B20 Türkiye Konferansı

B20 Türkiye Konferansı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan küresel güvenlik sisteminin işlemediğini belirterek, "Bu sistemin en önemli unsuru olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daima üyesi olan 5 ülkenin çıkarları dışında hiçbir konuya, hiçbir soruna eğilmeyen bir yapı haline dönüşmüştür" dedi.

Erdoğan, TOBB'un ev sahipliğinde düzenlenen "B20 Türkiye Konferansı"nın açılış oturumunda yaptığı konuşmada, dünyanın en büyük medeniyetlerine beşiklik eden Akdeniz'i mülteciler için bir mezara dönüştüren Avrupa ülkelerinin, hayatını kaybeden her mültecinin vebaline ortak olduğunu vurguladı. 

"Akdeniz'de batan bir botta, mültecileri taşıyan bir botta ölen 3 yaşındaki bir yavru bizim sahillerimize vuruyor. Bizim sahillerimizdeki bu 3 yaşındaki yavrunun hesabını tüm insanlık vermeyecek mi" diyen Erdoğan, "Birçok savaşlarda, mazotların içerisinde çırpınan hayvanları, vesaire, farklı bir şekilde ananlar, acaba bu 3 yaşındaki yavruyu, onun abisini, annesini, babasını hatırlamayacak mı? Bunun hesabını bunlar neyle verecekler" ifadesini kullandı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tesis edilen küresel güvenlik sisteminin işlemediğini dile getiren Erdoğan, "Bu sistemin en önemli unsuru olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daima üyesi olan 5 ülkenin çıkarları dışında hiçbir konuya, hiçbir soruna eğilmeyen bir yapı haline dönüşmüştür" diye konuştu.

Erdoğan, "Bunun için biz 'Dünya beşten büyüktür' diyoruz. '196 tane, 200'e yakın ülkenin kaderi bu 5 tane ülkenin içinden bir tanesinin iki dudağı arasına mahkum edilemez' diyoruz. Öyleyse bunları birilerinin söylemesi lazım. Erdoğan söylediği için dünya medyası tarafından her zaman 'kötü' olarak lanse ediliyor. Varın kötü lanse edin. Ben hakkı hayatım boyunca söylemeye devam edeceğim. Eğer bizler, inandığımız doğruları söylemeyecek olursak o zaman bu noktada hiçbir zaman hak hakim olmayacak, zalimler dünyada hakim olacak. Bu itirazımız bizimle birlikte dünyadaki tüm az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aslında ortak sesidir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sese daha fazla kulak tıkanmasının, bu itirazın daha fazla duymazdan gelinmesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Erdoğan, mazlumu değil zalimi kollayan küresel güvenlik sisteminin insanlığa güven vermeyen mevcut yapısının sürdürülebilirliğinin kalmadığını ifade etti. Erdoğan, Batı merkezli dünyanın geride kaldığının, artık çok merkezli bir dünyanın ortaya çıktığının kabul edilmesi gerektiğini dile getirdi. 

- "Akdeniz'de bizi biz yapan değerler boğulmaktadır"

Erdoğan, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, Batı'ya yönelik mülteci ve göçmen akınının, işte bu gerçeğin kabul edilip, ona uygun yapısal dönüşümlerin hayata geçirilmemesinden kaynaklandığına işaret etti. 

Akdeniz'in doğu kıyılarından botlara, köhne teknelere, hurda gemilere binerek Avrupa'ya yönelen insanların aslında sadece huzuru, refahı veya yaşama imkanını aradığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra temel insan hakları ve özgürlüklerin kriterlerini belirleyen, bunların sembolü haline dönüşen Batı ülkeleri bugün aynı değerlere maalesef sırtlarına dönmüş durumda.  Akdeniz'de boğulan sadece mülteciler değildir. Akdeniz'de boğulan insanlığımızdır, insanlığımız. Akdeniz'de bizi biz yapan değerler boğulmaktadır. Avrupa kapılarında kaderlerine terk edilen, hatta kasten gemileri, botları batırılarak ölüme gönderilen, sınırlarda insanlık dışı muamelelere tabi tutulan her mülteci bu gerçeğin acı birer temsilcisidir. 

Huzura ve refaha kavuşmak isterken, Akdeniz'de, Ege'de boğularak ölen ve cesetleri kıyılarımıza vuran kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç, her insan için bizim yüreğimizde derin yara açılıyor. Ama bu insanları Akdeniz'de, Ege'de ölüme terk edenlerden en küçük bir pişmanlık, vicdan azabı emaresi görmedik, duymadık."

- "Bunlar torna mahsulü değil ya, bunlar insan"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhametini yitirmiş bir dünya sisteminin insanlığın hiçbir derdine derman olamayacağını söyledi. Türkiye'nin sınırlarına gelenlerin niteliklerine, kökenlerine, inançlarına, imkanlarına asla bakmadıklarına dikkati çeken Erdoğan, Başbakanlığı döneminde "Biz, açık kapı politikasıyla Suriye'den, Irak'tan kim gelirse gelsin hepsini alacağız" dediğini anımsattı.

Bombalardan ve ölümden kaçan insanları ölüme terk edemeyeceklerinin ve şu anda 2 milyonu aşkın insanın Türkiye'de bulunduğunun altını çizen Erdoğan, "Biz insanız. İnsan olduğumuza göre insana biz aynı şefkatle, aynı merhametle yaklaşmayacaksak ne yapacağız? Çünkü bizim için onlar insandır. Yani yaratılmışların en şereflisidir" ifadesini kullandı.

Erdoğan, kimi Avrupa ülkelerinin mültecilerin niteliklerine göre tasnif edilerek, bir kısmını kabul etme teşebbüsünü kesinlikle insani bulmadığını dile getirdi. "Bunlar torna mahsulü değil ya, bunlar insan" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Öyleyse insan olduğu için değer verip, ayırt etmeden alacağız. Biz Ezidi'sini de aldık, Sünni'sini de aldık, Şii'sini de aldık, Türk'ünü de aldık, Kürt'ünü de aldık, Arap'ını da aldık. Hepsi içimizde, hepsini aldık, reddetmedik. Her türlü desteği kendilerine veriyoruz. Türkiye, Suriye ve Irak'ta devam eden iç karışıklıklardan kaçan bunca insanı yıllardır sınırları içinde misafir ediyor. Bunların 275 bini tüm ihtiyaçları karşılanarak, kamplarda kalanı da kendi imkanlarıyla ve vatandaşlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın destekleriyle ülkemizin içinde değişik vilayetlerinde, muhtelif yerlerde ikamet ediyor."

Erdoğan, Türkiye'ye göre imkanları daha fazla Avrupa ülkelerinin tamamının kabul ettiği mülteci sayısının 200 bin civarında olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin gerektiğinde bir haftada 20 bin kişilik kamp kurarken, Avrupa'ya giden mültecilerin gerçekten çok kötü şartlarda barınmaya çalıştığını söyledi.

- "Avrupa'yı daha duyarlı olmaya davet ediyorum" 

"Kapısına dayanan mültecilere bile tahammül edemeyen Batı'nın 'Irak'a, Suriye'ye, Libya'ya özgürlük, barış ve refah götürmek için çalıştığı' iddiası inandırıcılığını kaybediyor" görüşünü dile getiren Erdoğan, "Orada yapılan ne biliyor musunuz? Açık söylüyorum, Libya'da petrol, Irak'ta petrol var. 'Oradaki petrol kuyularına el koyalım.' Şu anda öyle değil mi? Irak'ın petrol kuyularının yüzde 80'i Batı'nın elinde. Onlar işletiyor, onlar oradan bunun kaymağını alıyor. 'Yüzde 20'sini de al sen kullan' diyor. Aynı şey Libya için geçerli. Bütün bu gerçekler ortadayken dünyadaki bu yapı, kabul edilebilir bir yapı değildir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bu insanlara yardımcı olmaktan hiçbir zaman şikayetçi olmadıklarını ve olmayacaklarını belirterek, Türkiye'ye gelen misafirler için bugüne kadar 6,5 milyar dolar harcama yapıldığını, bu kişiler huzura ve güvene ulaşana kadar her türlü yardımın devam edeceğini bildirdi.   

Tüm dünyayı ilgilendiren bir konuda, yükün tamamının Türkiye üzerine bindirilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin gerek DAEŞ ile gerek ülkedeki diğer terör örgütleriyle mücadelesinin sürdüğünü kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bölgede durum normale döndüğünde Türkiye, insani ve ahlaki tüm görevlerini yerine getirmiş olmanın huzurunu yaşarken, diğer ülkelere aynı nazarla bakılacağını biz hiç sanmıyoruz. Buradan bir kez daha Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ülkeleri, her geçen gün daha da tırmanan insani dramlar karşısında daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Özellikle dünya medyasını bu konuda taraflı değil tarafsız ve bu konulara duyarlı olmaya davet ediyorum." 

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı