ASO nisan ayı meclis toplantısı

ASO nisan ayı meclis toplantısı

ASO Başkanı Nurettin Özdebir:- "Unutmayalım ki üretim yoksa iş yok, ülkenin geleceği de yok. Üreten firmalarımızı destekleyerek zor durumdan kurtarmalıyız"- "Ülkemiz daha önce yaşamış olduğu krizlerden güçlenerek çıkmıştır. Ülke ekonomisine güvenimiz tamd

ANKARA (AA) - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, "Unutmayalım ki üretim yoksa iş yok, ülkenin geleceği de yok. Üreten firmalarımızı destekleyerek zor durumdan kurtarmalıyız." dedi.

Özdebir, ASO'da düzenlenen odanın nisan ayı meclis toplantısında, döviz kurundaki yükselişin ekonominin dinamiğini bozduğunu söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan "Yeni Ekonomi Programı-Yapısal Dönüşüm Adımları 2019"un yoğun, kapsamlı ve bütünselliği bulunan bir paket olduğunu vurgulayan Özdebir, özellikle reform alanlarının başında finansal sektörün ön plana çıkmasını önemsediklerini bildirdi.

Özdebir, şirketlerin borçlarından dolayı sorunlar yaşadıklarına dikkati çekerek, "Şirket battıktan sonra bankaya yardım etmek yerine, verilecek kaynağı batmadan şirketlere aktarmak daha doğru olacaktır. Kaynak, katma değeri ve milli menfaatleri yüksek şirketlerin üretime devam edebilmesi açısından çok daha önemlidir." diye konuştu.

- "En önemli gerçeklik güven"

Özdebir, kredi yapılandırmada faizlerin ödenebilir orana gelmesinin önem taşıdığına işaret ederek, bu yapılandırmaların bankalara bırakılmadan hükümet ile bankalar arasında koordineli şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'deki ekonomik sıkıntıların 2008'de ABD'de yaşanan sürece benzediğini anımsatan Özdebir, bu ülkede alınan önlemlere benzer adımlar atılabileceğini ifade etti. Özdebir, "Unutmayalım ki üretim yoksa iş yok, ülkenin geleceği de yok. Üreten firmalarımızı destekleyerek zor durumdan kurtarmalıyız. Ekonomide en önemli gerçekliğin güven olduğu unutulmamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Açıklanan programdaki hukuksal reformları önemsediklerini belirten Özdebir, şöyle konuştu:

"En önemli reformlarımızdan birinin vergi dönüşümü olması önem arz etmektedir. Yeni vergi uygulamalarında istisna ve muafiyetlerin azaltılması ve kurumlar vergisinin kademeli olarak düşürülmesi, özellikle sanayici açısından önemli avantajlar sağlayacaktır. Kurumlar vergisinin kademeli azaltılmasının, yabancı yatırımları ülkeye kazandırmada önemli bir etkisinin olacağı açıktır."

Kıdem tazminatı reformuyla işçi ve işveren açısından uygulamaya konulan düzenlemelerin sürdürülebilir bir büyüme ve istihdam performansı açısından önemli olduğunu vurgulayan Özdebir, güçlü tamamlayıcı emeklilik sisteminin ve çalıştıkça gelirlerin artması uygulamasının çalışma şevki üzerinde olumlu katkılar sağlayacağını söyledi.

- "Kıdem tazminatı ek yük getirmemeli"

Özdebir, kıdem tazminatı konusunun popülizmden uzak, işletmelere ek yük getirmeyecek ve ülke gerçeklerine uygun bir şekilde sonuçlandırılması gerektiğini söyledi.

İşsizlik sorununun gündemin ilk sıralarına yükseldiğine dikkati çeken Özdebir, şu değerlendirmede bulundu:

"Özellikle genç işsizlik oranın yüzde 26,7 seviyelerine yükselmesi oldukça düşündürücü. İşsizlik sorunu, kültürel geleneksel yapımızın bizi tembelliğe itmesinden kaynaklanıyor. Ailelerin aşırı korumacılığı, gençlerin istihdama katılımını engelliyor. Üniversite mezunu herkesi kalifiye eleman olarak algılamamamız gerekiyor. Herkes üniversite mezunu olursa kim üretim yapacak? Üniversite sayısının artması da eğitim ve beşeri sermayeyi zenginleştirmiyor. Önemli olan üniversite sayısının artması değil, kalitenin artması. Evrensel bir eğitim sistemi inşa etmemiz gerekiyor."

Sanayi üretim endeksindeki düşüşe karşın üretimdeki gerilemenin giderek azaldığına işaret eden Özdebir, "Bu iyileşme olgusuyla birkaç ay içinde toparlanmanın ortaya çıkacağını ve pozitif bir sanayi üretim rakamı göreceğimizi düşünüyorum." dedi.

- "Ülke ekonomisine güvenimiz tam"

Özdebir, kredi faizlerinin yüksekliği ve krediye ulaşmadaki zorlukların sanayiciyi etkilediğini, ekonomi politika yapıcılarının bu konuya yoğunlaşmasının yaşanan olumsuzlukların bertarafında önem taşıdığını ifade etti.

Yurt içi yerleşiklerin gelecek kaygısı ve Türk lirasına güven sorunundan dolayı tasarruflarını dövize endeksli olarak saklamalarının önemli bir risk unsuru olduğunu belirten Özdebir, şunları kaydetti:

"Ben demekten vazgeçip, ülkem demeyi ön plana çıkarmamız gerekiyor. Hane halkının dolardan çıkması ekonomi ve Merkez Bankası açısından olumlu bir durum olacaktır. Seçim süreci artık geride kalmıştır, ekonomi üzerine odaklanılması zaruret haline gelmiştir. Ülkemiz daha önce yaşamış olduğu krizlerden güçlenerek çıkmıştır. Ülke ekonomisine güvenimiz tamdır. En kısa zamanda bu olumsuzluklar bertaraf edilerek ekonomimiz yeniden istikrara kavuşacaktır. "

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :