BARCIN YAYLASINDAN MELAS VADİSİNE

Seçim filan derken yazı konusundanda epeyce tembellik ettim, daha doğrusu tembellik hakkımı kullandım. Bu ara kamp yapamasak bile her pazar bir yerlerdeydim. Nisan ayı gelip sıcaklar çökmeye başlayınca nasıl koca yörüğü yayla tutarsa beni de yaylalar, dağlar çağırmaya başlar. Aslında kış-yaz hiç farketmez biz gezginler için. Karlı bir havada doğada yürümenin de ayrı bir keyfi vardır ama bu keyfi bu sene hiç yaşayamadık.

Kar ve yağmura hasret kalmamızın en olumsuz örneğini Barcın yaylasında gördüm.

Seçim günü oylarımızı erkenden verdikten sonra Barcın yaylasına doğru yola düştük. Yol boyu gözlediğim şey şuydu. Yağışlı yıllarda gür ve koyu yeşile bürünen tarlalarda otlar alabildiğine cılızdı. Toprağın rengini bile değiştirememişti bitki örtüsü. Hadim, Taşkent, Feslikan, Barcın”dan sonra Bolay yaylasında durduk. Çayın iki geçesi nisan ortalarına kadar bir çiçek bahçesine dönerdi. Kayalıkların arasında onca dolaşmamıza karşılık birkaç yabani laleden başka bir çiçek göremedik. Yağışlı yıllarda adam beli gibi sular akan pınarlar kurumuştu. Kuzey doğu tarafına doğru akıp, Çetmi yakınlarında çok güzel bir şelale oluşturan Bolay çayının da eski tadı yoktu.

İzmir”de oturup yaz aylarını Bolay yaylasında geçiren Murat arkadaşım bu sene erken gelmişti. Oy kullanmak için Bolay”a gitmek istiyordu ama arabası bozulmuştu. Muhtar adayı olan Ali arkadaşımı arayıp bir araba göndermesini istedik.

Önceki yıllar o yaylalarda birlikte epeyce fotoğraf çektiğimiz Hasan Beydilli epeyce üzüldü bu duruma. Hasan arkadaşımız hala dijitale geçmemekte inat eden ustalarımızdan biri.

Dağ yollarını aşıp Bolay, Çetmi  beldelerini geçip Alata yönüne saptık. Üç beldede seçim telaşı vardı. Bu yüzden hiçbirinde durmadık. Yöreye gelmişken Alata”daki Ağıl ardıcı çekmek istiyorduk. Müthiş bir rüzgar vardı ve insanı baya üşütüyordu. Görkemli asırlık ardıcı çektikten sonra bir tol bulup onun kuytusunda karnımızı doyurduk.

İki hafta önce yorucu ama en güzel çıkışlarımızdan birini Konya Loras Dağcılık ekibi ile yaptık. Doksan kişiydik ve firesiz tamamladık Melas vadisi yürüyüşünü.

Via Sebasta antik yolundan, Mehmet Gültekin ve elli arkadaşla  geçtiğimiz yazda yürüyerek geçmiş, Akseki taraflarında antik yolları takip ederek dört gün yürümüştük. Loras dağcılık 163 km. lik Melas vadisi yürüyüşlerini altı veya yedi etapta bitirmeyi planlıyor. İlk etabı Küpeli dağını aşarak 14 km.lik bir yürüyüşle tamamladık.

Zirveye doğru taş döşeli antik yoldan yürürken binlerce yıl öncesini düşünmeden edemiyor insan. O sarp yoldan kaç Roma lejyon askeri geçti, kaç yörük çarık eskitti, diye.

Bu bahar ilk kez Küpelinin zirvelerinde çektim bahar çiçeklerini. Navruz yoktu ama bol bol kardelen, çiğdem, nergis çektim.

Cumartesi günü ise İsmil”in karşısındaki lale bahçelerinde çiçeğe ve çiçek kokusuna doydum. Ankara”dan fotoğraf sanatçısı arkadaşım Ayşe Taşkın önderliğinde bir gurup fotoğraf sanatçısı arkadaş geldi. Bizde fotoğraf sanatçısı arkadaşım Ercan Duymaz ile İsmil”e gidip onlara katıldık. Bir fotoğrafçı için gerçekten doyumsuz saatler geçirdik lale tarlalarında.

İşletmenin ikramı saç böreklerini yedik, Urfa”lı işçelerin eş ve çocuklarının fotoğraflarını çektik. Siverekli genç bir anne mor poşusunu armağan etti bana. Genç anne ortaokulu bitirmiş, evin en büyük kızı olduğu için okuma şansı olmamış ama kitapları çok seviyormuş. Ona söz verdim lale tarlalarına bir daha gidişimde ona kitap götüreceğim.

zeki-oguz-(1)-006.jpg

zeki-oguz-(2)-006.jpg

zeki-oguz-(3)-006.jpg

zeki-oguz-(4)-004.jpg

zeki-oguz-(6).jpgzeki-oguz-(5)-002.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.