Bakanlar Kurulu Toplantısı (2)

Bakanlar Kurulu Toplantısı (2)

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ:- "İsrail hükümeti Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın kutsiyetine ve tarihi statüsüne saygı duymak, bu kutsiyeti ve statüyü korumakla yükümlüdür. Bu onların hukuki de sorumluluğudur. Bu yükümlülüğün gereğini yerine

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, İsrail hükümetinin, Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın kutsiyetine ve tarihi statüsüne saygı duymak, bu kutsiyeti ve statüyü korumakla yükümlü olduğunu belirterek, İsrail yönetiminden Harem-i Şerif'in etrafına konan metal dedektörlerin ve Müslümanlara konulan kısıtlamaların kaldırılmasını, Harem-i Şerif ile ilgili bugüne kadarki normal, doğru ve rutin uygulamalar neyse ona dönülmesini, bu konuda basiretli hareket ederek olayların daha fazla büyümesini engellemek için adımlar atmasını beklediklerini bildirdi.

Bozdağ, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Mescid-i Aksa'da Müslümanlara uygulanan ihlaller ve bu konudaki gelişmelere ilişkin soru üzerine Bozdağ, İsrail hükümeti tarafından Müslümanların ortak ve kutsal mabedi Mescid-i Aksa, Harem-i Şerif hakkında alınan tedbirler ve uygulanan kararların, bütün İslam dünyasında, din ve vicdan hürriyetine, insan haklarına inan herkes katında büyük bir infiale yol açtığını vurguladı.

Bozdağ, 14 Temmuz 2017'de cuma namazının kılınamaması, Harem-i Şerif'in etrafına metal dedektörler konulması, Müslümanların ibadetine başkaca kısıtlamalar getirilmesi, bu uygulamaları protesto eden Müslümanlara İsrail polisinin şiddet kullanarak müdahale etmesi ve bu sırada bazı Müslümanların hayatını kaybetmesi, yaralanması gibi pek çok hoş karşılanmayacak hadiseler olduğunu dile getirerek, "Bu uygulama haksız ve hukuksuz bir uygulamadır. Asla kabul edilemez. İnsan haklarına, din ve vicdan hürriyetine aykırıdır. Hem din ve vicdan hürriyetinin hem de insan haklarının açıkça ihlalidir." diye konuştu.

İsrail hükümetini, bu uygulamaları derhal sonlandırmaya başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Başbakan Yıldırım ve bütün Türk yetkililerin davet ettiğini anımsatan Bozdağ, ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuda Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Türkiye Cumhurbaşkanı ve İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Konseyi Dönem Başkanlığı" sıfatıyla İslam dünyasını ve uluslararası toplumu birlikte hareket etmeye çağırdığını da hatırlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesidir. Müslümanlar arasında kutsal olan üç mabetten birisidir. Burası sadece Filistinlilerin değil bütün Müslümanların ortak mabedidir, ortak kutsalıdır ve hepsinin namusuna emanet edilmiştir. İsrail hükümeti, Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın kutsiyetine, tarihi statüsüne saygı duymak, bu kutsiyetiyi ve statüyü korumakla yükümlüdür. Bu, onların hukuki bir sorumluluğudur. Bu yükümlülüğün gereğini yerine getirmesini İsrail hükümetinden bekliyoruz. Ayrıca Harem-i Şerif'in etrafına konan metal dedektörlerin kaldırılmasını ve ibadet hürriyetinden istifade ederek ibadet yapmak isteyen Müslümanlara konulan kısıtlamaların ortadan kaldırılmasını ve Harem-i Şerif ile ilgili bugüne kadar ki normal, doğru, rutin uygulamalar neyse ona aynen geri dönülmesini ve buradan Türkiye olarak İsrail yönetiminden bu konuda basiretli hareket ederek olayların daha fazla büyümesini engellemesi konusunda adımlar atmasını istiyoruz."

- "Umarız ki İsrail hükümeti başka hadiselere meydan vermeden bu olayları sonlandırır"

Bozdağ, bu konudaki çağrılarını en üst düzeyde yenilediklerini, tekrar tekrar dile getirmeye de devam edeceklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Eğer İsrail hükümeti bu konuda bütün sağduyu çağrılarına kulaklarını tıkar, atılması gereken makul ve doğru adımları atmazsa elbette ki buradaki olayların yönetilmesi ve başka sonuçlar doğurmasından da Türkiye olarak endişe ederiz. Onun için de burada itidalle, sağduyuyla, aklı selimle hareket ederek insanların din, vicdan ve ibadet hürriyetini gerektiği şekilde kullanmalarının önündeki engelleri kaldırmak, doğru olandır. Uluslararası toplumu da bu konuda ortak tutum almaya İsrail'e karşı ortak bir eylem ortaya koymaya bir kere daha davet ediyoruz. Çünkü din ve vicdan hürriyeti sadece Batı'da ya da başka ülkelerde değil dünyanın neresinde olursa olsun temel bir insan hakkıdır, buna saldırı insan haklarına doğrudan saldırıdır. Böylesi bir durumda hepimizin bu haksızlığı, hukuksuzluğu yapanlara karşı ortak tutum koyması şarttır. Umarız ki İsrail hükümeti bu uygulamaları tekrar gözden geçirir ve gecikmeksizin değiştirir, daha başka hadiselere meydan vermeden bu olayları sonlandırır. Ancak şu ana kadar henüz bu konuda olumlu bir gelişme olmadığını da ifade etmek isterim."

- "Almanya şirketleriyle ilgili Türkiye'de yürüyen herhangi bir soruşturma, kovuşturma yoktur"

Almanya-Türkiye arasında yaşanan gerginlikte FETÖ ile irtibatlı Türk firmalarıyla iş yapan Alman şirketlerine dair bir liste tartışması yaşandığının hatırlatılmasının ardından bu konudaki iletişim hatasının neden kaynaklandığı ve son gelişmelere ilişkin değerlendirmesi sorulan Bozdağ, Türkiye'de yabancı yatırımcılar ve yabancı sermaye için son derece güvenli bir yatırım ortamı bulunduğunu vurguladı.

Bozdağ, AK Parti hükümetleri döneminde, yerli yabancı yatırımı, yerli yabancı sermaye ayrımının kesinlikle yapılmadığının ve bundan sonra da yapılmayacağının altını çizerek, Türkiye'de doğrudan yatırımlarda yabancı şirketlerin artışına bakıldığında atılan bu adımların ne kadar başarılı sonuçlar doğurduğunun görüleceğini söyledi.

Türkiye'nin bu anlamda yabancı şirketler, yatırımcılar ve sermayedarlar için güvenli bir liman olma vasfını korumaya devam edeceğini belirten Bozdağ, şu ifadelere yer verdi:

"Son günlerde Almanya Dışişleri Bakanı ve Ekonomi Bakanının konu üzerinden Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetleri maalesef tartışma konusu haline geldi. Bunun üzerine Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız bizzat açıklama yaptılar. Türkiye'de yerleşik Alman şirketleri ya da Almanya'daki şirketlerle ilgili adli makamlarda yürüyen bir soruşturma ve kovuşturma bulunmamaktadır. Bunun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum. Ancak buna rağmen tartışmalar bitmedi. Bunun üzerine Dışişleri ve İçişleri Bakanlarımız muhataplarıyla ayrı ayrı görüştüler."

- "Büyük bir iletişim hatası"

Bekir Bozdağ, bugün de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizier'ın bu konuda bir telefon görüşmesi yaptığını dile getirdi.

Bu görüşmenin oldukça yapıcı geçtiğini ifade eden Bozdağ, tartışılan konunun açıklığa kavuşturulduğunu bildirdi. Bozdağ, şunları kaydetti:

"İşin aslı şudur, FETÖ ile iltisak ve irtibatı nedeniyle 140 Türk şirketiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında bu şirketlerin ithalat ve ihracat yaptığı ülkelerden INTERPOL üzerinden bilgi talebinde bulunulmuştur. Bunlar arasında Almanya menşeli bazı şirketler vardır. Bu, ülkeler arasında işleyen rutin bir mekanizmadır. Bu kapsamda Almanya'ya iletilen talepte bir iletişim problemi olduğu tespit edilmiştir. Tüm ülkeler arasında rutin olarak devam eden ve irtibat görevlileri ile INTERPOL üzerinde yürüyen bir mekanizma vardır. Burada yaşanan problemler de bu mekanizmadan kaynaklanmıştır. İçişleri Bakanımız ile Alman İçişleri Bakanı görüşmesinde bu iletişim hatası tespit edilmiş ve bu hata nedeniyle Almanya'dan istenilen bilgi talebinden sarfınazar edilmiştir. Bunun altını çizmekte özellikle fayda görüyorum. Bu bilgi talebi, hafta sonu geri çekilmiştir.

Almanya şirketleriyle ilgili Türkiye'de yürüyen herhangi bir soruşturma, kovuşturma yoktur. Bu bilgi talebi de Almanya şirketleriyle ilgili yürüyen soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili kesinlikle değildir. Türk şirketleriyle ilgili yürüyen bir soruşturma kapsamında INTERPOL üzerinden yapılan rutin bir yazışmadan ibarettir. Esasında pek çok ülke ile Türkiye bu anlamda yazışmalar yaptığı gibi, pek çok ülke de Türkiye'den bu anlamda bilgiler talep etmektedir. Burada büyük bir iletişim hatası olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bu hata da düzeltilmiştir."

(Sürecek)


Bakanlar Kurulu Toplantısı (2)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :