B20 Türkiye Konferansı

B20 Türkiye Konferansı

Başbakan Davutoğlu: (2)- " Son 4 yıldır, daha önce Dışişleri Bakanı olarak, şimdi Başbakan olarak ve Cumhurbaşkanımız da hep beraber dünya liderlerini, Suriye içerisinde bir güvenli bölgeye ihtiyaç olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyoruz. Mültecilerin ke

ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, dünya liderlerini, dört yıldır Suriye içerisinde bir güvenli bölgeye ihtiyaç olduğu konusunda ikna etmeye çalıştıklarını ancak kimseye seslerini duyuramadıklarını belirterek, "Belki kendi ulusal güvenliğimizi düşündüğümüzü zannettiler. Hayır, Türkiye kendini, kendi sınırlarını koruyabilir. Zaten herkes gördü, gerek olması durumunda DEAŞ, PKK ve tüm terör örgütlerini cezalandırıyoruz. Türkiye ile kötü niyetleri olan herkese karşı kendimizi savunabiliriz. Ama Suriyelileri, Suriye halkını kim koruyacak? 4 yıldır uyarıyoruz. Srebrenitsa'daki gibi olaylar oluyor, olacak eğer Suriye'de güvenli bir bölge olmazsa diyoruz. Bugün artık beraber hareket etme zamanıdır" dedi.

Davutoğlu, ATO Congresium'da devam eden B20 Türkiye Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Bodrum'da kaçakları taşıyan tekne ve botun batması sonucu 12 kişinin öldüğü olayda kıyıya vuran 3 yaşındaki Aylan Kurdi'nin cansız bedeninin uluslararası toplum tarafından da görüldüğünü söyledi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, Suriyelileri Suriye'de nasıl koruyacağına dair karar alması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Son 4 yıldır, daha önce Dışişleri Bakanı olarak, şimdi Başbakan olarak ve Cumhurbaşkanımız da hep beraber dünya liderlerini, Suriye içerisinde bir güvenli bölgeye ihtiyaç olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyoruz. Mültecilerin kendi evlerinde kalabilecekleri, bu kadar çok sayıda göçmenin olmayacağı bir çözüm öneriyoruz" diye konuştu. Ancak kimseye seslerini duyuramadıklarını anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Belki kendi ulusal güvenliğimizi düşündüğümüzü zannettiler. Hayır, Türkiye kendini koruyabilir, Türkiye sınırlarını koruyabilir. Zaten herkes gördü, gerek olması durumunda DEAŞ, PKK ve tüm terör örgütlerini cezalandırıyoruz. Türkiye ile kötü niyetleri olan herkese karşı kendimizi savunabiliriz. Ama Suriyelileri, Suriye halkını kim koruyacak? 4 yıldır uyarıyoruz. Srebrenitsa'daki gibi olaylar oluyor, olacak eğer Suriye'de güvenli bir bölge olmazsa diyoruz. Bugün artık beraber hareket etme zamanıdır."

Geçen yıl liderler toplantısındaki "Barışa ulaşmanın en iyi yolu birbirine bağımlı ekonomilerdir" sözlerini anımsatan Davutoğlu, "Evet ekonomi barış için en iyi yöntemdir. Ancak ekonomik düşüş, siyasi ve insani kriz için en önemli sebeptir. Dolayısıyla hepimiz için beraber hareket etme zamanıdır" ifadelerini kullandı. 

- Krizin çözümü "kapsayıcılık"

Türkiye'nin G20 dönem başkanlığıyla ilgili üç temel hedef ve prensibine değinen Davutoğlu, bunlardan birinin "kapsayıcılık" olduğunu söyledi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Eğer böyle bir kriz olursa bu krizin çözümü, çaresi kapsayıcılıktır. Kapsayıcı bir şekilde beraber hareket etmeliyiz. Herhangi bir grubu, kesimi izole etmemeliyiz. Dini, mezhepsel ya da bölgesel kimliklerinden dolayı hiç kimseyi izole etmemeliyiz. Kapsayıcılık hem operasyonel hem mental bir kavramdır. Kapsayıcı G20, kapsayıcı bir Birleşmiş Milletler demek, kapsayıcı global, kültürel ve ekonomik düzen anlamına da gelir. Eğer bir kültürü izole edecek, tecrit edecek olursanız o zaman, o kültürler terör örgütlerinin hedefi olacaktır."

Afrika kıtasının ekonomik bir kalkınmanın dışında tutulması halinde, oldukça büyük sayıda insanın global, ekonomik düzenin de dışında kalacağına işaret eden Davutoğlu, "Dolayısıyla kapsayıcılık bizim için temel bir ilkedir ve Türkiye'nin dönem başkanlığında biz daha da fazla bu prensibe, ilkeye odaklanacağız. Toplumun büyük bir kısmının henüz ekonomik, global bir toparlanma aşamasına katılmadığını biliyoruz. Dolayısıyla tüm insanlığı, tüm kıtaları ekonomik kalkınmanın, ekonomik stratejinin bir parçası haline getirebilmeliyiz ki güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme sağlayabilelim" şeklinde konuştu.

Büyümenin kalitesine de odaklanılması gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, büyümeye "nicel" değil, "nitel" olarak da bakılması gerektiğini anlattı. 

- "KOBİ'lere destek vermek gerek"

Türkiye'nin dönem başkanlığında KOBİ'lerin ve iş gücünün gelirden aldığı payın ana gündem maddelerinden biri olmaya devam edeceğini belirten Davutoğlu "Küresel anlamda büyük şirketler olmadığı için gelişmekte olan ülkelerde KOBİ'lere destek vermek gerekir ki ekonomi çeşitlendirilebilsin, işsizlikle mücadele edilebilsin, istihdam yaratılabilsin, rekabet gücü ve büyüme artsın ve inovasyon kapasitesi güçlendirilebilsin" diye konuştu.

Türkiye'nin dönem başkanlığı sırasında çeşitli platformlarda KOBİ'lerin karşı karşıya kaldığı zorlukları dile getirdiklerini hatırlatan Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ne tür finansal alternatif modeller ve araçlar KOBİ'ler için geliştirebiliriz bunları tartıştık. Türkiye'de çeşitli Anadolu şehirlerinde son 20 yılda bir değişim olduğunu görüyoruz. Çünkü buralarda KOBİ'ler ekonomik büyümenin lokomotifi oldular. Eğer bir ülkede işsizlik sorunu varsa o ülkede KOBİ'lerin işlevsel olmadığını görürsünüz. Dolayısıyla ulusal ve global ekonomiler için KOBİ'ler önemlidir. Çünkü ekonomik adalet, sadece küçük ve orta ölçekli işletmeler sayesinde elde edilir. Büyük şirketler ayakta kalabilirler, global anlamda hayatlarına devam edebilirler ama KOBİ'ler ekonomik açıdan global adalet açısından da gerçekten oldukça önemli."

Dünya KOBİ Forumu'nu İstanbul'da Milletlerarası Ticaret Odası ile açmış olmaktan mutluluk ve gurur duyduğunu aktaran Davutoğlu, desteklerinden dolayı Milletlerarası Ticaret Odasına teşekkür ettiğini söyledi. Davutoğlu, "KOBİ'lerin beklentilerini ve kaygılarını ele alacak bir forum olarak çalışacak bu" dedi.

- "Düşük gelirli ülkelerin sorunları anlaşılmazsa göç engellenemez"

Kapsayıcılık konusunda diğer bir alanın da "G20 ve en az gelişmiş ülkeler arasındaki ilişki" olduğunu belirten Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye en az gelişmiş ülkeler için 2020'ye kadar koordinatör ülke olarak görev yapacak ve bizim dönem başkanlığımız sırasında G20 yani dünyanın en gelişmiş ekonomileri ve en az gelişmiş ülkeleri arasında bir ilişkinin olması, bir ilişkinin kurulması hem etik bir sorumluluktur hem de küresel ekonomi için önemlidir. Eğer ticareti artırmak istiyorsak bunu nasıl yapacağız? Ticareti ancak en az gelişmiş ülkelerdeki kişi başı geliri artırarak, artırabiliriz. Gelişmiş ülkelerde tüketimin belli bir sınırı var ama Afrika'da Güney Amerika'nın bazı ülkelerinde, Pasifik adalarında, başka bazı ülkelerde yani en az gelişmiş ülkelerin bulunduğu yerlerde ekonomik büyüme yeni talep oluşturacaktır. Bu da gelişmekte olan ekonomilere ve gelişmiş ekonomilere büyük fayda sağlayacaktır."

Bu konuda G20 ülkelerinin maliye bakanlarının en az gelişmiş ülkelerin maliye bakanlarıyla bir araya geleceğini vurgulayan Davutoğlu, "Bunun devam etmesi gerekir G20'nin maliye bakanları, eğer düşük gelir düzeyine sahip ülkelerin sorunlarını anlamazlarsa o zaman küresel ekonomiyi yönetmek de mümkün değil ve göçü engellemek mümkün değil" şeklinde konuştu.

Konuya ilişkin tarihten örnek veren Davutoğlu, Roma İmparatorluğu'nun göçmen akınına maruz kaldığını hatırlattı.

Perslerin, Mısırlıların ve Anadolu'dan herkesin Roma'ya geldiğini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü belli bir yerde ekonomik büyüme varsa ve bu ülkenin belli bir bölgesinde ise diğer kısımlarda böyle bir olanak, böyle bir fırsat yoksa o zaman tabi ki ekonomik faaliyetin merkezinde olan bu yere her yerden akın olacaktır. 'Tüm yollar Roma'ya çıkıyor' deniyorsa o zaman herkes Roma'ya gelecek. Eğer 'Avrupa odaklı bir ekonomi vardır' diyorsak, o zaman diğer kıtalardan ve ülkelerden insanlar Avrupa'ya gelmeye çalışacaklar. Bunun çaresi diğer ülkelere yardımcı olmaktır. Böylece o ülkelerin halkı kendi ülkelerinde mutlu olsunlar ve orada kalsınlar. Aksi takdirde yine bir insani dram yaşanacak, eğer böyle kapsayıcı bir yaklaşım benimsemezsek. Daha sonrasında göçmenlere karşı protestolar, gösteriler olacak ve bu da uluslararası barış atmosferini de değiştirecek. Dolayısıyla biz dönem başkanlığımız sırasında G20 ve en az gelişmiş ülkeler arasındaki işbirliğine de önem vereceğiz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı