarak yeni dönem başkanlığında bu farkın kapatılmasını temel hedeflerimizden biri haline getiriyoruz" diyen Davutoğlu, "Eğer dünyada bir gün adalet olacaksa ve Erzincan'da gördüğümüz bu huzur ortamı, Türkiye ve diğer yerlere yayılacaksa burada bu ekonomik adaletsizliklerin giderilmesi şart. Vicdanın sesi olmak durumundayız ve vicdanın sesi olmaya devam edeceğiz" diye konuştu. 

Nerede bir şekilde mağdur olmuş, hakları gasp edilmiş ya da "bize yardım edecek kimse yok mu?" diye bir soru soran varsa Türkiye Cumhuriyeti'nin o kesimlerin yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Somali'deki mazlumların da ki ne zor şartlarda oraya gidildiğini hepiniz hatırlarsınız ekonomik imkanlar bakımından bebeklerin gözümüzün önünde susuzluktan vefat ettiği Somali'dekilerin sahibi de Afrika'da ki nüfusun beşte biri elektriği tanımıyor, enerji imkanına sahip olmayan o nüfusların da toplum kesimlerinin de sözcüsü olacağız. Bağdat'a ve Erbil'e gittim. Dünyanın belki de en şanslı ülkelerinden biri Irak'tır. Kendilerine de söyledim. Ortadoğu'ya baktığınızda, bazı ülkelerde nüfus kuvvetli, çok geniş bir insan kaynağı var ama doğal kaynaklar zayıf, Türkiye gibi Mısır gibi. Bazı ülkelerde doğal kaynak çok ama insan kaynağı az, Körfez ülkeleri gibi ama Irak'ta hepsi var. Hem insan kaynağı var, 35 milyona yakın ciddi bir nüfus, hem en önemli tarım havzası üzerinde hem de dünyanın en zengin petrol ve doğalgaz ülkesi ama bakıyorsunuz Irak'ta huzur yok. Bu imkanları birleştirseler, dünyanın yükselen gücü olacaklar. İnşallah da birleştirirler."

Davutoğlu, Türkiye'nin her zaman Irak'ın yanında olacağını bildirdi. 

"Bizim bundan çıkarmamız gereken ders şu; zenginlik petrolde, zenginlik doğalgazda, zenginlik başka imkanlarda değil. Zenginlik insanın ta kendisinde, içinde ve en büyük zenginlik insan zenginliği" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Halkına güvenen, halkıyla birlikte hareket eden bir siyasi yapıdan daha zengin hiçbir şey olamaz. Kendi halkını hareket ettirebilecek güce ulaşmış devletlerin ve onlarla bütünleşmiş devletlerin yapabileceği mucizeler; çok büyük doğal kaynaklara sahip ülkelerden çok daha fazladır" dedi.

Suriye ve Irak halkının büyük acılar içinde olduğunu hatırlatan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Mesele şu; halkın kendisini siyasi yapıda ifade edememesi. Halkı idare etme iddiası ile yola çıkanların zihninde bir vizyon olmaması. Etnik ve mezhebi farklar yüzünden vatandaşlık kimliğinin zayıflaması ve Suriye'de de Irak'ta da herkesin etnik, mezhebi veya dini kimliğine sığınarak sadece onlarla beraber bir hayat planlaması. İşte Türkiye'nin farkı burada" diye konuştu.

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı