Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi

Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)- "DEAŞ'la mücadele bahanesiyle insanlarımızın hayatına kasteden bir terör örgütü ile iş birliği yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Amerika'nın Suriye'de YPG/PYD ile hareket etmesi, ona somut destek vermesi, ittifak ve ortaklık ru

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "DEAŞ'la mücadele bahanesiyle insanlarımızın hayatına kasteden bir terör örgütü ile iş birliği yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Amerika'nın Suriye'de YPG/PYD ile hareket etmesi, ona somut destek vermesi, ittifak ve ortaklık ruhunu zedeliyor. Aynı şekilde 15 Temmuz darbe girişiminin elebaşısının altını çizerek söylüyorum, hala Pensilvanya'da rahatça terör faaliyetlerine devam etmesi milletimizi rahatsız ediyor." dedi.

Erdoğan, Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi özel oturumunda ülke olarak terör örgütleri arasında ayrım yapmadan mücadelelerini sürdüreceklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütlerinin milli güvenliğimize, toprak bütünlüğümüze ve vatandaşlarımızın hayat haklarının özelikle ona kastetmeye yönelik atılan adımlarda ki bu dönem öyle şu anda iki gündür sınırlarımıza Suriye tarafından ciddi manada havan toplarıyla atışlar yapılıyor. Ortada... Düşman belli... Şimdi biz bunları karşılıksız bırakabilir miyiz? Gereği neyse biz de bunun gereğini yapıyoruz. Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanmaktan doğal bir şey yoktur ve biz bir hukuk devletiyiz, haklarımız neyse bunu kullanıyoruz, kullanmaya da devam edeceğiz." diye konuştu.

Tehditler sürdüğü müddetçe gereken her türlü tedbiri alacaklarını ifade eden Erdoğan, "Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye'de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, 'cahil cesur olur' diyorlar ya, o da havalarda. Kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire. Biz bunu karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye'de de öyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz. Çünkü Suriye'nin bölünmesine karşıyız, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, terörle mücadeleyi sınır içinde ve dışında sürdürmekle kararlı olduklarını dile getirerek, bu konuda tüm dost ve müttefiklerden dayanışma beklediklerini söyledi.

Türkiye ile ABD arasındaki ikili ve çok taraflı iş birliğinin güçlendirilmesinin bölgesel sorunların çözümü açısından gerekli olduğunu vurgulayan Erdoğan, geçmişte iki ülkenin ortak hareket ettiği durumlarda nasıl stratejik çarpan etkisi oluşturduğunu ve ne gibi başarılar elde ettiğini hep birlikte gördüklerini kaydetti.

Erdoğan, bilhassa içinden geçtikleri bu kritik dönemde müttefiklik ilişkilerinin çok daha önem arz ettiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Trump yönetimi ile üst düzey temaslarımız Ocak 2017'den beri yoğunlaşıyor. Sayın Trump ile Türk-Amerikan ilişkilerinde taze bir sayfa açacağımıza inanıyorum. Sayın Trump'ın önceki yönetime göre terörle mücadele, kimyasal ve nükleer silahların kullanımı ve Suriye'de devlet terörüne son verilmesi noktasında daha kararlı bir duruş sergileyeceğinin işaretini alıyorum. Rejimin son kimyasal saldırıları sonrasında verilen cevap geç kalınmış olsa da alkışladığımız tavır olmuştur. Esed rejimi 6 yıldır ilk kez masumları hunharca katletmesine sessiz kalınmayacağını görmüştür. "

- "YPG/PYD ile hareket etmesi, ittifak ve ortaklık ruhunu zedeliyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Mayıs'ta Trump ile Washington'da kapsamlı görüşmeler gerçekleştireceklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bu görüşmelerimizde gündemimizdeki tüm konuları, ikili ilişkilerimizden tutun bölgesel sorunlara varana kadar ele alma imkanını bulacağız. İkili ilişkilerimizde halen istediğimiz noktaya getirmeyi beklediğimiz hassas başlıklar bulunuyor. Amerikalı dostlarımızdan beklentimiz, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditleri iyi anlamaları ve gereken dayanışmayı özellikle göstermeleridir. DEAŞ'la mücadele bahanesiyle insanlarımızın hayatına kasteden bir terör örgütü ile iş birliği yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Amerika'nın Suriye'de YPG/PYD ile hareket etmesi, ona somut destek vermesi, ittifak ve ortaklık ruhunu zedeliyor. Aynı şekilde 15 Temmuz darbe girişiminin elebaşısının, altını çizerek söylüyorum, hala Pensilvanya'da rahatça terör faaliyetlerine devam etmesi milletimizi rahatsız ediyor."

Bu terörist başının 170 ülkede faaliyet gösterdiğini ve böyle bir terörist başının Amerika'da besleniyor olmasının, oradan bu 170 ülkeyi yönetiyor olmasının, kendilerini ciddi manada rahatsız ettiğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'de darbe girişiminde bulunan, 249 insanı şehit eden 2 bin 193 vatandaşı da yaralayan bu cani örgütün, bırakın Amerika'da, dünyanın hiçbir medeni ülkesinde hayat alanı bulamaması gerektiğini kaydetti.

Erdoğan, FETÖ liderinin tutuklanmasının veya yargılanmak üzere Türkiye'ye iadesinin ABD'den temel beklentileri olduğunu anlatarak, diğer taraftan ticari ve ekonomik münasebetlere daha fazla eğilmeleri gerektiğini vurguladı.

Amerika'nın Türkiye'de doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında ikinci sırada yer aldığına dikkati çeken Erdoğan, ticaret hacminin ise 2016 yılında 17,5 milyar dolar olduğunu ancak bu rakamın potansiyellerini asla yansıtmadığını kaydetti.

Erdoğan, daha fazla Amerikan firmasının Türkiye'de yatırım yapmasını, uluslararası yatırımcılar için sağladıkları kolaylıklardan faydalanmasını istediklerini belirterek, ikili ticari ve ekonomi ilişkilerinin geliştirilmesi için DEİK VE TOBB gibi sivil toplum kuruluşlarının etkinlerini de artırmak gerektiğini anlattı.

Firmalar arasında sektörel bazlı iletişimin güçlendirilmesinin de önem arz ettiğine vurgu yapan Erdoğan, önümüzdeki yeni bir süreçte tüm konularda beklenti ve hedefleri karşılayan adımlar atacaklarına inandıklarını söyledi.

Ülke olarak cumhuriyetin 100. yıl dönümü olan 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedeflediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli geliri 25 bin dolara çıkarmayı, 1 trilyon dolarlık bir dış ticaret hacmine ulaşmayı arzu ettiklerini ifade etti.

- "Enerji tüketimi bir ülkenin de refah düzeyinin işaretidir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu vizyonun gelişmesine katkıda bulunacak en önemli unsurlardan birinin enerji olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Türkiye, bölgesinde ve dış politikasında enerjiyi barışı tesis edecek önemli bir unsur olarak görüyor. Malum enerji tüketimi dediğimiz zaman aynı zamanda bir ülkenin de refah düzeyinin işaretidir. Bunun için enerjiyi paylaşmaya dayalı bir anlayışla, bölgesel ve ikili ilişkilerimizde etkin şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Türkiye hiçbir konuda olduğu gibi enerji meselesinde de tek taraflı kazanma anlayışıyla hareket etmemiştir, etmeyecektir. Karşılıklı kazanma ilkesi ile geliştirdiğimiz projelerden gerçekten çok önemli neticeler aldık. Amerika ile Türkiye'nin enerji alanında da çok büyük bir iş birliği potansiyelinin olduğunu düşünüyorum. Biz enerji alanındaki stratejimizi üç temel üzerine inşa ettik. Bunlar, arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilir piyasadır. 2003 yılı başından bugüne kadar elektrik ve doğalgaz piyasalarında kamu ve özel sektör olarak 75 milyar dolarlık yatırım yaptık. Mevcut doğalgaz ve petrol boru hatlarımıza ilaveten TANAP, Türk akımı, Kuzey ırak Doğalgaz Boru hattı ve Doğu Akdeniz Boru Hattı gibi tarihi nitelikte projelerle jeopolitik riskleri en aza indiriyoruz."

Bu tür projelerle bir taraftan Türkiye'yi enerji koridorunun merkezi kılarken diğer taraftan da Avrupa'nın enerji arz güvenliğine katkıda bulunduklarını vurgulayan Erdoğan, boru hatlarında LNG olarak adlandırılan sıvılaştırılmış doğalgaz alt yapısını da güçlendirdiklerini söyledi.

Erdoğan, yüzer enerji santralleri konusunda geçen sene büyük bir atılım başlattıklarını ifade ederek, 2016 yılında ilk defa ABD'den LNG ithalatı yaparak bu konuda da bir ilke imza attıklarını kaydetti.

Türkiye'nin hidrokarbon kaynaklarında ithalata bağlı olmanın yükünü taşıdığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kendi kaynaklarımızı geliştirmeye ihtiyacımız var. Bunun için bir gemimiz ülkemizin üç tarafında sismik araştırma yaparken alımını yeni gerçekleştireceğimiz bir gemimiz de her yıl Akdeniz ve Karadeniz'de ikişer aktif sondaj faaliyetinde bulunacaktır. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi, enerji stratejimizin ikinci güçlü sacayağını oluşturuyor. Nitekim 2016 yılında elektrik üretimimizde yerli kaynakların oranı yüzde 49,3'e ulaşmıştır. Hedefimiz bu oranı 3'te 2'ye çıkarmaktır. Bu çerçevede nükleer enerjiyi, enerji sepetimize ekleyecek ve enerji ihtiyacımızın yüzde 10'unu bu yolla karşılayacağız. Şu temel gerçeğin altını burada özellikle çizmek isterim, 21. yüzyılda enerji yıkıcı rekabetin değil iş birliğinin anahtarı olmalıdır."

Bu anlayışla uluslararası iş birliğini artırmak için birçok küresel etkinliğe ev sahipliği yaptıklarını dile getiren Erdoğan, geçen yıl 23. Dünya Enerji Kongresi'nin İstanbul'da toplandığını, bu sene de 22. Dünya Petrol Kongresi'ni Türkiye'de düzenleyeceklerini, mayıs ayı sonunda da Karadeniz İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'ne de ev sahipliği yaparak bu önemli kuruluşun 25. yılını kutlayacaklarını söyledi.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :