Âşık Şem’i sazlı sözlü anıldı

Âşık Şem’i sazlı sözlü anıldı

Konya’nın ilk belediye başkanı olan Âşık Şem’i, Konya Aydınlar Ocağı’nda düzenlenen bir etkinlikte sazlı ve sözlü olarak anıldı. Tarihçi Ali Işık, Şem-i’nin hayatını anlatırken Şair Nuri Cennet, Şem-i’nin meşhur Konya Methiyesi şiirini okudu.

Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, Konya’nın ilk ihtisab Ağası olan Âşık Şem’i hayatı ve şiirleriyle dile geldi.

Âşık Şem-i’nin, Piresad soyundan gelen Hacı Hüseyin Ağa’nın ahvadından olduğunu ve 177O’li yıllarda Piresad Mahallesinde doğduğunu söyleyen eğitimci Ali Işık, “Şem-i’nin asıl adı Ahmet. Atalarından birisinim ismi Şem’i olduğu için onu mahlas olarak kendisine kabul ediyor. Şem’i tahsil yapmadı deniliyor. Ama şiirlerine baktığımızda tahsil yaptığı belli. Şem’i hayatı içerisinde birkaç sefer İstanbul’a gidiyor. III.Selim ve II.Mahmud’la görüşüyor. Şiirlerinde buna dair kapsamlı anlatımlar var. III.Selim’le görüşmesinde kendisine Konya’da Başhavalalık verildiğine dair bir rivayet var. II.Mahmud ile görüşmesinde de kendisine İhtisâb Ağalığı görevi veriliyor. İhtisab Ağalığı bugünkü manada bir ölçüde belediye başkanlığı. Ama tam manasıyla değil. O zaman belediye hizmetleri de kadıların uhdesinde. Yâni Kadıların İcra Kolu gibi esnafı denetlemesi, çarşıların temizliğiyle ilgilenmesi ve piyasayı denetlemesi gibi bir görev” dedi.  

asik-semi-3.jpg

Şem-i’nin 1770’lerde doğduğuna inandığını ve ister istemez siyasi faaliyetler içerisinde bulunan Şem-i’nin, Konya’da yaşadığı dönemde en dikkat çekici hadisenin tarihe ‘Konya Vak’ası olarak geçen Kadı Abdurrahman Paşa Hadisesi olduğunu belirten tarihçi Ali Işık, Âşık Şem-i’nin hayatıyla ilgili şu bilgilere yer verdi: “Şem-i’nin babası 1815 Haziran başlarında vefat ettikten sonra Şem’i’nin Mustafa isminde bir oğlu, Esma isminde bir kızı var. 1819’da bir oğlu daha oluyor ve onun adını da Mehmed koyuyor. Şem-i’nin torunu olan Âşık Emine ise, cönk sahibi olan şair Mehmed Efendi’nin kızı oluyor. Şem-i’nin helvacı dükkânı bugün hâlâ ayakta. Asım Sözbir’lerdeydi ve şu anda ayakkabıcı dükkânı. Bir gün kendilerini ziyaret ettim ve burası çok önemli, bu dükkân Âşık Şem-i’nin helvacı dükkânıdır. Kıymetini bilin, dedim. Babasının ölümünden sonra Mevlevi dergâhıyla sıkı fıkı olduğu için Şem’i, Celâliye Vakıfları Aşâr Memurluğuna atanıyor. 1826’da hacca giden Âşık Şem-i’ye Hemdem Said Çelebi, okuduğu bir şiirinden dolayı 30 altın bir kese gönderiyor. O zaman hacca gidiş 3-4 aylık bir süreyi kapsıyor. Önce gidecek kervanlar ayarlanıyor sonra menzillerden at-katır hazırlanıyor. Bayram namazı kılınan, yağmur duası yapılan, ordu toplanma ve misafir karşılama, hacı uğurlama ve karşılama yeri olan Musalla Meydanı’nda toplanıyorlar. Mevlâna Dergâhında dua edildikten sonra hac yolculuğu başlıyor. Arafat’ta Bilâl-i Habeşi Mescidinin minaresinden Peygamber Efendimiz’e yazdığı o güzel naatını okuyor ve bütün hüccac gözyaşları içerisinde bunu dinliyor, diye bir rivayet var. 1833 yılında hanımını kaybediyor. Bu arada isimleri belli olmayan iki kız çocuğu daha olduğu belirtiliyor. 1834 yılında Şem-i’nin büyük oğlu Tutkap usulü ile askere alınıyor. Şem-i’nin Konya Divanı 1855’de İstanbul’da basılıyor. Tarihçilerimizin mutlaka bu divanı okumaları gerekir. Âşık Şem-i 1839’da vefat etti. Mezar kitabesinde ise yanlış okumadan dolayı ölüm tarihi 1834-35 olarak geçmiştir.”   

asik-semi-4.jpg

“BAD-U CENNETTİR HEVASI KONYA'NIN”

Konya Halk Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte Işık, Âşık Şem-i’nin yazdığı ve önemli bulduğu bazı şiirlerini de okudu. Şair Nuri Cennet ise,  Âşık Şem-i’nin “Aşk-u şevk ile kurulmuştur binası Konya'nın. Ol sebepten bad-u cennettir hevası Konya'nın” diye başlayan Konya Methiyesi şiirini okudu. Programda şair Cennet, Konya’nın sevilen türkülerini sazlı sözlü olarak okudu. Cennet, yaptığı espirili ve nükteli konuşmalarla dinleyicileri güldürdü. Gazeteci-yazar Seyit Küçükbezirci de, Konya’nın âşık ve şairlerinin isimlerinin sokaklara verilerek yaşatılması gerektiğini söyledi.

Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü de, Ali Işık, Nuri Cennet ile sazendelere hat levha ve kitaplardan oluşan hediyeler takdim etti. Etkinlik, toplu olarak çektirilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.

asik-semi-2.jpg