Bangladeş'te Milliyetçi Parti'den Çovduri hakkındaki idam kararı onandı

Bangladeş'te Milliyetçi Parti'den Çovduri hakkındaki idam kararı onandı

DAKKA (AA) - Bangladeş'te Yüksek Mahkeme, Milliyetçi Parti'nin önde gelen isimlerinden Salauddin Kadir Çovduri hakkında 1971'deki bağımsızlık savaşı...

DAKKA (AA) - Bangladeş'te Yüksek Mahkeme, Milliyetçi Parti'nin önde gelen isimlerinden Salauddin Kadir Çovduri hakkında 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasında "insanlığa karşı suç işlediği" gerekçesiyle verilen idam kararını onadı.

Yüksek Mahkeme'nin dört yargıçtan oluşan heyetine başkanlık eden S.K. Sinha, Çovduri'nin 2013'te Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından verilen ölüm cezasına itirazının reddedildiğini açıkladı.

Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, Çovduri'yi soykırım, ülkenin güneydoğusundaki Çittagong bölgesinde çoğu Hindu 200'den fazla kişinin öldürülmesi ve işkencenin de aralarında bulunduğu 23 suçlamadan dokuzunda suçlu bulmuş ve idama mahkum etmişti. 

Çovduri'nin avukatı Handaker Mahbub Hüseyin, kararın yeniden gözden geçirilmesi talebinde bulunacaklarını söyledi.

Milliyetçi Parti lideri ve eski Başbakan Halide Ziya'nın danışmanlığını yapan Çovduri, af için devlet başkanına başvurma hakkına da sahip. 

- Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nin önceki kararları

Başbakan Şeyh Hasina tarafından bağımsızlık savaşı sırasında işlendiği iddia edilen suçların cezalandırılması için 2009'da kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, şimdiye kadar 19 kişi hakkında karar aldı. Bunların büyük bir kısmı, ülkenin İslami değerleri savunan en büyük partisi Cemaat-i İslami liderlerinden oluşuyor. 

Mahkeme tarafından suçlu bulunan ve idam cezasına mahkum edilen ilk kişi, Cemaat-i İslami Partisi'nden Abdülkelam Azad olmuştu. Ülkeden ayrıldığı için gıyabında yargılanan Azad, Ocak 2013'te idam cezasına çarptırılmıştı.

Partinin Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla, Şubat 2013'te ömür boyu hapse mahkum edilmiş, 17 Eylül'de cezası Temyiz Mahkemesi tarafından idama çevrilmişti. Molla, 12 Aralık 2013'te cezası infaz edilen ilk Cemaat-i İslami lideri olmuştu. Mahkemenin 90 yıl hapse mahkum ettiği Cemaat-i İslami'nin 92 yaşındaki lideri Gulam Azzam da 23 Ekim'de hapishanede ölmüştü. 

Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, 30 Ocak 2014'te Azzam'ın ardından partinin liderliğini üstlenen Motiur Rahman Nizami'yi, 2 Kasım 2014'te de partinin Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Mir Kasım Ali'yi bağımsızlık savaşı sırasında işledikleri suçlar için idama mahkum etmişti. Cezası Yüksek Mahkeme tarafından 3 Kasım 2014'te onanan partinin Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Kamaruzzaman, 11 Nisan 2015'te idam edilmişti. 

Mahkeme, 18 Şubat 2015'te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden Abdus Sobhan'ı cinayet, soykırım, adam kaçırma ve yağmanın da aralarında bulunduğu dokuz suçlamadan altısında suçlu bularak idama mahkum ederken, 16 Temmuz'da da bağımsızlık savaşı sırasında Pakistan ordusu tarafından kurulan Rızakar milis kuvvetlerine üye olan Furkan Malik'i "cinayet ve tecavüzden" suçlu bularak ölüm cezası vermişti. Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreteri Ali İhsan Mücahid'e 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasında insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle verilen idam cezası, 16 Haziran'da Yüksek Mahkeme tarafından onanmıştı. 

Bazı muhalefet partileri ve uluslararası gözlemciler, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinin adil yargılama standartlarına uymadığını ve siyasi kararlar aldığını savunuyor. 

Cemaat-i İslami Partisi ise lider kadrosuna yönelik mahkeme kararlarının siyasi olduğuna dikkati çekerek, halkı Hasina hükümetinin "devlet terörüne" karşı çıkmaya çağırıyor. Parti yetkilileri, hükümetin muhalifleri bastırmak için kitlesel cinayetler, keyfi tutuklamalar, yargısız infaz ve işkence gibi suçlar işlediğini savunuyor.

Cemaat-i İslami yetkilileri, bağımsızlık savaşının ardından 1973'te çıkarılan Savaş Suçları Kanunu'na göre ancak silahlı savunma ya da yardımcı gruplara üye kişilerin savaş suçları ya da insanlığa karşı suç işlemekten yargılanabileceğini, ancak üyelerinden hiçbirinin silahlı gruplara üye olmadığını, dolayısıyla bu suçlamalarla yargılanamayacağını vurguluyor.

Hindistan'dan 1947 yılında ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Pakistan'ın doğusu ile batısı arasında 1971'de başlayan iç savaş, bağımsız Bangladeş devletinin kurulmasıyla son bulmuştu. Pakistan, ülkenin doğusundaki halkın bağımsızlık talep etmesi üzerine bölgeye çok sayıda asker göndermişti. İç savaş sırasında Doğu Pakistan'dan yaklaşık 10 milyon sivilin evlerini terk ederek Hindistan'a göç etmesi üzerine Hindistan hükümeti, Aralık 1971'de Doğu Pakistan'ı işgal etmişti. Pakistan askerlerinin Dakka'da Hindistan güvenlik güçlerine teslim olmasının ardından 16 Aralık 1971'de Doğu Pakistan, Bangladeş olarak bağımsızlığını ilan etmişti. Yaklaşık 9 ay süren bağımsızlık savaşı sırasında 3 milyondan fazla kişi yaşamını yitirmiş, milyonlarcası yaralanmıştı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı