Aşık Şemi konuşuyor -39

      Geçmişten geleceğe büyük bir Nurun ve muhteşem bir Kültürün merkezi , ve bağrında onlarda Peygamberi, binlerce Evliyayı, yüzbinlerce Şehidini barındıran KONYA dan  sizlerle bir sohbet gezintisi yapıyorum.

       Konya ve Konyalı aşığı  cıhan şumul bir Devletin yüce Sultanı , Yavuz Sultan Selim Han  hazretlerinin  Tarih kayıtlarında görülmeyen fakat Tevatür edebiyatında  günümüze kadar gelmiş olabilen bazı bilinmeyenleri paylaşacağım  sizlerle.

      Osmanlı Devletinin hakimiyetini ,gücünü ,ve bekasını  cıhan devletlerine kabul ettiren titreten,Yavuz Sultan Selim Han komutasındakı Ordu  ( 1516 ) yılı baharında Mısır fethini tamamlamak üzere KONYA’da konaklamış bulunuyor.

      Gerek moral ve gerekse iaşe ve techizat bakımından  Ordunun ihtiyacını Konyadan tamamladığı sıralarda Türbe tekke gibi manevi ziyaret  yerlerini  de ziyaret etmeyi ihmal etmez koca Sultan.

      Sık sık Hazreti Mevlana’nın ayak ucunda sabahlamakla  geçer zamanı. Bundan kısa bir zaman önceki bir yazımda  teferruatı ile  bahsettiğim DUDLU SUYU ‘nun bulunuş şekli  ile elde ettiği  manevi moralin verdiği o büyük güçle  Konya halkından gördüğü  maddi  yardımlarla rın yanı sıra  Konya ve mülhakatından gelen gönüllü onbinlerce askerin iştiraki ile daha da kuvvetlendirilmiş olan Ordu,  Ülemanın duaları ile ( 1516 )yılında Karaman üzeri yola çıkar.

      Ordu yoluna devam ede dursun DUTLU suyun bulunduğu  o gün Sultanın gayri ihtiyari ağzından dökülen  sözlerinden  ‘ DERGAHIN DERVİŞİ BÖYLE OLURSA  DAHA NELER NELER OLMAZ’  şeklindeki sözlerini hatırlayan  Yavuz hazretleri  sefere çıkmadan önce Konyalılara bir hatıra bırakmak ister. Kafasında  çok büyük  Projeler dolaşmaktadır.İlk  iş olarak kafasındaki BAĞIŞ  meselesini hayata geçirir. Konya için evvela Evkaf’ı Celaliye  için büyük vakıf başlar. Dağda bayırda  arazi tarla han hamam  ne varsa verilir.Ayrıca diğer hayır kurumlarına da ayni hassasiyet gösterilir. Hatta öylesine comert  davranılır ki akıl almaz, elinin salladığı gözünün görebilğiği yere kadar ne varsa kayda geçer ve tapusu verilir. İdari bakımdan  şehrin çeşitli işleri devleti Osmaniye tarafından karşılanır.

      Yirmi dört şubat  ( 1516 ) tarihinde Osmanlı Orduları Merci Dabık  çölünde  Mısır Ordusu ile karşılaşır. Her iki tarafın da  Orduları  arasında çok çetin bir savaş başlamıştır. Üç gün süren bu savaşın GALİBİ  belli olur. DEVLETİ OSMANİYE…

      Burada yazımıza bir nokta koyup bazı önemli konulara temas edip aydınlattıktan sonra kaldığımız yere tekrar döneceğiz.

 Devam edecek. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.