Bağımsız Türkiye Komisyonu 3. Raporunu açıkladı

Bağımsız Türkiye Komisyonu 3. Raporunu açıkladı

Rapordan:

İSTANBUL (AA) - Açık Toplum Vakfı'nın desteğiyle Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecini izlemek amacıyla kurulan ve kamuoyunda "Akil Adamlar" olarak bilinen Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun 3. Raporunda, Türkiye ve bölgesindeki yeni gelişmelerin, AB çıpasına her zamankinden daha fazla gereksinim duyulduğunu gösterdiği belirtilerek, "İlişkilerin yeni bir ivme ile ilerleyebilmesi için katılım müzakerelerinde 23. ve 24. başlıkların açılmasının çok iyi bir başlangıç olacağına inanıyoruz" denildi.

Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun "Avrupa'da Türkiye: Değişimin Kaçınılmazlığı" başlıklı 3. raporu, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen toplantıyla açıklandı. 

Toplantıda konuşan Açık Toplum Vakfı Danışma Kurulu Başkanı Murat Sungar, komisyonun 2004'te ilk raporu, 2009'da ikinci raporu ve şimdi de üçüncü raporunu hazırladığını söyledi.

Komisyonun özel fonksiyonunun Türkiye-AB ilişkilerini desteklemek olduğunu ifade eden Sungar, "Bu ilişkilerin kuvvetlenmesinin hem Türkiye hem de AB açısından önemli olduğu vurgulanmaktadır" dedi. 

Sungar, komisyonun, başta eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari olmak üzere Avrupa'nın saygın politikacılarından oluştuğunu aktararak, vakıf olarak bu projeyi desteklemekle Türkiye-Avrupa ilişkilerine katkı yapmayı, bu çalışmaları desteklemeyi öngördüklerini kaydetti.

 

- "Türkiye'de sivil-asker ilişkileri Avrupa ülkelerinin standartlarına yaklaşmış durumda"

 

Roma Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Nathalie Tocci, sivil-asker ilişkilerine bakıldığında tartışılmaz biçimde Türkiye'nin eski Türkiye olmadığının görüldüğünü vurgulayarak, "Türkiye'de sivil-asker ilişkileri bugün başka Avrupa ülkelerinin standartlarına yaklaşmış durumda. Kürt meselesinde hakikaten çok tarihi adımlar da var. Kürt meselesi geçmişteki konumuna göre bugün tarihi bir sürecin ve değişimin içinde" diye konuştu.

Tocci, Türk siyasi sistemin içinde kutuplaşma olduğunu savunarak, "Türkiye'de siyasi reform sürecinin tekrar rayına oturtulması için belirli açılardan bunun AB sürecine bağlanması gerekiyor. AB de siyasi reformlar açısından Türkiye'ye hitap edebilmeli" dedi.

 

Hem Türkiye'de hem de AB'de "fırtınalı günler"in yaşandığını söyleyen Tocci, bu eğilimleri de dikkate alarak 2014'ün yeni bir başlangıç yılı olmasının sağlanması gerektiğini vurguladı.

Tocci, raporun zamanlamasına ilişkin soruya karşılık, "Müzakereler aslında fiilen askıya alınmış gibi bir şeydi. Biz bunun doğrusu faydası olmayacağını düşünüyoruz. Katılım sürecine yeni bir hız kazandırmak gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

Türk yetkililerin Avrupa'dan gelen eleştirileri dikkate almadığını ileri süren Tocci, 23. ve 24. fasılların açılması durumunda Türk yetkililerin gelen eleştirileri yok sayamayacağını ve bu eleştirilerin katılım sürecinde verilmiş olacağını söyledi. 

Tocci, "Türkiye'nin yenilenebilir ve nükleer enerjilere geçmesinin önemli olduğunu vurguluyorsunuz, burada ne gibi tavsiyeleriniz olacak?" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Aslında yenilenebilir ve nükleer enerjiye odaklanmadık, esas olarak gaza odaklandık. Türkiye'nin bir enerji merkezine dönüşmesini vurguladık. Özellikle de gaz odaklı bir merkeze dönüşmesini vurguladık. Türkiye'nin bir enerji transit ülkesinden, enerji merkezine dönüşmesini vurguladık."

 

- "AB-Türkiye ilişkilerinin yeniden başlamasının ne kadar önemli olduğunun farkındayız"

 

Eski İtalya Dışişleri Bakanı Emma Bonino, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son zamanlardaki bazı söylemlerine raporda değinilip değinilmediğinin sorulması üzerine, komisyonun günlük olaylarla ilgili çalışmadığını dile getirdi. 

Kısa dönemde politikaları eleştiren bir komisyon olmadıklarını vurgulayan Bonino, "Başlangıçtan beri günlük politik gelişmelerin üstüne çıkmıştır bu komisyon. Son aylarda Avrupa'da, mesela Ukrayna krizinde yaşadıklarımızı ve bunun sonuçlarını düşündüğümüzde, Suriye krizinin ne kadar zor hale geldiğini düşündüğümüzde, bizler için AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin iyi niyetle yeniden başlamasının ne kadar önemli olduğunun farkındayız" dedi. 

Eski Avusturya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Albert Rohan, son zamanlardaki gelişmelerden dolayı Türkiye'nin Avrupa'ya, Avrupa'nın da Türkiye'ye ihtiyacı bulunduğunun orta olduğunu belirtti.

Rohan, Türkiye'nin AB üyelik sürecine yeni bir dinamizm katılması gerektiğini söyledi.

Eski Hollanda Dışişleri Bakanı Hans Van Den Broek, AB'de ekonomi ve enerji gibi konuların önemli olduğunu ifade ederek, AB'nin genişlemesi ve Türkiye'nin üyeliği konusunda ortaya çıkan tereddütlerin Türkiye'deki siyasi reformun yetersiz kalmasına da bağlı olduğunu savundu.

Müzakere başlıklarının tıkanmasının bir problem olduğunu ama siyasi reformlar ve özgürlükler konusunun önemli konulardan olduğunu anlatan Van Den Broek, "Siyasi reform konusunda Avrupa Parlamentosu çok eleştirel. Bu açıdan mantıken müzakere başlıklarının bloke edilmemesini vurgulamalıyız. Türkiye açısından reformların devam edeceği sinyalinin alınması gerekiyor. Ama şu anda onu pek göremiyoruz" diye konuştu.

Komisyon Başkanı olan eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, 60 sayfalık raporda detaylı bilgilere ulaşılabileceğini bildirdi.

 

- Rapordan 

 

Bağımsız Türkiye Komisyonu 3. Türkiye raporunu, diğer iki rapordan farklı olarak Brüksel'de değil, İstanbul'da açıklamayı tercih etti.

Komisyonun bu kararı almasının nedeninin ise öncelikle Türkiye kamu yönetimi ve fikir önderlerine gelişmelerle ilgili değerlendirmeleri ve önerileri aktarmak olduğu belirtildi.

Raporda, son 5 yılda AB ve Türkiye'de gerçekleşen olayların ve Türkiye'nin katılım sürecine ilişkin önemli gelişmelerin analizi yapıldı. 

Siyasi reformlar, ekonomi, enerji, ve dış politika başlıkları altında son 5 yılın gelişmelerine ilişkin bazı eleştirilerde ve değerlendirmelerde bulunulan raporun sonuç bölümünde, "Türkiye ve bölgesindeki yeni gelişmeler, Avrupa Birliği çıpasına her zamankinden daha fazla gereksinim duyulduğunu göstermektedir. Bağımsız Türkiye Komisyonu olarak ilişkilerin yeni bir ivme ile ilerleyebilmesi için katılım müzakerelerinde Yargı ve Temel Haklar ile Adalet, Özgürlük, Güvenlik fasılları olan 23. ve 24. başlıkların açılmasının çok iyi bir başlangıç olacağına inanıyoruz" ifadelerini yer verildi.

İçinden geçilen çalkantılı dönemde istikrarlı, demokratik ve müreffeh bir Türkiye'nin, hem Avrupa Birliği'nin hem de Türkiye'nin daha önce hiç olmadığı kadar yararına olacağı vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi:

"Türkiye'ye demokratikleşme sürecini yeniden başlatması ve siyasi sorunlarını aşması çağrısında bulunuyoruz. Türkiye'nin katılım sürecinin başlangıcından bu yana AB-Türkiye ilişkileri, ilk bakışta katılım süreciyle ilgisi yokmuş görünen bir dizi alanda belirgin ölçüde derinleşmiştir. Daha geniş açıdan bakıldığında 21. yüzyılda Türkiye'nin dış politikası komşu ülkelerde ve ötesindeki coğrafyalarda çok daha etkin bir hale gelmiştir. Bağımsız Türkiye Komisyonu hem Türkiye hem de Avrupa Birliği'nde yaşanması gereken değişimin kaçınılmaz bir hale geldiğine kuvvetle inanmaktadır."

Kaynak:Haber Kaynağı