"Barış sürecine son nokta konulmuş oldu"

"Barış sürecine son nokta konulmuş oldu"

Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayyar Arı- "Artık barış sürecindeki tartışılan ve sonuca varılması beklenen konulara son nokta konulmuş oluyor"- "İsrail artık homojen bir ırkçı devlet oluşturmaya çalışıyor ve ülkesindek

ANKARA (AA) - MELTEM BULUR - Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayyar Arı, İsrail Meclisi'nde dün onaylanan "Yahudi ulus devlet" yasası ile Orta Doğu barış sürecindeki tartışılan ve sonuca varılması beklenen konulara son nokta konulmuş olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Arı, söz konusu yasaya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Söz konusu yasanın 2011'den bu yana birçok kere konuşulduğunu ve üzerinde değişiklik yapıldığını hatırlatan Arı, özellikle Netanyahu döneminde çok öne çıkan, İsrail'in Yahudi devlet olduğuna ilişkin tutumun temel yasa olarak girdiğini ifade etti. İsrail'de anayasa hükmünde çok sayıda temel yasa olduğunu belirten Arı, ulus devlet yasasının da bunlara eklendiğini ifade etti.

Yahudi ulus devlet yasasının özünün önemli olduğunu vurgulayan Arı, Netanyahu'nun iş başına geldiğinde İsrail'in bir Yahudi devlet olarak tanınması gerektiğini vurguladığını aktardı.

Filistinliler'in zaten Oslo sürecinde İsrail'i, İsrail'in de Filistin Kurtuluş Örgütü'nü Filistin temsilcisi olarak tanıdığını, yani karşılıklı bir tanıma süreci yaşandığını hatırlatan Arı, ancak bu yasanın yeni bir süreç olduğunun altını çizdi.

Söz konusu yasanın, İsrail'in "bir Yahudi devleti" olduğunun baştan tanınmasını istediğini dile getiren Arı, şöyle devam etti:

"Bugün de bunun yasalaşmasıdır. İsrail artık homojen bir ırkçı devlet oluşturmaya çalışıyor ve ülkesindeki tüm Araplara İsrail'in Yahudi devlet olduğunu kabul ederek orada kalabileceklerini söylüyor. Çünkü, bugüne kadar resmi dil olan Arapçayı ikincileştirmiş durumda. Artık İsrail'in resmi dili İbranice ve dolayısıyla ülkedeki İsrail vatandaşı olan 2 milyona yakın Arap da 2. sınıf insanlar haline gelmiş oldu. Çünkü yaklaşık 9 milyon nüfusa sahip devletin yüzde 20'ye yakını Arap asıllı. Yani oradan zamanla göçmemiş, kalabilmeyi başarmış Arapların çocukları bunlar. Onların pozisyonu şu anda tartışmalı."

- "Son nokta konulmuş oluyor"

Yasada İsrail toprağının Yahudi halkın tarihi toprağı olduğunun vurgulandığını söyleyen Arı, bu toprağın neresi olduğunun ise belirsiz olduğunu kaydetti. Arı, "İsrail toprağı" kavramına pek çok yerin girebileceğine dikkati çekerek, onlar tarafından "vadedilmiş topraklar"ı içine de alacak şekilde tanımlanabildiğini belirtti.

Devletin adının İsrail olduğunun özellikle vurgulandığını anlatan Arı, "Böylelikle artık barış sürecindeki tartışılan ve sonuca varılması beklenen konulara son nokta konulmuş oluyor." diye konuştu.

Yahudi ulus devlet yasasında devletin tüm Yahudi göçmenlere açık olduğu, Batı Şeria'daki yerleşim yerlerinin güçlendirileceğinin ifade edildiğini söyleyen Arı, bunların da ötesinde kendi kaderini tayin hakkının sadece Yahudilere ait olduğunun ifade edildiğini söyledi. Arı, şöyle devam etti:

"Tüm bunlardan bu saatten sonra şunu anlıyoruz. İsrail artık bir barış süreci istemiyor. Konuşulacak konu da kalmıyor. Çünkü kapıyı kapatmış oluyor. Her biri tartışmalı konular. Biz bunlara nihai statü konuları diyoruz. Zaten bunları kendi adına kapatmış olduğu için barışın konuşulacağı bir ortam da kalmamış oluyor. Çünkü mesela kendi kaderini tayin hakkının sadece Yahudilere bırakılması iki devletli çözümü ortadan kaldıran bir şey. İki devletli çözüm olabilmesi için Filistinlilerin de kendi kaderini tayin hakkının olması lazım. O zaman bu, İsrail ikinci bir devlete izin vermeyecek anlamına geliyor."

- "Bu bağımsız ve ırkçı bir yasadır"

İsrail içinde sürgünde bir Filistinli toplumu olacağını vurgulayan Arı, Arap nüfusa ya "nereye giderseniz gidin" ya da "İsrail devleti içinde kimliksiz yaşamaya devam edin" seçenekleri sunulduğunu söyledi. Arı, "Bu acımasız ve ırkçı bir yasadır. İsrail bu yasayla bir apartheid devlet haline geliyor ve dünyada tek örnek olacak. Otoriter ve ırkçı Yahudi devletiyle karşı karşıyayız." dedi.

Son zamanlarda ABD yönetiminin de buna tam destek verdiğini söyleyen Arı, bu sürecin arkasında ABD desteği ve bazı Arap ülkelerinin olduğu ihtimaline yönelik düşüncesini dile getirdi. Arı, "Arap ülkeleri zannediyorum Filistin meselesinden kurtulmak istiyorlar, İsrail ile tam bir dayanışma içinde olmak istiyorlar ve ABD onlara bölgede ancak bu şekilde yaşama şansı vermiş gözüküyor. Maalesef onlar kendi gelecekleri için Filistin'in geleceğini feda etmiş gibi görünüyor. Davaya ihanet etmiş olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz." şeklinde konuştu.

Yeni projenin Mahmud Abbas'a kabul ettirilmeye çalışıldığını ve bu nedenle çok kötü bir süreçten geçildiğini anlatan Arı, Filistinlilerin şu anda sahipsiz olduğunu, sadece Türkiye'nin sahip çıkmaya çalıştığını anlattı.

Kudüs'ün Müslümanların mahremi olduğunu ve bu ortak meseleye herkesin sahip çıkması gerektiğini kaydeden Arı, bu ağır yükün sadece Türkiye'nin sırtına yüklenemeyeceğinin altını çizdi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :