Başbakan Davutoğlu canlı yayında

Başbakan Davutoğlu canlı yayında

Davutoğlu: (5)

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Avrupa Birliği Bakanlığı bu açıdan bir yüzleşme bakanlığıdır. Avrupa Birliği tarafından da böyle. Türkiye'yi eleştiren, Türkiye'de özgürlüklerin olmadığını iddia eden bazı bakanlar karşılarında HDP'li bir bakanla temas kuracaklar. Bu da tecrübe edilecek. Avrupa Birliği açısından da bir sınamadır bu. Acaba Avrupa Birliği ülkelerinin hangisinde bu görüşleri olan siyasal bir hareket temsil makamına getirilmiştir. Türkiye'deki demokrasinin düzeyini ve seviyesini de Avrupalılar görmüş olacaklar. Ben onu görmelerini istedim. Türkiye'ye tepeden bakan Avrupalıların, gerektiğinde Türkiye'de en aykırı görüşlere sahip bir partinin temsilcisinin ülke temsili görevine verilebileceğini görmeleri lazım. HDP için de Avrupa Birliği için de bir sınamadır" dedi.

Davutoğlu, Haber Türk Televizyonunda katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

HDP'li iki milletvekiline Avrupa Birliği ve Kalkınma Bakanlığı görevlerinin neden uygun görüldüğü yönündeki soruya Başbakan Davutoğlu, "Adalet herşeyi hakkettiği yere koymaktır, hakkettiği değeri vermektir" yanıtını verdi. 

Kendisinin HDP ile koalisyon yapmayı arzu etmediğini ve etmeyeceğini ancak seçmenlerine saygısının sonsuz olduğunu aktaran Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başbakan olduğumda Başbakanlık binasında kabul ettiğim Demirtaş ile 7 Ekim'de halkı isyana teşvik eden Demirtaş arasında farkı gördüğümde, HDP'nin ve onun siyasi liderliğinin zihinlerinde barış değil, çatışma ve şiddet olduğunu acı bir tecrübeyle görmüş olduk. Aradaki muazzam farkı. Bir sene içinde hep bunları yaşadık. Bir tarafta barış oyunu oynayan diğer tarafta hemen şiddete temayül gösteren, boşluk bulduğu anda terörü teşvik eden hukuk devleti kuralları dışına çıkıp, kendi hukukuna neredeyse dayatmak için çaba sarfeden bir anlayışın görünen yüzü. Normal şartlarda dediğim gibi, bu anlayışlar giderilmedikçe, barışçıl ve demokratik bir siyasete geçilmedikçe bizim onlarla işimiz yoktur."

Ceylanpınar'da iki polisin "alçakça" şehit edildiğinde açıklama yapmaktan çekinenlerin şimdi açıklama yaptıklarına dikkate çeken  Davutoğlu, insanların zihniyetinin belli noktalarda dönüşüme uğraması için illa güç mü görmesi gerektiğini belirtti. 

7 Haziran'dan sonra HDP'nin benimsediği siyaseti, bazı HDP'li milletvekillerinin özellikle de silah taşıma dahil PKK terör unsurlarıyla diyaloglarını açıkça dile getirmelerini, Türkiye'yi "yüzsüzce" Avrupa'da şikayet etmeleri yönündeki tavırlarının kabul edilemeyeceğini belirten Davutoğlu, ancak HDP seçmenine duydukları saygıda kusur etmediklerini vurguladı. 

Davutoğlu, bugün HDP'ye oy verenlerin yarın kendilerine ya da başka bir partiye oy verebileceklerine işaret ederek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştirirken MHP seçmenine de saygıda kusur etmediklerini bildirdi. 

HDP'nin üslubunun, seviyede takındığı tutumun, Türkiye'yi bir kardeş kavgasının eşiğine getirdiğini ifade eden Davutoğlu, HDP'nin PKK terör örgütü yapılanmasından bağımsızlığını ilan edemediğini, o vesayetten kurtulamadığını söyledi. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasanın bir zorunluluğu olarak HDP'den 3 milletvekiline teklifte bulunduklarını ve 2 milletvekilinin kabinede yer aldığına dikkati çekerek, milletvekillerinin kendisinin bakanı olacaklarını ve Anayasadaki zorunluluk gereği birlikte çalışacaklarını bildirdi. 

Davutoğlu, HDP'li milletvekili Levent Tüzel de kabul etseydi ona da başka bir bakanlık düşündüğünü ancak şu anda bunu dile getirmenin doğru olmayacağını vurguladı. 

- HDP ve Avrupa Birliğine bir sınama

"Taç giyen baş uslanır" sözünü söyleyerek tecrübenin en iyi öğretmen olduğunu anlatan Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanlığını üstlenen HDP'li milletvekilin dikkat etmesi gereken hususları şu şekilde sıraladı:

"Avrupa Birliği Bakanlığı dış temsil yönü de olan ama Türkiye'deki demokrasi anlamında da bir referans ölçüsü olması gereken bir bakanlık. Yani Avrupa Birliği Bakanlığı yapan arkadaşımız bu zeminde Türkiye Cumhuriyeti devletinin temsilcisi olarak Avrupa'da bulunacak ve onu açıkça ifade ediyorum, bu temsili unutmaması gerekir. Seçerken Anayasal zorunluluk var fakat yürütürken bu hükümetin iç disiplinine özen gösterecek. Dolayısıyla ben Ali Haydar beyin burada herhangi bir şekilde yurtdışında temsil anlamında bir zaafı oluşturmayacağını ümit ediyorum kendi açısından. Brüksel'e gittiğinde eminim bölücü terör örgütünün eylemlerini savunamaz ve o savunmadığı için de HDP'liler onu eleştiremez ya da 'Türkiye'deki anayasal düzen yerine şu düzen gelmelidir' gibi bir fikri ortaya koyamaz. Bunlar tabi tecrübeyle hep beraber göreceğiz. 

Avrupa Birliği Bakanlığı bu açıdan bir yüzleşme bakanlığıdır. Avrupa Birliği tarafından da böyle. Türkiye'yi eleştiren, Türkiye'de özgürlüklerin olmadığını iddia eden bazı bakanlar karşılarında HDP'li bir bakanla temas kuracaklar. Bu da tecrübe edilecek. Avrupa Birliği açısından da bir sınamadır bu. Acaba Avrupa Birliği ülkelerinin hangisinde bu görüşleri olan siyasal bir hareket temsil makamına getirilmiştir. Türkiye'deki demokrasinin düzeyini ve seviyesini de Avrupalılar görmüş olacaklar. Ben onu görmelerini istedim. Türkiye'ye tepeden bakan Avrupalıların, gerektiğinde Türkiye'de en aykırı görüşlere sahip bir partinin temsilcisinin ülke temsili görevine verilebileceğini görmeleri lazım. HDP için de Avrupa Birliği için de bir sınamadır. HDP için de Avrupa Birliği için de. Bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik standardından artık kimsenin şüphe etmemesi lazım."

- "Doğan, sivil toplum içinden gelen değerli bir milletvekili"

Kalkınma Bakanlığına HDP'li Müslüm Doğan'ın atanmasına ilişkin de Davutoğlu, Doğan'ın sivil toplum içinden gelen değerli bir milletvekili olduğunu söyledi. 

Barajlara yapılan saldırıları, kalkınma için yapılan büyük projelere HDP'nin nasıl bir tutum takınacağını 2,5 ayda daha iyi analiz edileceğini ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kendilerinden çıkan bir bakanın kalkınma projelerine verdiği desteğin yanında mı duracak yoksa bütün 'bu barajlar askeri baraj' diyen Demirtaş ve benzerlerinin zihniyetiyle mi hareket edecekler. Biz 12-13 yıl içinde Türkiye'nin her yerine kalkınma hamleleri yaptık. Onlar ise tırları yaktılar, şantiyeleri bastılar. Barajları yıkmaya kalktılar, oraya gelen, yatırımla gelen iş adamlarını korkutup kaçırdılar, orada yatırım yapan iş adamlarından haraç alıp, onları oradan sürmeye kalktılar. Şimdi kalkınma projeleri ve kalkınma ile ilgili hedefler onların bir arkadaşında. Görelim nasıl tavır takınacaklar.

Doğu ve Güneydoğu'daki aziz vatandaşlarımıza, 'biz her ne kadar Kalkınma Bakanlığı'nı almışsak da bu bölgenin kalkınmaması için 'barajları da yıkarız, tırları da yakarız, şantiyeleri de basarız' mı diyecekler, yoksa dönüp PKK'ya 'yeter yaptığın bu ülkenin kalkınması artık bizim elimizde çek şu eşkıyalarını' diyebilecek cesareti gösterebilecekler mi? İşte bir sınama. Göreceğiz bu 2,5 ayda takınacakları tavır gerçek demokrasi mi istiyorlar, şiddetle Türkiye'de bir kardeş kavgası mı çıkarmak istiyorlar, onu göreceğiz."

- "Anayasal zorunluluk"

Avrupa Birliği Bakanlığı konusunda Türkiye'yi yurt dışında anlatırken çizgi dışına çıkmamaları gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Ben başbakanım. Bu bakanların buraya gelmesi anayasal bir zorunluluktur ama burada görev yaparken Türkiye Cumhuriyetinin ve milletin temsili bağlamında bizi zora sokmayacak bir tavır takınmaları görevlerinin gereğidir. Yani eşit düzeyde değiliz. Bu görev başbakan olarak bendedir, Türkiye'yi rencide edecek hiçbir söze hiç bir tavra tahammül de gösterilmeyeceğini bilmeleri lazım. Bu arkadaşlarımızı da ona göre seçtim" diye konuştu. 

HDP'li bir milletvekilinin kaymakamlıktan geldiğini, devlet tecrübesi olduğunu, diğerinin ise sivil toplum içinde yer aldığını söyleyen Davutoğlu, halkla içice olduklarını ifade etti. Davutoğlu, HDP'li bakanların, Türkiye'yi rencide edecek bir tavrın içine gireceklerini düşünmediğini söyledi.

Sürecek

AA

Kaynak:Haber Kaynağı