ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "emeklilik yaşının yukarı çekileceği" iddialarına ilişkin, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2036 yılına gelindiğinde, Türkiye'de kadınlarda emekliliğin 58, erkeklerde ise 60 yaşına çekilmesini sağlayacak bir planlama yapıyor. Bu çerçevede, mevcut yasal yapı devam edecek. Şu anda çok güçlü bir şekilde emeklilik yaşının ileriye çekilmesiyle ilgili bir çalışma söz konusu değil." dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun açıklamaları hatırlatılarak, "Emeklilik yaşının yukarı çekilmesine yönelik çalışma var mı?" diye sorulması üzerine Kurtulmuş, "Hayır, yok. Emeklilik yaşının yukarıya çekilmesinden ziyade şu andaki mevcut emeklilik yaşıyla ilgili yasal düzenleme devam edecektir." diye konuştu.

Müezzinoğlu'nun, OECD ülkelerinde emeklilik yaşının 72, Türkiye'de ise 52 olduğunu belirttiğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yaşın belli bir süre içinde ileriye gitmesi kaçınılmazdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının hedefi 2036'ya gelindiğinde Türkiye'de kadınlarda emekliliğin 58, erkekler ise 60 yaşına çekilmesini sağlayacak olan bir tahminde bulunuyorlar ve buna göre bir planlama yapıyorlar. Bu çerçevede mevcut yasal yapı devam edecek, şu anda çok güçlü bir şekilde, emeklilik yaşının ileriye çekilmesiyle ilgili bir çalışma söz konusu değil."

- Avrupa Birliği ile ilişkiler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel'de Avrupa Birliği'nden bir takvim alındığına yönelik açıklamaları hatırlatılarak detayının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımızın son zamanlarda yapmış olduğu ziyaretleri göz önünde bulundurursak Türkiye'nin dünyanın çok farklı yerleriyle eş zamanlı olarak ilişkilerini sürdürebilen, ikili ilişkilerini geliştirebilen, işte Avrupa Birliği ile NATO çerçevesinde olduğu gibi çok taraflı ilişkilerini sürdürebilen ender ülkelerden birisi olduğunu görüyoruz." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, küresel bir siyasal düzenin oturmadığı, yeni arayışların bulunduğu ve dünya siyasetinin geçtiği yeni dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dönemdeki ziyaretlerinin ülkenin ümitlerini artırdığını belirterek, Erdoğan'ın Rusya, Kuveyt, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti, ABD ve Brüksel'e gittiğini anımsattı.

Brüksel'de NATO zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB yetkilileriyle de bir araya geldiğini hatırlatan Kurtulmuş, şu görüşlere yer verdi:

"Özellikle son zamanlarda AB ile Türkiye ilişkileri arasında ciddi sıkıntıların olduğu, ciddi bir takım gerilimlerin olduğunu hep beraber yaşadık. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ziyaretinde vurguladığı gibi, Türkiye'nin esas amacı AB tam üyelik müzakereleri çerçevesinde AB ile ilişkileri mümkün olduğu kadar geliştirmektir. Bu çerçevede Türkiye, Avrupa Birliği ile başka konuları konuşurken evet, bu konular konuşulabilir, ikili konular, ama esas mesele fasılların açılmasıdır. Bu konuda Türkiye bir çifte standartla karşı karşıya kalmayı asla arzu etmez."

Kurtulmuş, NATO zirvesi dolasıyla Brüksel'e giden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuyu bir kere daha vurguladığına dikkati çekerek, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik'in Avrupa Birliği ülkeleriyle yaptığı müzakereleri de "önemli" olarak nitelendirdi.

Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Burada evet bir takvim ortaya çıkmış görünüyor ama ancak bu karşılıklı olarak, Dışişleri Bakanlığımız, Avrupa Birliği Bakanlığımız da çalışacak ve Türkiye'nin Avrupa Birliği ve önümüzdeki dönemde geliştireceği ilişkilerde hangi konular öncelikli olarak ele alınacak bunların çalışmasını Türk tarafı yapacaktır. Biz de bu çalışmayı yaptıktan sonra Avrupa Birliği'ndeki yetkililerle bunlar müzakere edilecek. Ama dediğim gibi, başka konuları gündeme alıyoruz diye Avrupa Birliği'ne tam üyelik perspektifinden vazgeçiyor olamayız, kaldı ki Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin ana noktasını fasılların açılması oluşturacaktır. Bundan sonra aradaki gerginliklerin azaltılması, ortak bir anlayışın geliştirilmesi bakımından da bu fasılların açılması Türkiye bakımından hayati önem taşıyor."

- Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu

Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun çalışmalarına başlayıp başlamadığı ve başvuruda bulunulup bulunulmadığına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, Komisyonun son şeklini aldığını, başkanının belli olduğunu hatırlattı.

"Komisyon önümüzdeki günler itibarıyla çalışmalarına başlayacak." diyen Kurtulmuş, usul ve esasların, takvimin ve yerin belirlenmesinin ardından çalışmaların başlayacağını bildirdi. Çok sayıda başvuru olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Başvuruların her birisi de komisyonda dosya üzerinden değerlendirilerek, komisyon her bir başvuru üzerinde tek tek münferit kararlar verecek ve bunları kamuoyuyla paylaşacak." dedi.

Kurtulmuş, aynı gazetecinin "NATO, ABD öncülüğünde DEAŞ'a karşı yapılacak koalisyona katılacağını açıklamıştı. NATO'nun böyle bir operasyona girmesine ilişkin bir değerlendirme yapıldı mı? Girerse Türkiye, bölgedeki operasyonlarına ilişkin nasıl bir rol üstlenecek? Bir yol haritası oluşturuldu mu?" sorusunu yanıtlarken de "DEAŞ'a karşı mücadele konusunda şu ana kadar tam manasıyla netleşen bir operasyon planının olmadığı"nın ifade edilebileceğini aktardı.

Gerek ABD, gerek NATO, gerek diğer ülkeler nezdinde çok sayıda planın detaylı bir şekilde konuşulduğunu belirten Kurtulmuş, bu konuda son noktaya doğru gelineceğini ümit ettiklerini vurguladı.

Kurtulmuş, Türkiye'nin önceliklerinin belli olduğuna değinerek, "Türkiye, Rakka'nın ve diğer şehirlerin DEAŞ'tan temizlenirken başka terör örgütlerinin burada bir araç olarak kullanılmasına karşı olduğunu her platformda ifade ediyor. Hem ABD ziyaretinde hem NATO ile görüşmelerde de bunlar dile getirilmiştir. Türkiye'nin görüşü açıktır, bir terör örgütünü başka bir terör örgütü ile bertaraf edemezsiniz. Terör örgütlerine karşı verilen mücadele, uluslararası hukukun gerektirdiği çerçevede meşru kuvvetler vasıtasıyla sürdürülmelidir. O görüşlerimizi dile getirmeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

Kıdem tazminatına ilişkin bir başka soru üzerine de Kurtulmuş, "Mevcut yapının, yani şu andaki kıdem tazminatı ile ilgili kurumsal yapının yeterli olduğunu ifade ettim. Yeni bir kurum kurmaya, yeni bir ihdas etmeye gerek olmadığını ifade ettim. Yoksa tabii ki kıdem tazminatı reformu, eğer şekillenir son halini alırsa bunun için tabii ki yasal düzenlemeler de gerekir." değerlendirmesini yaptı.

- "Adımlar atılacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bakanlıklardan altı aylık bir yol haritasının belirlenmesini isteyeceğine ilişkin açıklamaları anımsatılarak, konuyla ilgili çalışmanın başlatılıp başlatılmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin 16 Nisan'dan sonra yeni bir döneme girdiğini, milletin oylarıyla ve onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kurulduğunu bildirdi.

Kurtulmuş, bu sistemle ilgili seçim 2019'da yapılacak olsa da bu süre esasında yeni bir döneme girildiğini çok açık bir şekilde bu sonuçların gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bu süre, bir geçiş dönemi olarak telakki ediliyor. Dolayısıyla bu Anayasa değişikliğinin gerektirdiği iki önemli ve acil konu, hemen gündeme geldi ve gerçekleşti. Bunlardan birisi partili cumhurbaşkanlığına izin veren Anayasa maddesi gereği Sayın Cumhurbaşkanımız, 21 Mayıs'ta AK Parti Genel Başkanı oldu. Bir diğeri ise HSK seçimlerinin yapılmasıydı. HSK seçimleri de yapılarak TBMM tarafından gerçekleştirildi.

Dolayısıyla süratle yeni anayasal sistemin gerektirdiği adımlar atılıyor. Bu çerçevede de hiç şüphesiz AK Parti Genel Başkanı olan Sayın Cumhurbaşkanımızın bu dönem içerisinde siyasal etkinliği daha fazla artacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu çerçevede bugün MKYK'yı toplayacak, MKYK'ya ilk kez başkanlık yapacak. Önümüzdeki dönemde de daha önce olduğu gibi Bakanlar Kurulu'na da başkanlık edecektir. Dolayısıyla yeni dönemde, Bakanlar Kurulu'ndaki arkadaşların bu yeni dönemin gerektirdiği tempo, hız içerisinde yapacaklarını yeniden gözden geçirerek bunları bir plan ve program haline getirmeleri, zaten böyledir ama bir kere daha önümüzdeki 6 ayla ilgili olarak planlı bir çalışma dönemine geçilecek. Bu dönemin gerektirdiği daha hızlı, daha verimli ve daha etkin çalışmanın gereği olan adımlar atılacaktır."

(Bitti)

AA