Bank Asya avukatının FETÖ davası

Bank Asya avukatının FETÖ davası

FETÖ'nün avukatlık yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Bank Asya ortakları avukatı Süleyman Taşbaş'ın "silahlı terör örgütü yöneticisi" olmak suçundan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) avukatlık yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Bank Asya ortakları avukatı Süleyman Taşbaş'ın "silahlı terör örgütü yöneticisi" olmak suçundan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.

İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen ilk duruşmaya, tutuklu sanık Süleyman Taşbaş ile avukatı katıldı.

Duruşmada kimlik tespitinin ardından savunma yapan Taşbaş, hakkındaki yöneticilik suçlamasını reddederek, soruşturma aşamasında etkin pişmanlıktan yararlanarak verdiği ifadesini tekrarladığını söyledi.

Sanık Taşbaş, 2013'e kadar manevi yönde yapılan sohbetlerin yerini siyasi sohbetlere bıraktığını, bu konuda şikayetini söyleyince ülke meselelerine duyarlılık gösterdikleri gibi cevaplar verildiğini söyledi. Bu dönemde kendisini yakın markaja alıp, ''şefkat tokadı yersin, ailenin başına bir şeyler gelir'' diyerek sindirildiğini savunan Taşbaş, söz konusu rahatsızlığının Bank Asya'da da yaşandığını, 2015 yılından itibaren sohbetlere katılmayı bıraktığını ve ByLock'u da sildiğini öne sürdü.

Taşbaş, ''Ciddi manada kandırıldığımı düşünüyorum, çok pişmanım. Bank Asya'daki davalar için kalabalık bir ekip kurdum. Ekipte profesörler, akademisyenler de vardı. Dava sürecinde 15 günde bir toplanıyorduk ve müzakere yapıyorduk. Hissedarlarla zaman zaman toplantı yaptım. Hissedarların tamamı konu mankeni idi, söz sahibi değillerdi. Bana rahatsızlıklarını dile getirdiler. 'Bankanıza sahip çıkın' dediğimde Ahmet Beyaz benim söylemimden rahatsız olmuştu.'' dedi.

Örgüt tarafından para yatırma talimatı verildiğinde, Bank Asya'dan çıkışı yapılan 3 kişi için 10 trilyon tazminat verilmesinin kendisini rahatsız ettiğini söyleyen Taşbaş, bu durumu da hissedarlara söylediğini ancak tartışma yaşanarak kavga çıktığını anlattı.

 

- ''Parası olan kaçtı, sohbete katılanlar tutuklandı''

Banka davasıyla ticari maksatla ilgilendiğini iddia eden Taşbaş, "Sürecin bu noktaya geleceğini bilseydim, söz konusu davalara bakmazdım. Başkalarının işlediği suçun cezasını çekmek istemiyorum. 15 Temmuz'dan sonra ekonomisi iyi olanların kaçtığını, sohbetlere katılanların ise tutuklandığını gördüm. Sohbetlere tamamen dini bir şey öğrenebilir miyim diye girdim. Bu süreç 2015'e kadar devam etti.'' ifadesini kullandı.

Sanık Taşbaş, etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde soruşturma sürecinde birden fazla ek ifade verdiğini ancak tahliyesine karar verilmediğini dile getirerek, şunları söyledi:

''Etkin pişmanlıktan yararlanmam gerekiyor. Verdiğim ifadeler nedeniyle 15 avukat tutuklandı. Bir sürü kişi soruşturuldu. Bank Asya'daki param icradan kaynaklıdır. İki tane Dijitürk üyeliğim vardı. Birini iptal ettim diğerine ise aboneliğim sürüyor. ByLock'u 27 Ağustos 2014'te 'Adil' kod adlı A.K. adlı şahıs yükledi. ByLock'ta avukatlar arasında bir program yüklendi. Günlük sohbetler, bazı avukat, hakim ve savcılar ile ilgili bilgiler ve örgüt elebaşısı Gülen'in beyanları paylaşılıyordu.''

Sanık Taşbaş'ın avukatı da söz alarak, müvekkilinin tahliyesini talep etti.

Mahkeme heyeti, mevut delil durumunu dikkate alarak sanık Taşbaş'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, eksiliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.

 

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, Twitter'da @bankasyaortak isimli kullanıcı adıyla bir hesap açıldığı ve bahse konu hesabın şüpheli Süleyman Taşbaş tarafından kullanıldığı ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı belirtilerek, paylaşımlar ile basın açıklamalarına yer verildi.

İddianamede, örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'in kamuoyuna 2014 yılında yansıyan "Bank Asya'ya para yatırın" talimatının ardından şüphelinin banka hesabında 15 Kasım 2014 sonrası 1 milyon 400 bin TL üzerinde artış olduğunun tespit edildiği vurgulandı.

Şüphelinin söz konusu hesabına para gönderenlerin büyük bir kısmı hakkında FETÖ'den soruşturma veya dava açıldığı anımsatılan iddianamede, FETÖ'ye iltisaklı olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Sürat Basım Yayın Reklamcılık Ve Eğitim Araçları Sanayii Ticaret Anonim Şirketinin şüpheli Taşbaş'a 2015 yılında 19 işlem ile toplamda 937 bin 511 TL para gönderdiği belirtildi.

Kaynak Holding'e kayyum atanan İmran Okumuş'un bir gazetede 20 Ocak 2016 yılında çıkan röportajına yer verilen iddianamede, Okumuş'un ''...Avukat Süleyman Taşbaş'a da 2015'te 1 milyon 55 bin lira para ödendi. Oysa ki Taşbaş'ın, 2015'te Kaynak Holding adına yürüttüğü hiçbir dava yok. Bu paraların, avukatlar üzerinden başka yerlere aktarıldığı düşünülüyor.'' şeklinde beyanının bulunduğuna yer verildi.

Şüpheli Taşbaş'ın ByLock programını kullanmadığını beyan ettiği ancak kullanımında bulunan telefonuna ilişkin incelemede, şüphelinin 27 Ağustos 2014 tarihinden itibaren FETÖ'nün ByLock programı için kiraladığı serverlarına toplam 171 bin 647 kez erişim yaptığının tespit edildiği vurgulandı. İddianamede, şüpheli Taşbaş hakkında diğer FETÖ şüphelisi avukatlar ile bir kısım tanıkların ifadelere de yer verildi.

 

- Beyanları ''etkin pişmanlık'' kapsamında değil

İddianamede, şüphelinin ifadesine yer verildi. Şüphelinin ilk başta hiçbir suçlamayı kabul etmediği ancak tutuklandıktan sonra müracaat ederek örgütün yapılanmasına ilişkin beyanda bulunduğuna dikkat çekilerek, ''Her ne kadar şüpheli Cumhuriyet Başsavcılığımıza ek müracaatında yapılanma içerisinde bir kısım kişilere ilişkin beyan ve açıklamalarda bulunmuş ise de ismini bildirdiği şüphelinin çoğuna yakınının ByLock kriptografik iletişim sistemini kullandıklarının belirlenmesi nedeniyle zaten tespit edildiği, diğer kişilerin tamamının da yakalanan ve hakkında soruşturma yürütülen kişiler olduğu, bildirdiği isimlerin tamamına yakınının kamuoyunca takip edilen kişiler olduğu'' ifadesine yer verildi.

İddianamede, şüphelinin örgüt yapılanmasındaki etkinliği dikkate alındığında, FETÖ/PDY’nin karanlık, gizli kalmış stratejik eylem ve işlemlerine ilişkin soruşturmanın genişletilmesine ve detaylandırılmasına yönelik hiçbir açıklama yapmadığı, bu yapılanmanın kumpas ve manipülasyon niteliğindeki eylem ve faaliyetlerine dair beyan ve açıklamalarda bulunmadığı, çok yoğun olarak ByLock'u kullanmasına rağmen inkarda bulunarak kimlerle iletişim kurduğunu belirtmemiş olduğu hususları dikkate alındığında şüphelinin bu beyanlarının etkin pişmanlık niteliğinde olmadığı kanaatine varıldığı kaydedildi.

Şüpheli Süleyman Taşbaş’ın FETÖ/PDY'nin finansmanını sağlayan Bank Asya'ya yasal zeminde yapılan işlem ve araştırmalar sürecinde aleyhe kamuoyu oluşturulmasına yönelik beyanlarının bulunduğu, yine Ergenekon soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde FETÖ'nün oluşturmak istediği algı ile uyumlu beyan ve açıklamalarda bulunduğu anlatılan iddianamede, 4 Ekim 2012’de silahlı saldırıya uğrayan Asuman Akça'nın DHKP/C silahlı terör örgütü adına öldürülmesi sürecinde hiç ilgi ve irtibatı olmadığı ve bu öldürmeye teşebbüsü eyleminin FETÖ/PDY’nin tasarlayıp yönettiği, söz konusu saldırının şüphelisi Selçuk Aymaz'ın avukatlığını tespit edilemeyen bir şekilde aniden üstlenmiş olduğu aktarıldı.

İddianamede, ''FETÖ/PDY avukatlık yapılanmasında en etkin olan şüphelilerle ve kişilerle yüzlerce kez irtibat kurması, ByLock kriptografik iletişim sistemini çok etkin ve yoğun bir şekilde kullandığının tespit edilmiş olması, Bank Asya'da yüklü miktarda hesabının bulunması, STV ve diğer FETÖ/PDY kanallarının Digitürk platformdan çıkartılması sonrası var olan üyeliğini iptal ettirmesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, şüphelinin FETÖ/PDY’nin avukatlık yapılanmasında yönetici konumda bulunduğu anlaşılmıştır.'' değerlendirmesine yer verildi.

İddianamede, şüpheli Taşbaş hakkında ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'' suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :