ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Biz herhangi bir derecelendirme kuruluşunun Türkiye ekonomisi ile ilgili 'Aferin ne güzel gidiyorsunuz' demesini, her şeyin güllük gülistanlık olduğu anlamına nasıl almadıysak; bugün herhangi bir derecelendirme kuruluşunun Türkiye ekonomisinin görünümünü durağana çevirmesi ve notunu değiştirmesini de hayatın sonu, kıyametin kopuşu olarak telakki etmeyiz." dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Darbe girişimi sonrasında Türkiye ekonomisiyle ilgili çok ciddi risk ve tehlikelerin ortaya çıktığını anımsatan Kurtulmuş, ekonominin iyi yönetilmesi, makro dengelerin iyi olması ve milletin sadece sokaklara, tankların karşısına çıkarak değil aynı zamanda ekonomiye olan güvenini göstermek bakımından döviz bozdurarak da darbecilerin ortaya koymaya çalıştığı olumsuz tabloyu ortadan kaldırdığını bildirdi.

Bugün itibarıyla bakıldığında 18 Temmuz- 26 Eylül arasındaki göstergeler bakımından durağan denilebilecek bir seyirde makro göstergeleri devam eden Türkiye ekonomisi ile karşı karşıya olduklarını ifade eden Kurtulmuş, Türkiye ekonomisinin kırılganlıklarıyla ilgili birtakım lafları esas alıp bunları Türkiye ekonomisinin tek gerçeği gibi ortaya koymanın doğru bir yaklaşım olmadığını belirtti.

Türkiye ekonomisinin hem yapısal reformları sürdürmek bakımından kararlılıkla yoluna devam ettiğini, hem de 65. Hükümet'in yatırım ve üretim eksenli yeni perspektifiyle Türkiye ekonomisinin her gün yeni bir adım attığına dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Darbe büyük bir kırılganlık ortaya çıkarma potansiyeline sahipti ama çok şükür ekonominin genel durumu ve milletin bu konudaki fedakarca duruşu ve Türkiye ekonomisinin iyi yönetilmesi sayesinde çok şükür bu dönem geride kaldı. Şimdi bunları konuşma devri değil. Millet olarak ileri bakma dönemi. Nasıl diğer alanlarda Türkiye'deki bu meşum, hain ve aşağılık darbe teşebbüsünün etkilerini birer birer ortadan kaldırıyorsak inşallah bir müddet sonra bunları hiç konuşmayacak noktaya geleceksek Türkiye ekonomisiyle ilgili olarak da darbeyi planlayan üst aklın darbeden sonra da ifade ettiğimiz gibi özellikle 'Türkiye ekonomisi kötüye gidiyor' algısını oluşturmak için her şeyi yapacağını bileceğiz ama biz işimize devam edeceğiz. İşimiz daha fazla üretmek, Türkiye’ye daha fazla yerli ve yabancı yatırımı teşvik etmektir."

Kurtulmuş, Moody's'in kredi notunu revize etmesiyle ilgili açıklamayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretinde dış yatırımcılarla geçen çok olumlu görüşmelerinin ertesinde yapmasının da ayrıca manidar olduğunu belirtti.

Bu konuda algı operasyonu yapanların, Türkiye'nin ekonomik bakımdan köşeye sıkıştığını, dış dünya ile irtibatının kesildiğini ya da kesilmekte olduğunu, ekonominin göstergelerinin kötüye gittiğini anlatmaya çalıştıklarına değinen Kurtulmuş, şu görüşlere yer verdi:

"Bu gerçek değildir. Sağdan soldan birtakım desteklerle bir algıyı belki kuvvetlendirmeye çalışırlar ama Türkiye ekonomisinin gerçeği başkadır. Türkiye, üretime devam ediyor. Türkiye önündeki güçlü adımlarla reel ekonomiyi güçlendirme sürecine devam ediyor. Türkiye dışarıda fevkalade ciddi bir atakla Türkiye’de yatırım yapacak yatırımcıları davet etmeye devam ediyor. İnşallah Türkiye ekonomisindeki bu olumsuz hava da oluşturulmaya çalışılan bu algı operasyonu da en kısa zamanda bütünüyle sona erecektir. Geçmiş dönemde de ifade ettim. Biz herhangi bir derecelendirme kuruluşunun Türkiye ekonomisi ile ilgili 'Aferin ne güzel gidiyorsunuz' demesini, her şeyin güllük gülistanlık olduğu anlamına nasıl almadıysak; bugün herhangi bir derecelendirme kuruluşunun Türkiye ekonomisinin görünümünü durağana çevirmesi ve notunu değiştirmesini de hayatın sonu, kıyametin kopuşu olarak telakki etmeyiz."

Kurtulmuş, Moody's'in son değerlendirmesinin bütünüyle siyasi bir mütaala olduğunu, bunun Türkiye ekonomisinin gerçekleriyle alakası olmadığını aktardı.

Bir gazetecinin "Kamuda FETÖ ile mücadelenin yanında bir de PKK temizliği olacağı belirtiliyor. Bu hangi kapsamda yapılacak" sorusu üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin sadece FETÖ'cüler ile mücadele etmediğini, özellikle 20 Temmuz 2015'ten itibaren eş zamanlı olarak PKK ve DAEŞ ile mücadelenin devam ettiğini bildirdi.

FETÖ'nün darbe teşebbüsünün de bu işin tuzu biberi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Türkiye terörle mücadelesini asla savsaklayamaz, asla sadece bir tek alana hapsedemez. Türkiye bütün örgütleriyle ve onların mensuplarıyla sonuna kadar mücadele etmek durumundadır. Bu milli güvenliğin bir görevidir. Bu çerçevede Türkiye diğer terör örgütleriyle mücadeleyi de en az FETÖ ile mücadele kadar önemser ve bu önemde gereğini yerine getirir." dedi.

Kurtulmuş, Fırat Kalkanı Harekatı’nın kapsamıyla ilgili bir soru üzerine ise bu harekatta Türkiye’nin üç temel kırmızı çizgisinin olduğuna dikkati çekti.

Türkiye’nin durduk yerde bu operasyonu yapma mecburiyetinde kalmadığını belirten Kurtulmuş, şunları ifade etti:

"Kırmızı çizgilerden birincisi Türkiye kendi şehirlerini, sınırlarını Suriye'den kaynaklanan terör örgütlerinden koruma mecburiyetindedir. Kilis'e her gün atılan roketleri ve sınır şehirlerimizi olan tehditleri gördünüz. Ayrıca oradan gelen teröristlerin Gaziantep'te 34'ü çocuk 57 vatandaşımızı nasıl şehit ettiğini gördünüz. Türkiye kendi sınırlarını korumak, terör örgütlerinin Türkiye'ye karşı saldırılarında Türkiye sınırlarını bir şekilde korumak için bu operasyonu başlatmıştır. İkincisi, Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanadır. Suriye'nin bölünmesine, parçalanmasına karşıdır. Bunun için gerekli müdahaleyi yapar. Üçüncüsü ise bununla bağlantılı olarak Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak bir PYD koridorunun, bunu altını çizerek ısrarla söylüyorum Kürt koridoru olarak değil, PYD koridoru olarak ifade etmek lazım. Biz orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin varlığına karşı değiliz ama bir terör örgütünün, PYD, YPG örgütünün oranın bütününde hakimiyet iddiasıyla oluşturacağı bir koridorun, zaten pratik olarak Suriye'nin aynen Irak gibi bölünmesi anlamına geleceğini biliyoruz. Dolayısıyla buna ciddi bir şekilde Türkiye'nin müsamaha etmeyeceği, müdahale edeceği açıktır."

Kurtulmuş, bu konudaki üçüncü kırmızı çizginin ise başından itibaren ABD ile konuşulan YPG güçlerinin Fırat'ın doğusunu çekilmesi meselesi olduğuna vurgu yaptı.

Türkiye'nin ısrarla Fırat’ın doğusuna YPG güçlerinin çekilmesiyle ilgili taleplerini tekrarladığını ve bu konuda var olan bir mutabakatı hatırlattığını, hatırlatmaya da devam edeceğine değinen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu konuda sonuç almaya devam ediyoruz. Özellikle Menbiç'te YPG güçlerinin önemli bir kısmının Fırat'ın doğusuna doğru çekilmekte olduğu, Menbiç'i boşaltmakta olduğunu görüyoruz. Bu da Türkiye için önemli ve olumlu bir gelişmedir. Biz bu bölgenin tamamen terörden temizlenmesiyle ilgili kararlılığımızı sürdürüyoruz. Bu operasyon başarıya ulaştıkça, buradaki şehirler asli unsurlarına verilmeye başlandıkça halkın yeniden bu bölgeye dönmekte olduğunu Cerablus ile görüyoruz. Ümit ederiz ki bu bölgede bütün terör örgütleri temizlenir, bölgenin yaşayan halkları kendi şehirlerinde oturmaya devam eder."

(Sürecek)

AA