Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi

Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi

Başbakan Davutoğlu: (1)

İSTANBUL (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hiçbir zaman çevremizde ne halkına zulmederek büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler görmek istiyoruz ne de bu güç boşluğundan istifa eden terör örgütleri görmek istiyoruz" dedi.

Davutoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile The Grand Tarabya Otel'de düzenlenen Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nin kapanış oturumunda konuştu.

Başbakan Davutoğlu, kalkınan bir ülke için istikrarın önemine değindiği konuşmasında, özellikle son dönemde Türkiye'nin civarında yaşanan krizlerden olumsuz etkilendiğini anlattı. 

"Hiçbir zaman çevremizde ne halkına zulmederek büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler görmek istiyoruz ne de bu güç boşluğundan istifa eden terör örgütleri görmek istiyoruz" diyen Davutoğlu, bunun hem bu bölgenin halkları hem de için büyük tehdit olduğunu vurguladı. 

Burada özellikle 4 alana atıfta bulunmak ve çağrıda bulunmak istediğini dile getiren Davutoğlu, "Birincisi Irak... Türkiye'nin etrafında tarihi arka plana baktığımızda bizim coğrafyamızın, şehirlerimizin, devletlerin zenginliği İpek Yolu üzerinden geçmesine bağlıydı. Aynen İpek Yolu gibi şimdi biz bir enerji yolu peşindeyiz. Bizim coğrafyamız üzerinden geçen bütün halkların barış için, güven için bizim coğrafyada buluştuğu bir enerji habı olmak istiyoruz. Bunu bir güç sahibi olup da enerji üzerinden başka ülkelere belli siyasi taleplerde bulunmak için istemiyoruz. Aksine ne kadar çok enerji hattı ülkemizden geçerse o enerji hattının çıktığı ve ulaştığı yerde barış köprüsü oluruz" diye konuştu. 

 

- "TANAP, barış projesi"

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çarpıcı bir misal olarak, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'ni (TANAP) örnek verebileceğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"1990'lı yıllarda Kafkasya ve Balkanlar, kriz coğrafyaları olarak anılıyordu. TANAP'la sadece biz Bakü'den Azerbaycan'dan Balkanlar'a bir enerji aktarmayacağız, aynı zamanda kriz bölgesi gibi anılan iki bölgede barış köprüsü oluşturacağız. Dolayısıyla TANAP bir enerji projesi değil, bir barış projesi aynı zamanda. Azerbaycan'dan Arnavutluk'a, Adriyatik'e kadar gidecek bir barış projesidir TANAP. Dün ve evvelsi gün Irak'taydım. Çok güzel görüşmeler yaptık. Sayın Abadi'ye zikrettiğim bir husus var. Orta Doğu'da ülkeler birçok şeylerden şanslı, bir konudan veya diğer konudan, ama en şanslı ülke Irak. Orta Doğu'da öyle ülkeler var ki, insan kaynağı bakımından zengin, Türkiye, Mısır gibi. Öyle ülkeler var ki, doğal kaynak bakımından zengin. Ama bir ülkede hem insan kaynağı zenginliği var hem de doğal zenginlik var. Öyle uygun bir kombinasyon ki."

Irak'ta istikrarın sağlanması durumunda 5 yılda bir, seçim döneminde dünyanın en hızlı yükselen ülkeleri arasına girebileceğine dikkati çeken Davutoğlu, "Yeter ki Irak içindeki siyasi gruplar, partiler, bölgeler birbirlerine güvensinler ve içselleştirici bir siyasi yapı oluşsun" ifadelerini kullandı.

Demokrasinin en büyük meziyetinin; her bir vatandaşı ve her bir siyasi kesimi ortak hedef etrafında buluşturabilme, içselleştirme kapasitesi olduğuna değinen Davutoğlu, Irak'ta son yıllarda belli kesimlerin siyasi sistemin dışına itilmesi, Kürt bölgesel yönetimi ve merkezi yönetim arasındaki ilişkilerin gerilmesi ve Kürt yönetimindeki maaşların dahi ödenmemesinden gelen birikmiş tereddütler bulunduğunu anlattı. 

Başbakan Davutoğlu, "Bizim önce bu tereddütleri aşmamız lazım. Sayın Abadi ile görüşmemden çok ümitlendim. Siyasi liderlerle de... Irak'ta ilk defa bütün siyasi liderler elini taşın altına koyarak, 'yeni bir dönem başladı' inancıyla davranıyor. Ümit ederiz ki, bu atmosfer devam eder. Türkiye'nin en çok arzu ettiği şey; Irak merkezi yönetimiyle bölgesel yönetim arasında bir enerji antlaşmasına varılmasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

 

- "Gelişmeleri seyredemeyiz"

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Irak'ın bir arada tutulmasının temel aracının, birliğini koruyabilmesi olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bu da güç paylaşımına ve kaynak paylaşımına bağlıdır. O bakımdan dün gerek Erbil ve gerek Bağdat'ta yaptığım görüşmelerde böylesi bir yeni anlayışın Irak ve bölgeye egemen olması için çağrılarda bulundum. Çok verimli görüşmeler yaptım, hiçbir ülke böyle bir anlaşmadan Türkiye'den daha fazla mutlu olamaz. Herkesin şunu bilmesi lazım; Türkiye'nin enerji arzına ihtiyacı var ve çevremizde bu kadar çok enerji varken biz oturup gelişmeleri seyredemeyiz. Irak'taki enerjinin Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşması ve Türkiye tarafından kullanılması merkezi hükümetin de çıkarınadır, bölgesel yönetimin de çıkarınadır. Ama kimse bize bu kadar büyüyen bir ekonomi içinde 'Siz Ankara'da oturun, Irak'taki enerji kaynakları da atıl kalsın anlaşma da yapmayın. aralarındaki anlaşmazlık 50 yıl sürsün, bekleyin' diyemez."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı